Translate.vc / İspanyolca → Türkçe / Sales
Sales Çeviri Türkçe
5,550 parallel translation
Vas a ir ahí, mírame, les das el dinero, recuperas a Amanda, y sales corriendo de allí.
Parayı vereceksin. Amanda'yı geri alıp, oradan defolup gideceksin. Mantıklı mı?
¿ Nunca sales?
Hiç dışarı çıkmıyor musun?
Venga, sales con tíos raros todo el tiempo.
Ürkünç tiplerle hep çıkıyorsun.
¿ Por qué no eliges uno de estos maravillosos vestidos sales ahí fuera y le das a Morgan la mejor noche de su vida?
O yüzden neden bu harika elbiselerden birini seçip dışarı çıkarak Morgan'a hayatının gecesini yaşatmıyorsun?
Así que sales ahí y peleas por Emma.
O yüzden sen buradan çıkar ve Emma için mücadele edersin.
Si sales por esa puerta, no voy a estar aquí cuando regreses.
Eğer o kapıdan çıkarsan, döndüğünde ben burada olmayacağım
Vale la pena arriesgarse, incluso si sales lastimada.
Sonunda canın yansa bile riske girmeye değer.
Así que, ¿ por qué no sales afuera, te relajas un poco y vuelves en cuanto estés lista? , ¿ de acuerdo? Bueno.
Neden dışarı çıkıp, biraz dinlenip hazır olduğunda tekrar gelmiyorsun, olur mu?
¿ Con quién te sales normalmente?
- Tanıştıkların nasıllar?
Excepto cuando un oso te persigue, porque entonces te sales del camino.
Bir ayının seni kovamalası dışında. Öyle olursa yoldan çekilirsin çünkü.
El color en los vitrales proviene de sales metálicas.
Buzlu camlardaki renk metalik tuzlardan gelir.
También conocidos como sales de baño.
Yani banyo tuzları.
- para empezar a vender sales.
- Tuzdan satmalarını istiyor.
Así que, ¿ por qué no sales a la calle?
Neden dışarı çıkmadın?
Eso es lo que pasa cuando sales afuera de los muros. ¿ Eren?
Surların dışına çıkarsan başına gelecek olan budur işte. Yani tüm yaptığımız insanlarımızı yemek niyetine sunmak mı oldu şimdi? Eren?
La gente fuma sales de baño como anfetaminas por estos días.
Bu günlerde insanlar banyo tuzlarını amfetamin gibi tüttürüyor.
Cuando te sales del guión, pierdes el control de la conversación.
Kayıt dışı davranırsan, kontrolü kaybedersin.
Si sales, podría mostrarte mi carnet de conducir.
- Dışarı çıkarsan sana ehliyetimi gösterebilirim.
Eres listo, guapo, divertido, alto, y no eres ninguna de esas cosas cuando sales con ella.
Zekisin, yakışıklısın, komiksin ve uzunsun. Ama onunla beraberken bunların hiçbiri olamıyorsun.
¿ Me estás diciendo que la única razón por la que sales conmigo y todo eso es porque quieres que te deje tocarme las tetas?
Benimle takılmamın tek sebebinin zamanla göğüslerime dokunmana izin vereceğimi düşünmen olduğunu mu söylüyorsun?
Y si te sales del radar, ¿ cómo subirás fotos de la comida de los restaurantes y los lugares que conoces?
Ve sistemin dışında kalırsan yediğin yemeklerin,... takıldığın havalı yerlerin fotoğrafını nasıl paylaşacaksın?
Y si sales por esa puerta, ninguno de nosotros, repito, ninguno de nosotros los volverá a ayudar jamás.
Ayrıca eğer şimdi buradan çıkıp giderseniz, hiçbirimiz, tekrar ediyorum, hiçbirimiz bir daha size yardım etmeyeceğiz.
Entonces, ¿ estás diciendo que solo sales con chicas con nombres de stripper que comiencen con "C"?
Yani diyorsun ki sadece striptizci ismi olanlarla ve adı "C" ile başlayanlarla çıktım.
Sales a la terraza, y finges mirar al océano, esperas por una gran ola y cuando estalla, ahí lo haces.
Balkona çıkıyorsun,... ve okyanusu izliyormuş gibi yaparken, büyük bir dalganın gelmesini bekliyorsun ve dalga kırıldığında anda, bırakacaksın.
Si sales por esa puerta ahora, tú y yo, estamos bien.
Hemen bu kapıdan çıkıp gidersen aramızda sorun olmaz.
¿ Por qué no sales con él?
- Niye onunla çıkmıyorsun?
- ¿ Con cual de las dos sales?
- Hangisiyle birliktesin?
- ¿ Sales con Cece?
- Cece ile birlikte misin?
- ¿ Sales con Elizabeth? - Sí.
- Elizabeth'le birlikte misin?
¿ Consigo un poco de dinero y sales de debajo de las "hiedras"?
Birazcık param oluyor, hemen sağlandığın yerden çıkıveriyorsun.
¡ Dong! Si te sales de esa caja, a los perros no les gustará.
Vuruş yerinden bir adım atarsanız o köpekler sizden pek hoşlanmayacak.
¿ Te sales del protocolo porque necesitas ir al baño?
Banyo molasına ihtiyacın olduğu için protokolü mü çiğneyeceksin?
Sales y te preguntas,
Çıkınca da "Bunca yıldır ne yapmışım?"
Pasas todo el día con ellos en el trabajo y luego sales con ellos de noche, juegan, van a la tienda de historietas.
İşte zaten sürekli birliktesiniz sonra akşamları toplanıp oyun oynuyorsunuz çizgi roman dükkanına gidiyorsunuz.
Bueno, y quizás la oportunidad de saber un poco más sobre la mujer con la que sales.
Belki de çıktığın kadın hakkında daha çok şey öğrenme fırsatı eline geçer.
Sales ganando sí o sí.
Her iki durumda da kazanırsın.
¿ A tu compañero lo putean, y tú sales corriendo?
Ortak sıkışmış alır tepeler için çalıştırmak?
Vale, Liam, Bill es el que puso las sales de baño en el ponche de tu boda, ¿ Vale?
Liam, düğünündeki pança uyuşturucu hap atan kişi Bill.
¿ A qué hora sales del trabajo?
İşten sonra ne yapıyorsun?
¿ Qué? ¿ Ahora sales con niñas?
- Çocuklarla da mı görüşmeye başladın?
¿ Cómo te sales de eso?
Sıradaki sorun, bundan nasıl kurtulacağın?
No sales.
Benim cevabım : Kurtulamayacaksın!
Sales de baño para pájaros.
Kuş banyo tuzları.
¿ Por qué no sales y te presentas en persona?
Neden gelip yüz yüze kendini tanıştırmıyorsun?
No, solo sales y vas de compras y gastas todo mi dinero.
Hayır, dışarı çıkıp alışveriş yapıyorsun ve bütün paramı harcıyorsun.
" Te vi en Ad Age. Sales guapísima.
Çok güzel görünüyordun.
¿ Por qué no sales, y vas a tu fogata?
Neden şenlik ateşinde devam etmiyorsun?
¿ Sales siquiera?
Hiç dışarı çıkmadın mı?
¿ Sales con alguien?
- Bugünlerde biriyle mi çıkıyorsun?
¿ Desde cuándo te sales de tu marca?
Sakin ol Bob Fosse.
¿ Crees que son sales de baño?
Sence de banyo tuzlarından mı?