English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İspanyolca → Türkçe / Salí

Salí Çeviri Türkçe

6,726 parallel translation
Nunca olvidaré cuando salí de la iglesia y te vi por primera vez.
Kiliseden çıkıp seni ilk kez gördüğüm anı hayatım boyunca unutamayacağım.
No salí corriendo. - Sí.
Kaçmadım.
Yo salí... y él no lo hizo.
Ben kurtuldum ve o kurtulamadı.
Cuando salí de la oficina del doctor, me detuve en una tienda de café... no podía salir.
Doktorun ofisinden çıkınca bir kahvecinin önünde durdum. Arabadan çıkamadım.
Necesito que sepas que no salí de ese hoyo yo solo.
Şunu bilmeni istiyorum o delikten tek başıma çıkmadım.
Mi "historia" es que salí de una situación arruinada y eso como que me arruinó a mí.
Benim "hikayem" şu : Boktan bir durumdan kaçtım. Ve kaçmak beni daha beter hale getirdi.
Cuando salí del ejército pensé que solo me quedaba ir a un colegio comunitario.
Ordudan çıktığımda, bölge üniversitesi benlik demiştim.
Salí de la ciudad para bular al verdugo.
Celladı kandırıp kasabayı terk ettim.
Del cual salí victorioso.
Son davamda zaferle ayrıldım.
Sé que está en tu teléfono como "Señora de la que Salí".
Telefonunda "Çıktığım kadın" diye kayıtlı olduğunu biliyorum.
Le obligué a llevarme con él y salí por mi cuenta.
Bendim. Benimle gelmesi için onu ikna ettim ve kendi başıma hareket ettim.
Salí a fumar un cigarrillo.
Sigara içmek için dışarı çıktım.
Salí a buscarlas.
Bulmak için dışarı çıkmıştım.
Así que cuando salí de la cama y no lo vi por aquí, fui hasta el garaje.
Yataktan kalkıp onu etrafta göremeyince garaja gittim.
Él no es cualquier tío con el que salí por un tiempo
O bir süre çıktığım ve çalıştığım sıradan
Cuando salí, Bruce ya se había ido.
Sonra geldim ve Bruce gitmişti.
Sólo salí para pagar el parquímetro.
Ben sadece metre beslemek için dışarı çıktı.
Hice una foto y salí corriendo.
Bir resim çekip kaçtım.
Cuando salí de allí, estaba enfermo.
Oradan ayrıldığımda, hastaydım.
Pero estoy muy seguro de que salí antes de que nacieras.
Ama daha sen doğmadan patlak verdiğimden oldukça eminim.
¿ Antes o después de que salí al aire?
Yayından önce mi sonra mı? - Önce.
Compraste a su precio de entrada, casi $ 8 por acción más bajo de lo que era cuando yo salí al aire.
Açılış fiyatından almışsın. Yayındaykenki halinden hisse başına neredeyse 8 dolar daha az bir fiyata.
"Salí de" ACN " por última vez.
" ACN'den son kez çıkıyorum.
Mi madre me dio esto cuando salí de Escocia.
Um, Annem bunu bana İskoçya'dan ayrılırken vermişti.
Salí a cazar y... disparé a un conejo.
Ava çıkıp bir tavşan vurdum.
Glocks. Salí de ellos en la caja fuerte.
Onları kasada bırakmıştım.
Salió el sol, salí a buscarlo.
Güneş doğdu, onu aramaya çıktım.
No he leído nada desde que salí.
- Çıktığımdan beri hiçbir şey okumadım.
Y recuerdos de los días desde que salí.
Çıktığım günden sonraki hatıraları.
No salí de la tumba para pasar el tiempo viendo basura como esta.
Mezardan bunun gibi çöp şeyleri izlemek için çıkmadım ben.
Cuando salí, el Jefe estaba tirado en el suelo
Ben dışarı çıktığımda beyefendinin işi bitmişti.
Cuando yo salí del Auto, ellos ya se habían ido.
Ben dışarı çıktığımda araba gitmişti.
Nos arrestaron juntos. y cuando salí de prisión, supe que la habían exiliado el año anterior.
Birlikte tutuklanmıştık,... ve hapisten çıktığımda, benden bir yıl önce sürgün edildiğini duydum.
Salí y un auto se estaba estacionando con una cruz blanca en la ventana.
Dışarı çıktığımda, camında beyaz haç işareti olan bir araba uzaklaşıyordu.
Así es como salí. Arrástrense por la parte de atrás.
Ben de bu şekilde çıktım, arkadaki boşluktan sürünerek.
O sea, salí y nada.
Dışarı çıktım ve o gitmişti.
Después de que llamaste, sólo me subí al coche y salí.
Sen aradıktan sonra hemen arabaya atladım.
Salí por el almuerzo. Tengo que regresar, nos vemos.
Öğle molasında gelmiştim dönmem lazım.
Lo que es incluso más increíble... Cuando salí del auto, él ya no estaba.
Daha tuhaf olan şey ise arabadan indiğimde ortadan kaybolmuş olmasıydı.
Cuando salí del baño, estaba ahí de pie.
Lavabodan çıktığımda orada dikilmiş duruyordu.
Cuando salí de la anestesia, tenía la cabeza despejada tolerante sobre quién soy, lo que hice, y por qué.
Yatıştırıcının etkisi geçtikten sonra zihnim açıldı. Kim olduğumu ne yaptığımı ve nedenini kabul ettim.
Salí por la puerta de atrás de mi residencia.
Kaldığım yerin arka kapısından çıktım.
Pero salí de allí sin nada más que polvo encima.
Ama üzerimde alçı tozuyla oradan dışarı çıktım.
Pero nos arrastró la segunda. Y salí a flote sin ti.
Ama ikinci dalgaya kötü yakalandık ve ayağa kalktığımda sen elimde değildin.
Salí de la ducha, escuche que se cerraba la puertas, y oí unos pasos de puntillas por el pasillo.
Duştan çıktım, Kapının kapandığını duydum ve sonrada sesizce ve hızlıca uzaklaşan ayak sesleri duydum.
¿ No la arrojó a la papelera cuando salí de la habitación?
Ben odadan çıkar çıkmaz çöp kutusuna attı değil mi?
No salí en todo el día de la casa, ¿ no, Clive?
Bütün gün evden dışarı çıkmadım, değil mi Clive?
Cuando tenía 15, yo... una noche esperé a que se quedara dormido, cogí el dinero de su cartera, y salí de ahí.
On beş yaşındayken uyuyakalmasını bekledim, cüzdanından para aldım ve oradan kaçtım.
En el tiroteo, luego de que salí... No la tenía conmigo.
Ateş hattından çıktıktan sonra üzerimde değildi.
¿ Qué les importa cómo o por qué salí?
Nasıl ya da neden çıktığımı neden umursuyorsun ki?
¡ Salí de acá!
Çık lan dışarı.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]