Translate.vc / İspanyolca → Türkçe / Rugby
Rugby Çeviri Türkçe
604 parallel translation
Los caminos hasta llegar aquí están cada vez más embarrados.
Burayla Rugby arasındaki tüm yollar sular altında.
¿ Sí? Luke tardó tres días de camino en mula para traer el correo desde Rugby.
Rugby'den postayı getirmek Luke'un katırla üç gününü aldı.
¿ Reginald Balley, el de Black Heath?
Black Heath takımında rugby oynayan adam değil mi?
Esto no es rugby, después de todo.
Burada rugby oynamıyoruz, sonuçta.
Un cuerpo de jugador de rugby.
- Büyük... Amerikan defans oyuncuları gibi.
El típico jugador de Rugby, era novio de una amiga... una tal Giovanna iban a casarse...
İlk görüşte aşk. Çocuk arkadaşlarından biriyle, Giovanna ile nişanlıydı.
Cuando estudiaba leyes, y el Sr. Keefer escribía sus historias, y usted jugaba a rugby en el equipo del Princeton, quién cree que vigilaba este gran país nuestro? Nosotros?
Ben hukuk öğrencisiyken, bay Keefer hikayeler yazarken, ve Willie henüz Princeton'da vasat bir öğrenciyken bu ülkeyi bizim için kim bekliyordu dersiniz?
¿ Juegas al rugby, Mac?
Hiç Slew Jay oynadın mı, Mac?
No es como el rugby.
Bu oyun futbola benzemez.
Bueno, lo que quería decir, profesor Kelp, es que tengo que entrenar al rugby.
Yok, demek istediğim şu ki Profesör Kelp futbol antremanına gitmek zorundayım.
Al rugby?
Futbol antremanı mı?
¡ El equipo de rugby de nuestra ciudad, City!
Rugby ligi takımımız "The City"!
Eso no es rugby.
Bu futbol değil.
Si creyera en el matrimonio, pero gracias a Dios que no, me casaría con un defensa lateral del rugby.
Şayet evleniyor olsaydım, Şükür tanrıya ki evlenmiyorum Rugby liberosuyla evlenirdim.
La derrota me dio la misma sensación que obtendría cuando jugaba al rugby.
Yenilgi bana rugby oynarken hissettiğim duyguyu verdi.
¡ Para no tener frío lo mejor es jugar al rugby! ¡ Ahí va!
Hey çocuklar, takımı ısıtmadınız mı daha?
El rugby es un gran juego.
Futbol harika bir oyun.
Fíjate en el rugby.
Futbol alanına bak.
Estoy mirando el rugby y observo una cosa
Futbolu izlerken birşeyi farkettim.
Son bajos para el rugby
Futbol oynamak için çok küçükler.
Cuando iba a la escuela todo giraba en torno a lo mismo. Rugby
Ben üniversitedeyken hep futbol konuşulurdu.
Todos querían jugar al rugby
Herkes futbol oynamak isterdi.
Incluso los que se pasaban todo el día en la biblioteca, interiormente deseaban jugar al rugby. ¿ Sabéis por que?
Zamanlarının çoğunu kütüphanede geçiren çocuklar bile gizlice futbol oynamak isterlerdi. Neden biliyor musunuz?
Los jugadores de rugby tienen mas éxito con las mujeres.
Futbolcular daha çok kadınla yatarlar.
Un tipo de tu estatura hubiese podido jugar al rugby si era bastante fuerte
Sizin kalıpta biri, güçlüyse üniversitede futbol oynar.
Así que, ¿ Por qué va ha querer nadie jugar al rugby?
O yüzden kim futbol oynamak ister ki?
Para que crezca fuerte y sea jugador de rugby
Futbolcu olacak kadar büyüyebilir böylece.
Es la hora de la liga de rugby... y de los mejores momentos del partido Keighley-Hull Kingston Rovers.
Bugün Keighley ve Hull Kingston Rovers arasındaki maçın önemli anları.
No te veía tan desdichada desde el día que te diste cuenta que la camiseta de rugby que te regalé era talla extra pequeña.
Sana aldığım Rugby tişörtünün garson boy olduğunu öğrendiğinden beri seni bu kadar mutsuz görmemiştim.
Y ésta, la tomé el día en que estuvo en el partido de rugby.
Bunu da siz rugby maçındayken çekmiştim.
El expreso que saldrá por la plataforma 13 hará paradas en Rugby Leicester Loughborough Nottingham y Sheffield.
Platform 13'den kalkan Express... Rugby, Leicester, Loughborough... Nottingham ve Shefield'da duracak.
Club de rugby, sociedad de golf, tenis, club de squash, flora y fauna, filatelia.
Futbol kulübü, golf kulübü, tenis, squash kulübü, flora ve fauna, filateli.
Ustedes saben, damas y caballeros, que una de las compensaciones de alcanzar cierta notoriedad, aunque sólo sea jugando al rugby, es que en ocasiones me piden que regale cosas.
Bayanlar ve baylar, bir futbol oyuncusu olarak kazanılan kötü şöhretin de bir iyi tarafı var ; ara sıra bir şeyler vermeniz istenir.
Dejé el rugby. Mis estudios se han resentido.
Futbolu bıraktım, işlerim bozuldu.
Encantado. Lo vi jugando rugby para Escocia.
İskoçya adına yarıştığını gördüm.
No puedes embestir de esa forma en el fútbol.
Rugby gibi oynayamazsın.
La guerra nuclear es como el rugby :
Nükleer savaş futbol gibidir :
Jamás he visto un jugador de rugby más canalla y camorrista que tú.
Senin kadar kötü, sert, güçlü bir futbolcu piç daha görmedim hayatımda.
Escuche, si no querías que te llamaran marica, te convertías en un jugador de rugby canalla y camorrista.
Etrafındaki erkeklerin sana ibne demesini istemiyorsan... sert ve güçlü bir futbolcu piç oluyorsun.
Entre todos los del equipo de rugby.
Koca bir futbol takımında evet.
Es buen enfermero pero no cena a menos que use su casco de rugby.
İyi bir hasta bakıcıdır ama futbol kaskını takmadan akşam yemeği yemez.
- ¿ Casco de rugby?
- Futbol kaskı mı?
Cuatro horas de ciclismo, cinco de rugby... y boxeo de noche.
4 saat bisiklet, 5 saat futbol, geceleri boks.
Ya que es tan divertido, creo que va a jugar... en el equipo de los alumnos en el partido de rugby de esta tarde contra los profesores.
Madem bu kadar komik, öğleden sonraki rugby maçında... öğretmenlere karşı oynayan oğlanların takımında sen de yer alsan iyi olur.
¡ Voy a parecer un jugador de rugby! .
Bununla Amerikan futbolcusuna benzerim.
A través de los años, dirigí a muchos rugbiers en una canción obscena, y un sinnúmero de veces ofrecí mi hombro para llorar.
Yıllar boyunca pek çok rugby takımına müstehcen şarkılarda önderlik ettim ve sayısız kez omzumda ağlamalarına izin verdim.
Yo era zaguero del equipo de rugby del escuadrón.
Eskiden rugby takımında bek pozisyonunda oynardım.
El mejor en fútbol, en americano, en pista.
Futbolda, rugby'de ve pistte eyalet takımında.
Ahora está como un maldito balón de rugby
Midesine kafayı taktı. Kanlı canlı bir topa döndü sanki.
Tony Engelhart, jugador de rugby.
Tony Engelhart, futbolcu.
Jugaba al rugby en el Notre Dame.
Notre Dame'de oynamıştım.