Translate.vc / İspanyolca → Türkçe / Satín
Satín Çeviri Türkçe
54 parallel translation
¡ Prefiere utilizar mi colcha de satín!
Onun yerine benim saten örtümü kullanmayı tercih edersin tabii!
Y por favor escríbale que me traiga... cinco metros de satín blanco... y un velo.
Ve, lütfen ona... beş metre, beyaz saten ve tül... getirmesini yazın.
¿ Dónde está mi satín blanco? ¿ Dónde está mi vestido de novia?
Beyaz satenim nerede?
En Creta uno no encuentra satín del bueno.
Girit'te, gerçek saten bulmak çok zor.
Veinte metros de satín blanco cubierto de perlas... con el Sol en un seno y la Luna en el otro... en oro puro.
İncilerle kaplı, 20 metre beyaz saten... saf altından yapılmış... bir göğsünde güneş, diğerinde de ay.
Rodeada de invitados, amigos y parientes todos vestidos de seda y satín. Comiendo y bebiendo como señores.
Satenler ve ipekliler giyen yüzlerce konuğu olan biri.
Cuando vayas a perder tu virginidad, lo mejor es vestir rojo satín.
Kızlığın bozulacaksa... kırmızı saten giymen daha iyi.
Un besito en esos labios rojos o incluso en esa mejilla de satín e iré a paso de tortuga, palabra de honor.
O kiraz dudaklardan, hatta o ipeksi yanaktan bir öpücük,... ve kaplumbağa hızıyla giderim. Sözüm söz.
Oigan, se donde hay algodón, y un fino satín.
İyi cins satenden gibi kumaşların nerede olduğu bildiğimi varsayalım.
Su cama de satín y cortinas de chiffon.
Yatağı kapitone satenden, şifon drapelerle süslü.
Leni se pone una bata de satín que la hace parecer celestial.
Leni kendisine çok yakışan, saten geceliğini giyiyor.
Más suave que el satín
Işığın sateninden
Tú y yo sudando entre sábanas de satín.
İkimizin saten çarşaflar arasında ter içinde kalmamız.
Estaba a la mitad de planchar la blusa de satín...
Saten bluzu ütülüyordum tam...
¿ Quemó mi blusa de satín?
Yakmadığını söyle.
Arruinaste mis zapatos de satín, ¿ porqué no te largas?
- Saten ayakkabılarımı mahvet istersen.
y la noticia es buena... aplicaciones de satín rodeando todo el cuello.
Kumaşın kalitesi zaten açıkça belli oluyor.
Escote en la espalda, de satín negro.
Harika bir siyah saten elbise.
Cromo satín, mango de caucho, 3 miras tambor de 8,9 cm., mango reducido, recarga rápida.
Taze saten krom, siyah lastik kavrama, üç noktalı sabit nişan 3.5 - Inch namlu, iskelet tutuş, ekstra kaygan bitişli.
Que ella olvide su aflicción y su corazón....... de satín. Pero sin embargo te pertenece.
Ve onun hassas kalbi sana ait olacak
Hay de lana, satín, seda, rafia, terciopelo, encaje...
Dantelli var, saten var, rafya var, çizgili kumaştan var, keçe var..
Satín!
Saten! Yumuşacık!
¿ Trabajar en calzones de satín?
Çalışırken saten şort giymek mi?
Nada me hace más feliz De satín blanco creo yo.
Hiçbir şey daha fazla mutlu edemez beni.
Sólo quedaron resortes ennegrecidos un pedazo de la columna vertebral, un pie con una media de satín y cinco kilos de cenizas.
Geriye sadece, sandalyenin kararmış telleri omurgasının bir kısmı, terlikleri hala üzerinde olan bir ayak ve beş kilo kül kaldı.
Sedas y muselinas, satín, algodón, sacerdote y salvación... arroz y legumbres
İpek, muslin, kumaşlar, ketenler. Kahin ve kurtarıcı. Pirinç ve bakliyatlar.
