Translate.vc / İspanyolca → Türkçe / Salmon
Salmon Çeviri Türkçe
131 parallel translation
Buenas noches caballeros Profesor, se sentará aquí Sr. Salmon
İyi akşamlar, beyler. Profösör, böyle buyrun lütfen. Bay Salmon.
- Mi disfraz - el salmon de la sabiduría.
- Bu benim kostümüm : Bilgi Somonu.
Pruebe su salmon, Alex.
Somonunu dene, Alex.
Hay algo mal con su salmon, señor?
Somonunun bir şeyi mi var, efendim?
Debería haber probado el salmon, Alex.
Gerçekten somonunu denemeliydin, Alex.
Ve al bar King Salmon y pregunta por Charlie.
Dördüncü Caddeyle Water'ın köşesindeki King Salmon Bar.
¿ Se refiere usted a monsieur Davenheim de Davenheim y Selmon?
Davenheim ve Salmon'daki Bay Davenheim'dan mı bahsediyoruz?
Bien, Hastings, miss Lemon confío en que no tengan dinero depositado en el banco Davenheim y Selmon.
Hastings ve Bayan Lemon, anladığım kadarıyla Davenheim ve Salmon bankasında paranız yok?
Mi hermana es camarera en el Rey Salmón.
Gerçekten mi? Ablam King Salmon bir süre garsonluk yapmıştı.
En lugar de Salman, dijo Bass.
Salmon yerine Bass dedi.
No seas idiota, ¿ por qué iba a inventarte un nombre?
Bak aptal, öncelikle "salmon" değil, "salman".
¿ Le podrias decir al Chef que mañana deseo el salmon ahumado?
Aşçıya, yarın tekrar ızgarada pişmiş somon istediğimi söyleyebilirmisin?
'" Salmon ahumado con salsa de menta y mostaza..
" Naneli hardal sosuyla haşlanmış somon balığı.
Había mucho más que sólo diferencias entre el Norte y el Sur.
1861'de Lincoln ve hazine bakanı Salmon P. Chase,
" El poder del dinero rapiña la nación en tiempos de paz y conspira contra ella en tiempos de adversidad.
Lincoln öldürülmeden önce eski hazine bakanı Salmon P. Chase
Es más despótico que la monarquía, más insolente que la autocracia más egoísta que la burocracia. " Una temprana y clara mirada al Nuevo Orden Mundial Poco después que Lincoln fue asesinado su secretario de tesoro, Salmon P. Chase, lamentó su participación en asegurar la aprobación del Acta de Bancos Nacionales sólo un año después :
Ulusal Bankacılık Yasası'nın geçmesine yardım etmiş olmasından pişmanlık duydu : " Ulusal Bankacılık Yasası'nın geçmesindeki aracılığım yaşamımın en büyük maliye hatasıydı.
Me mantuve esperando a ver si veía algun salmon.
Somon balığı görmeyi umut ettim.
pero allí no había más salmon en ese río.
Fakat, nehirde hiç somon yoktu.
Victor, quiero viajar a Spokane por ultima vez... y tirar aquellas cenizas al rio... y tu padre se alzará como un salmon. Se alzará.
Victor, Spokane'e son bir defa daha gidip... bu külleri nehre serpeceğim... ve baban, bir somon balığı gibi havalanacak yükselecek...
Exacto, cenaremos langosta, salmón a la parrilla y la natilla, por favor.
İstakoz, ızgara salmon ve krem karamel alalım.
Trina Salmon, okey?
Süt dağıtıcısı, Trina Salmon.
Yo voy a pedir arroz con salmon.
Ben somonlu pilav alacağım.
En mi curriculum están Julia Roberts, Salman Rushdie, las "Spices".
Listemde Julia Roberts, Salmon Rushdie, Posh Spice bulunuyor.
Huevos revueltos, salmon, ensalada, y huevos hervidos.
Menemen, som balığı, salata, ve haşlanmış yumurta.
Quisiera unos huevos revueltos, salmon y ensalada.
Menemen, som balığı ve salata rica ediyorum.
Quizas en lugar de ese horrible salmon que siempre sirven.
Belki sürekli gelen o berbat somon balığı yerine.
Ese salmon es una fina exquisitez.
Somon balığı tatlı bir lezzettir.
Hubieras comido el salmón a la parrilla con salsa de piñón.
Çam fıstığı soslu ızgara salmon sipariş ederdin.
Como Loraine Kelly y Salmon Rushdie.
L0rraine KeIIy ve SaIman Rüştününki gibi oImaIı.
¿ Salmon Rushdie?
SaIman Rüştümü?
Tenemos Salmon y puré de papas?
Yemekte somon var. Patates püresi var mı?
"Y Naasón engendró a Salmón, y Salmón engendró a Booz de Rahab."
Naasson ise Salmon'un babasıydı. Salmon, Rachab'dan doğan Booz'un ;
Una mousse de salmon.
Somon balığı.
- ¡ Una mousse de salmon!
- Somon balığı.
- Salmón.
- Salmon.
- ¿ Salmón quién?
- Salmon kim?
Dales el Salmon Stripper llámalo Bass Basher.
Ona Salmon striptizciyi ver ve Bass Basher de.
Salmon Sakajahari.
Salmon Sakajahari.
La Muerte y la Doncella ".
- Salmon, Queens'den. - Schubert, Ölüm ve Genç Kız.
Y su capitán de equipo... haciendo la tesis de posgrado en Literatura Medieval Francesa.
Ve takım kaptanları. Winchester'dan Anthony Salmon. Ortaçağ Fransız Edebiyatı üzerine doktora araştırması yapıyorum.
Queens.
Queens'ten, Salmon.
Así hacen todas ".
- Queens'ten, Salmon. - Mozart'ın Cosi Fan Tutte giriş müziği.
Hablemos de este salmon norteño...
Şu somon işini halledelim.
Shiromi, Tekka Maki, Salmon con tomate.
Shiromi, tekka maki, domatesle soğan.
¿ Salmón?
- Salmon?
Pescando salmón.
Salmon yakalıyorduk.
Vimnos a Chloe en Salmon antes?
Peki bu nasıl? Chloe Jamison'ın somon rengi giydiğini gördünüz mü?
Profesor Ebbart. Sr. James Salmon. Señor López.
Profösör Ebbart, Bay James Salmon, Senyor Lopez, Mösyö Atier, Dr. Lightly.
¿ Cómo está el salmón?
Salmon ne alemde?
En 1861, lincoln y su secretario del Tesoro Salmon P. Chase, fueron a New York para pedir los necesarios préstamos.
Lincoln "hayır, teşekkürler" dedi ve Washington'a döndü.
- El salmon.
- Somon balığı.