Translate.vc / İspanyolca → Türkçe / Section
Section Çeviri Türkçe
93 parallel translation
Es trabajo para la Banking Section, estamos arreglando el enredo.
Bu Bankacılık Bölümünün yapacağı bir iş, dolayısıyla biz de kördüğümü çözüyoruz.
~ The whole rhythm section was the Purple Gang
The whole rhythm section was the Purple Gang
Creo que en aproximadamente, oh, 20 o 30 minutos me di cuenta de que si este niño está realmente obsesionado... o simplemente tratando de, uh, Section Eight en las paredes suaves de un centro hospitalario.
Sanırım 20-30 dakika sonra size bu çocuğun gerçek takıntısının ne olduğunu ya da ne yapmaya çalıştığını söyleyebilirim. Hastanenin yumuşak duvarlı sekizinci bölümünde.
Su gente en la Section 9 se encontro con su trabajo tambien, –
Dışişleri Bakanı'nın tercümanının hayaletinin hacklenmesi olayında, –
Si lo agarramos ahora, Perderemos la opcion de señalar a la Section 6.
Eğer onu hemen yakalasaydık, 6.Şube'nin bu işteki parmağını bulma şansımızı kaçırırdık.
Puedo sacarte de la Sección Uno.
Seni Section One'dan çıkarabilirim.
¿ Cómo sabes de la Sección Uno?
Section One'ı nasıl biliyorsun?
Esto se llama Sección Uno.
Burası "Section One".
Ése no es nuestro trabajo. Debería encargarse Sección Uno.
Bu bizim değil, Section One'ın işi!
Creo que se han infiltrado en la Sección.
Sanırım Section One'da köstebek var.
Soy perfecta para la Sección Uno.
Section One ve ben çok iyi eşleşiyoruz.
pero nuevamente motivado, me hice con un piano eléctrico barato encontré a las esposas de un par de sargentos coreanos who churned out a mean rhythm section.
ama yeni motive olmuştum, kendime ucuz bir eletro piano aldım birkaç Koreli komutan karısı buldum ritim duyguları olmayan.
A ver esta sección.
This section.
Ley de Derecho Criminal de 1967, sección 5, cláusula 2,
Criminal Law Act 1967, section 5, clause 2.
Todos hablaban de una instalación de asesinatos en Europa, Llamada Sección 15.
Avrupa temelli, Section 15 isimli bir suikastçı biriminden bahsederlerdi.
De la sección 15 Mr. Cole?
Section 15'ten nasıl kaçacağım Bay Cole?
Seccion 20.
Section 20.
Comandante de la Sección 20.
Section 20 Komuta Subayı.
Todo es muy impresionante, pero, nunca escuché hablar de la Sección 20.
Bunların hepsi çok güzel, ama, Section 20'i hiç duymamıştım.
Es una lista de mis requisitos si voy a a trabajar para la Sección 20.
Bu, Section 20 için çalışacaksam ; talep ettiklerimin bir listesi...
¿ Trabajar para la Sección 20?
Section 20 için çalışmak mı?
La Sección 20.
Section 20...
Si vamos a tener un bebé, entonces tendrá que dejar la Sección 20.
Eğer bebeğimiz olacaksa, Section 20'den ayrılmalı.
La Sección 20 no es sitio para un padre.
Biliyorum, Section 20 bir babanın çalışabileceği yer değil.
De acuerdo, si Allen no traicionó a Porter... no quiere decir que lo hiciera la Sección 20.
Pekala, Porter'ı Allen'ın ele vermemesi, Section 20'nin yaptığı anlamına gelmez.
Scott, Stonebridge, aquí la Sección 20, por favor respondan, cambio.
Scott, Stonebridge burası Section 20. Lütfen cevap verin. Tamam!
La tapa de la sección estilo del Washington Post.
Washington Post'un Style Section ekinin ilk sayfası.
La portada de la sección de estilo del "Washington Post".
Washington Post'un Style Section ekinin ilk sayfası.
La Sección 20 lo hizo por mí.
Section 20 benim yerime yaptı.
La Sección 20 está rastreando armas de destrucción masiva, ¿ verdad?
Section 20 kitle imha silahlarının peşindeymiş doğru mu?
¡ Habla Matlock!
Section 20 tarafından saldırıya uğradık.
Sargento Stonebridge, ¿ por qué quiere regresar a la Sección 20?
- Çavuş Stonebridge neden Section 20'ye dönmek istiyorsunuz?
Estaba con la Sección 20, pero ya lo sabes.
Section 20'deyim. Biliyorsun.
Se les conoce como la Sección 20.
Onlara Section 20 diyorlar.
No creo que debamos preocuparnos por los de la 20. Es El Soldat.
Section 20'yi dert etmemiz gerektiğini sanmıyorum.
Tu jefa le ha dicho al mío que la Sección 20 ya no va a protegerle.
Patronunuz onu artık Section 20'nin koruyamayacağını söyledi.
Ya no tratamos únicamente con la Sección 20.
Artık sadece Section 20'yle uğraşmıyoruz.
Mató a la mujer de un miembro de la Sección 20 que ahora mismo ansía meterle un tiro desesperadamente.
Section 20 askerlerinden birinin eşini öldürdü ve şimdi de onun peşine düştü.
Alguien de la Sección 20 se acercó a Ava, y está haciendo algunas preguntas muy incómodas.
Ava'ya Section 20 ulaşmış. O da bana çok garip sorular sordu.
La Sección 20.
Section 20.
Si la Sección 20 conoce la verdadera identidad de Evans, ¿ entonces por qué coño van a liberarlo?
Section 20, Evans'ın gerçek kimliğini biliyorsa neden onu serbest bıraksınlar ki?
Pero una vez que la Sección 20 sepa que estoy por aquí, a Stonebridge no le importarás una mierda.
Section 20, buralarda olduğumu öğrenince Stonebridge, seni zerre kadar umursamaz.
Los tribunales se pronunciarán en contra de la Sección 20.
Davalarda, Section 20'nin aleyhine karar çıkacak.
Me gustaría más que su padre hiciera lo mismo y revoque el derecho de la Sección 20 de permanecer en el país.
Babasının da aynı şeyi yapıp Section 20'nin bu ülkeye girememesini sağlamasını istiyorum.
¿ Le dijiste a Knox que fue la 20?
Knox'a işin içinde Section 20'nin olduğunu söyledin mi?
Los días de la 20 están contados luego de esta leve cagada.
Bu beceriksizliklerinden sonra Section 20'nin sayılı günleri kaldı.
Verás, sé que me traicionaste con la Sección 20.
Gördün mü, Section 20 ile karşılaşınca bana ihanet edeceğini biliyordum.
Solo volviste a la Sección 20 porque... pensaste que sería más fácil rastrear a Hanson, ¿ eh?
Section 20'ye geri dönme sebebin... -... Hanson'ın izini sürmekti değil mi?
Y si no fuera por la Sección 20, por vosotros...
Eğer Section 20 ve sizler için olmasaydı...
El Soldat es un gran tanto para la Sección 20.
El Soldat Section 20 için bir başarı göstergesidir.
A mi merced.
- Peki, Section 20'nin adamı? - Elimde.