Translate.vc / İspanyolca → Türkçe / Shawn
Shawn Çeviri Türkçe
5,414 parallel translation
Shawn, nunca estuviste aquí.
Shawn, buraya hiç gelmedin.
No vuelvas a hacer eso más, Shawn.
Bunu bir daha yapma, Shawn.
Jerry Carp no se esconde en el baño de señoras, Shawn.
Jerry Carp kadınlar tuvaletinde saklanmıyor, Shawn.
¡ Lobezno! No te hagas el peso muerto, Shawn.
Wolverine! Kemiksizi oynama, Shawn.
Shawn tienes que creerme, solo estaba intentando espantarte.
Shawn, bana inanmalısın, seni sadece korkutmaya çalışıyordum.
Tiene un montón de amigos, Shawn.
Onun bir çok arkadaşı var, Shawn.
Shawn, cuando nos echaron de aquí, ¿ qué parte de "expulsados de por vida" no entendiste?
Shawn, buraya gelirken "ömür boyu yasaklı" kelimesinin neresini yanlış anladın.
Acepto el hecho de que a Shawn Spencer... le hayan expulsado de por vida, pero... a Sam Latadesopa no le han impuesto tal restricción.
Hepsini. Shawn Spencer'in ömür boyu yasaklı olduğunu kabul ediyorum, ancak Soupcan Sam'e böyle yasaklar yok.
No, no, no, Shawn.
Hayır, hayır, Shawn.
- Shawn...
- Shawn.
- No se lo va a comer, Shawn.
- Bunu yemeyecek, Shawn.
No sabes a qué se refería, Shawn.
Ne demek istediğini bilmezsin, Shawn.
¿ Me lo dedicas para "Shawn" de todos modos?
Onu Shawn'a ithaf eder misiniz?
"Shawn" el tipo que va a derrocar a Jerry Carp.
Shawn, Jerry Carp'ı indirecek olan adama.
Se nos está yendo de las manos, Shawn.
Burada sayıca üstün değiliz, Shawn.
Shawn, no puedes pasar de mí para siempre.
Shawn, benden sonsuza kadar kaçamazsın.
A Shawn no le va a pasar nada... estoy seguro.
Shawn'un başına bir şey gelmeyecek. Bundan şüphem yok.
Vamos a morir de todos modos, Shawn.
Öyle ya da böyle öleceğiz, Shawn.
Shawn, tienes suerte de que fueran capaces de desactivar esa cosa.
Shawn, o şeyi etkisiz hale getirebildikleri için şanslısın.
Shawn, sabes que esto no es Jethro's, hogar de la hamburguesa de donuts frita.
Shawn, burası bol yağda kızartılmış halka burgerin mekanı, Jethro'nun yeri değil.
Shawn, estoy bastante seguro de que hay leyes adicionales contra irrumpir en una organización benéfica.
Shawn, bir hayır cemiyetine zorla girmeye karşı olan ek kanunlar olduğuna çok eminim.
Eso sería como quitarle a los pobres la comida de sus bocas. - Shawn.
Fakir insanların ağzındaki yiyeceği almak gibi bir şey olur, Shawn.
Sería un duelo de tres, Shawn, si estuvieras apuntando a Lassie con una pistola.
Lassie'ye silah doğrultmuş olsaydın, Meksika çıkmazı olurdu, Shawn.
No es eso de lo que estoy hablando, Shawn.
Benim bahsettiğim bu değil, Shawn.
Esto no va a funcionar a menos que tengas una forma segura de deshacerte de 3 tipos armados, Shawn Lo he atado a la viga de apoyo.
Üç silahlı herifi indirmenin yüzde yüz garantili bir yolunu bulamadıkça bu işe yaramayacak, Shawn. Onu kiriş taşıyıcısına bağladım.
Shawn, ¡ esto no va a funcionar!
Shawn, bu işe yaramayacak.
No hay un "nuestro siguiente paso", Shawn.
Bir sonraki adım diye bir şey yok, Shawn.
Shawn Spencer, tenía el presentimiento de que vendrías.
Shawn Spencer, buraya geleceğini biliyordum.
Piensa en esto, Shawn.
Bunu bir daha düşün, Shawn.
Sabes, Shawn, solía pensar que eras diferente a tu padre, pero no.
Shawn, babandan farklı olduğunu sanırdım, ama değilmişsin.
Adiós, Shawn. ¡ Jules!
Hoşça kal, Shawn. Jules!
Gracias por hacer a nuestro Shawn tan feliz.
Shawn'umuzu çok mutlu ettiğin için teşekkürler.
- Shawn, ¿ me puedes soltar?
- Shawn, beni rahat bırakır mısın?
- Puedes irte a casa, Shawn
- Eve gidebilirsin, Shawn.
"Shawn, es hora de que avances en tu vida"
"Shawn, hayatında ilerlemenin zamanı geldi."
- Shawn
- Shawn.
Oh, me parece muy bien, Shawn.
Benim için hiç sorun değil, Shawn.
Mira, necesito estar enamorado, Shawn.
Bak, aşk yaşamam lazım, Shawn.
Te crees muy listo, Shawn.
Çok şey bildiğini sanıyorsun, Shawn.
¿ y, de todas formas, qué haces aquí un domingo, Shawn?
Hem pazar günü burada işin ne, Shawn?
Shawn, tengo otra cita mañana.
Shawn, yarın bir randevum daha var.
Sacar agujas de pajares es la especialidad de Shawn.
Samanlıkta iğne bulmak Shawn'un uzmanlık alanı.
- Shawn, esta es Rachel.
Ne var? - Shawn, bu Rachel.
Rachel, este es Shawn.
Rachel, bu Shawn.
- ¿ Tienes tu abrigo? - Shawn.
- Ceketin falan var mıydı?
Creo que la cita aún está corriendo.
- Shawn. Sanırım randevumuz hala devam ediyor.
Creo que la primera cita fue anoche, Shawn.
Sanırım ilk randevu dün geceydi, Shawn.
Ella es increíble, Shawn.
O harika birisi, Shawn.
Los británicos no tienen su propio cielo. Ella es distinta, Shawn.
İngilizlerin kendi cennetleri yok.
Ella no es como las otras.
Bu kız farklı, Shawn. Diğerlerine benzemiyor.
Tú no, Shawn.
Sen değil, Shawn.