Translate.vc / İspanyolca → Türkçe / Samuraï
Samuraï Çeviri Türkçe
1,431 parallel translation
Aceptar el deber de un samurai es el mayor juramento que un hombre puede hacer.
Samuraylığı kabul etmek, bir erkeğin edebileceği en büyük yemindir.
La obediencia de un samurai es incuestionable.
Samurayın itaati tartışılmaz.
La espada es el alma del samurai.
Kılıç, samurayın ruhudur.
Desde este momento, tú, Anjin-san... eres ahora un samurai.
Zira şu andan itibaren, sen, Anjin-san, artık samuraysın.
Tú, Anjin-san, ahora eres samurai.
"Sen, Anjin-san, artık samuraysın."
Esta dama está aquí para tu placer, samurai, no para el mío.
Bu bayan senin zevkin için burada samuray, benim için değil.
Un samurai debe tener registrados su nacimiento y su muerte, Anjin-san.
Bir samurayın doğumu ve ölümü kayda geçirilmelidir.
Dicen que los samurai Heike aún pasean por el Mar Interior en forma de cangrejos.
Balıkçıların söylediğine göre, Heike samurayları denizin tabanında bir yengeç formuna dönüşmüşler.
Los dibujos parecen rostros humanos con el ceño agresivo del samurai del Japón medieval.
İnsan yüzüne benzeyen bu şekil, eski çağlardaki o kızgın samuraylardan birisinin yüz ifadesine çok benziyor.
Hasta que se obtuvo no sólo un rostro humano no sólo un rostro japonés sino el rostro del guerrero samurai.
Taa ki bir samuray savaşçısının yüzüne benzeyinceye kadar, bir Japona benzeyinceye kadar değil, samuray savaşçısına benzeyinceye kadar.
A mayor parecido a un samurai, mayores chances.
Ne kadar samuraya benzersen hayatta kalma şansın o kadar fazlaydı.
"Y aunque es Bushido que el samurai no debe nunca esperar recompensa por ningún servicio, es el deber de un Señor conceder favores de cuando en cuando."
"Samurayın hizmeti için ödül beklememesi bushido olsa da, " zaman zaman lütufta bulunmak, bir derebeyinin görevidir. "
"el derecho a reclutar una guardia de 200 samurai, diez caballos y 20 kimonos."
"200 samuray uşağını hizmete alma hakkı, 1 0 at ve 20 kimono verildi."
Ser un samurai es el mayor honor que un hombre puede lograr alcanzar.
" Samuraylık, bir erkeğin ulaşmayı umut edebileceği en yüce onurdur.
Aceptar el deber de un samurai es el mayor juramento que un hombre puede hacer.
" Samuraylığı kabul etmek, bir erkeğin edebileceği en büyük yemindir.
La obediencia de un samurai es incuestionable.
"Samurayın itaati tartışılmaz."
Desde este momento, tú, Anjin-san... eres ahora un samurai.
"Zira şu andan itibaren, " sen, Anjin-san, artık samuraysın. "
Soy un samurai, y no seré azotado.
Buna dayanırım, fakat ben bir samurayım ve kırbaçlanmayacağım!
¿ Sabéis lo que eso significa, Piloto... para vos, ahora que sóis samurai?
Bunun anlamını biliyor musun, Kılavuz? Senin için, artık samuray olduğuna göre, samuray ve hatamoto?
¿ Y vos, samurai? ¿ A dónde pertenecéis?
Peki ya sen, samuray, senin yerin neresi?
Eres fuerte, y eres samurai, y amo tu contacto.
Güçlüsün ve samuraysın, ve bana dokunmanı seviyorum.
Cuidad del regalo, samurai.
Hediyenin kıymetini bil, samuray.
El Piloto-Major Blackthorne es un samurai...
Blackthorne bir samuray.
Iye, samurai-sama.
lye, samuray-sama.
Tengo que decirte que tendrás tus samurai en un día o dos.
Bir ya da iki gün içinde, samuraylarını alacakmışsın.
Y los samurái de Takeda se comportan de un modo muy extraño.
Ve Takeda komutanları hiç olağan davranmıyor.
Era el mejor samurai del imperio.
İmparatorluğun en büyük samurayıydı.
Así fue que mi padre abandonó su vida de samurai y se convirtió en un demonio.
Bu, benim babamın samuray yaşamını bırakıp, bir şeytana dönüştüğü andı.
¿ No te das cuenta de que es un samurai sin maestro?
Farkında değil misin onun bir ronin olduğunun?
Un fuerte niño samurai yo lavaré tus pies.
Ne güçlü bir samuray çocuğu! Ayaklarını yıkayayım.
Entonces, ¿ en vez de acudir al jefe, contrata a los siete samurai?
Öyleyse amire gitmek yerine yedi samuray kiraladı.
se han acostumbrado a moverse en un mundo de apariencias : frágil, efímero, revocable, de trenes volando de planeta en planeta, de samurais luchando en un pasado inmutable.
... kirilgan, çabuk-ayak, tirsak... gezegenden gezegene uçan trenler, dokunulmaz bir geçmiste samurai dövüsü.
Uno debería leer sus últimas cartas para saber que los kamikazes no eran todos voluntarios, ni eran todos samurais fanáticos.
Kamikazelerin tümünün de gönüllü ya da pek de öyle gözüpek samurai vaziyetinde olmadiklarini ögrenmek için son mektuplarini okumalisiniz.
Un samurai no teme.
Bir samuray korkmaz.
Por que no lo hacemos? Tu puedes ser un guerrero samurai
Sen Samurai savaşçısını oynarken neden bunu yapmıyoruz?
Lo creas o no, hay veces en que estoy atrae muchísimo a ese maldito de Sam... Urai Samurai Frasier Crane.
Samuray Frasier Crane.
Samurai Frasier Crane.
Samuray Frasier Crane.
Este lema samurai es un estilo de vida.
Bu samuray ilkesi bir zamanlar yaşam şekliydi.
Pero nuestra meta es restaurar la noble tradición del estilo del antiguo Samurai.
Yegâne amacımız asil samuray geleneğini tekrar hâkim kılmak.
Incluso en su presente debilitado la condición el Ejército representó el código antiguo del Samurai.
Şu anki zayıf durumunda bile ordu eski samuray kurallarını temsil etti.
Un samurai no mendiga el arroz de los campesinos.
Bir samuray, yardım almaktansa ölmeyi tercih eder.
Entonces dame tu espada samurai. ¡ Deprisa!
Bana samuray kılıcını ver. Çabuk ol!
Especialmente por las espadas Samurai.
- Özellikle de samuraylarınki.
Estos cortes solo pudieron ser hechos con una espada samurai.
Bu kesikler yalnızca bir samuray kılıcı tarafından meydana getirilebilir.
Se basa en una disciplina samurái.
Eski Samurai geleneğine dayalı.
Autoayuda de samurái.
Samurai Danışma Kitabı.
Este es un raro lápiz Samurai, un regalo del emperador Hirohito.
Nadir bir Samuray kalemi, İmparator Hirohito'nun hediyesi.
Suzuki Samurai.
Suzuki Samurai.
Quiero aprender, para ser samurai e defender a los débiles.
Bir savaşçı olup güçsüzlere yardım etmek için bunu öğrenmek istiyorum.
El samurai más bravo también escribía haiku.
En büyük samuraylar aynı zamanda haiku yazıyorlardı.
¡ Escucha, maldito guerrero samurai Zen idiota!
Dinle beni, seni samuraylarla bozmuş manyak Zen savaşçısı!