Es decir, come las mejores delicias... vístete con seda y satín sirve y cuida de madre y padre
Demek istediğim ; en nefis yecekleri ye ipek ve satenleri giy anne ve babama hizmet edip, bak.
Mi pelo suelto, pantaloncitos cortos de satín.
İpek saçlarım ve saten pantolonumla.
Satín rojo.
Kırmızı saten.
"Muñeca de Satín", "Hueco Feliz", "Betty".
Saten bebek. Mutlu delik. Betty.
Y tiene un faja de satín crema, así que ahí tienes un poco de blanco que sabia que es muy importante para ti.
Krem rengi saten kuşağı var. Orada biraz beyaz oluyor işte.
Pero admito que no le di la bienvenida a mi hermano al principio en parte porque no estaba acostumbrado a verlo vestido en satín.
Ama başta kardeşimi sevinçle karşılamadığımı kabul etmeliyim. Çünkü onu saten giysiler giyerken görmeye alışkın değildim.
Tiene un nuevo forro de satín y está bordado a mano.
İçi saten kaplandı dışına da nakış işlendi.
Y recuerda que deben traer dos conjuntos de ropas. Uno de satín y el otro de damasco.
Ayrıca unutma, iki set elbise getirmeliler : biri saten, diğeri ipek.
Lazos de satín ( razo ). Mmmmmmmm.......
Saten kurdeleli.
¿ Crees que crecí en la delicadeza y el satín?
Nezaket içinde, satenler üzerinde yetiştirildiğimi mi sanıyorsunuz?
Pero no estamos hablando de lencería regular, estamos hablando de satín y encaje para refregar en tu cara.
Ama bu bahsettiğimiz sıradan geceliklerden değil. Dantelli ve saten, tam yüzüne sürmelik.
A algunos nos bañan en gris a algunos en satín a algunos en brillo.
Bazılarımız mat renge boyanırız bazılarımız parlak bazılarımız da cilaya.
Vi un vestido de satín de color durazno pálido en Bullock.
Bullock'ta leylak renginde saten bir elbise gördüm.
Usen su magia de satín.
Saten sihrinizi yapın.
- Es "Satín" en realidad.
- Satiyn diye okunur.
- Y el vestido de satín. - ¿ Satín?
- Saten kısmın dışarıda olduğuna emin ol.
- Conocí a una chica llamada Satín.
- Evet. - Saten adında bir kız tanıyorum.
- El satín y los lazos no son lo mío.
Saten ve fiyonk benim uzmanlık alanıma...
- Y pusiste el satín por fuera del lazo...
Evet, farkettim ki satin kısmını dışarı çıkarmışsın.
¡ Se llevó a Cooper, a Chiquilina, a Fosberto a Satín, a Seda, A Grandulón, a Diamantino y a Arroyín!
Cooper'ı aldı ve Smidge'i ve Fuzzbert'ı ve Satin'i ve Henille'i ve Biggie'yi ve Elmas Adam'ı ve Creek'i!
Buenas noches, Satín.
İyi geceler, Satin.
¡ Satín! ¡ Seda! ¡ A la derecha!
Satin, Chenille, tam sağ!
y yo llevaba el camisón de mamá, te acuerdas, el de satín con volantes, que me parecía como de novia, en aquella época, y a Kevin, que se lo quería poner más que yo.
Ve Bay Ayı bu törenleri yönetirdi.. Annemin beyaz gece elbisesini giyerdim. O saten etekleri nasıl kabarttığımızı hatırlarsın...
Otras de satín.
Bazı maskeler çeliktir, bazıları ise saten.
# llega en todas las formas y aspectos # # los problemas llevan disfraces baratos # # y todo el satín de esta ciudad # # no puede envolverme o derribarme # # tan rápido como la mirada de deseo en tus ojos # - Me debo ir.
- Gitmem gerek.