Translate.vc / İspanyolca → Türkçe / Sin
Sin Çeviri Türkçe
251,660 parallel translation
Estoy nervioso, quizá me quede sin material.
Ders materyalimin bir süre sonra biteceğinden korkuyorum.
Él y su séquito de bandidos implacables te traicionarán sin pensarlo.
O ve o at hırsızı, zalim ekibi seni anında harcayacak.
Lo contrataría sin pensarlo, pero no quiere.
Tabii ki de olur, anında işe alırdım ama asla kabul etmez.
Sigue adelante sin mí.
Artık bensiz devam et.
Bien, Gilfoyle, revisé los candidatos y salta a la vista que nuestra empresa no puede tener éxito sin tu inigualable talento como arquitecto de sistemas.
Pekala, Gilfoyle, adayları değerlendirdim ve şirketin, senin eşsiz sistem mühendisliği yeteneklerin olmadan başarılı olamayacağına ikna oldum.
Esta empresa no funcionará sin mí.
Ben olmadığım sürece Gavin'le yaptığınız iş yürümez.
El punto es que Jian-Yang, sin querer, ideó una herramienta para la detección y filtro de imágenes de genitales en tiempo real.
Sonuç olarak Jian-Yang, fallik nesneleri gerçek zamanlı tespit etmek ve filtrelemek için muazzam bir uygulama üretmiş.
Y sigo sin pagar renta.
Ve hala kira ödemiyorum.
Sin embargo, Ed Chen y Aarush están hablando.
Sonucunda, Ed Chen ve Aarush ölümüne kanka oluyorlar.
No, planeamos esto para lanzarlo silenciosamente y sin decir nuestras intenciones ocultas.
Planlarımızda yavaş yavaş büyüyeceğini varsaymıştık. hatta asıl hedefimiz hakkında da pek konuşmamalıyız.
Y podemos impulsar la app para ahorrar espacio sin hablar de la nueva Internet hasta que estemos listos.
Ama şu anda Gavin'e iki seçeneği de gösterebiliriz. Ve hala alan arttırıcı uygulamamızı yayınlayabilir ve yeni internet hazır olana kadar hakkında konuşmayabiliriz.
Sin embargo, lo contrarresté...
Neyse ki, bu durumu karşılayıp...
Si te la hubiera dado, te habrías ido sin mirar atrás.
Eğer sana verseydim, şu kapıdan çıkar, bir daha arkana bakmazdın.
Cielos, te cogiste a la última esposa de Dan la noche anterior a que él nos juzgara en TechCrunch sin importarte cómo eso nos afectaría.
Tanrım... Sonucunda TechCrunch'ta juri olduğu panelden bir gece önce Dan'in son karısını siktin. Hem de bunun şirket için anlamını düşünmeden.
Hola. Bien, ahora que ambas están aquí, podemos evitar la cháchara sin sentido.
Merhaba, ikiniz de burada olduğunuza göre,
Perdón, ¿ hablas de poner nuestro código en los teléfonos de la gente sin que ellos sepan?
Sen... sen bizim kodumuzu insanlara sormadan onların telefonuna mı yerleştirmek istiyorsun?
Hay una computadora en la biblioteca sin supervisión los domingos.
- Pazar günleri kütüphanede boş duran bir bilgisayar var.
Desgraciado, sin amigos e hinchado con la sangre de un charlatán joven.
Küçük düşürülmüş, arkadaşsız kalmış, içi genç bir şarlatanın kanı dolmuş halde.
Mira su página. " Dale monedas virtuales a gente virtual sin hogar.
"Sanal evsizlere sanal para bağışlayın."
Tomemos unas sin los zapatos.
Hadi birkaç tane de ayakkabısız fotoğraf çekelim.
Es una entrevista de Code / Rag de octubre de este año donde dijiste que tú y Gavin Belson, cito : "Dejarían sin trabajo a Jack Barker".
Bu Ekim'de olan Code / Rag'den bir röportaj buldum. Dediğinize göre sen ve Gavin Belson, diyorsunuz ki, "Jack Barker'ı işinden edeceğiz."
No estoy suplicando. Según el manual del empleados que tú mismo escribiste, un empleado no puede irse sin las dos semanas de preaviso.
Yazmış olduğun çalışan kılavuzuna göre, bir çalışan iki hafta önce bildirmeden işten ayrılamaz.
Para almacenar tantos datos tendríamos que hacerlo sin red. Sin respaldo.
O kadar veriyi depolamamız için, son performansta yedekleme olmadan çalışmamız lazım, eğer bir birimi bile kaybetsek,
Vine hasta aquí, hasta el Tíbet, con mi propio dinero, me dejaste sin batería y no me siento para nada más espiritual.
Bak ordan buraya taa Tibet'e kendi paramla geldim. Pilimi bitirdin. Ve üstelik biraz bile ruhani hissetmiyorum.
¿ Qué le pasó al mundo sin la ilusión traicionera de la fe?
Hain bir iman yanılsaması olmayan dünyaya ne oldu?
Ya sabes que no puedo empezar la fiesta sin amigos.
Partiyi arkadaşların gelmeden başlatamayacağını biliyor olmalısın.
Y creo que no puedo parar, - no sin Meghan.
Ve Meghan olmadan bunu durdurabileceğimi sanmıyorum.
Porque no sé lo que haría sin ti.
Çünkü sen olmadan ben ne yapardım bilemiyorum.
¿ Qué es el festival de otoño sin el equipo Hendrix?
Hendrix'ler olmadan sonbahar eğlence fuarı nasıl bir şey olur ki?
Claro, si también pudieras aconsejarnos sobre cómo luchar una guerra sin ejército.
Kesinlikle ayrıca bize ordumuz olmadan nasıl savaşabileceğimizi de söyleyebilirisn.
Y estoy bastante cachas con todo esto de vivir sin tecnología ni vino decente.
ve ona göre daha sağlıklı bir yaşamım var. teknolojisiz ve iyi şarapsız bir hayatı var
No quiero conocer un mundo sin Alice.
Alicesiz bir dünya istemiyorum.
- Porque le ha cuestionado, solo hará honor a la oferta actual sin más modificaciones, o no habrá ningún trato.
- Çünkü ona soru sordun, Mevcut anlaşma kabul edilecek veya hiç anlaşma olmayacak.
, utilizaste tus poderes incluso sin saberlo para hacerte a ti mismo.
Bilirsin, güçlerini bilmeden seni yaratmak için kullandılar.
Sin magia, está básicamente desarmado.
Silahsız kalır
Sin magia.
Sihirsiz.
Habiéndote visto cómo peleas sin magia, sí.
Sihir olmadan nasıl savaştığını gördükten sonra, evet.
Sin estrés, sin dramatismos.
Stres yok, olay yok.
Sin dramatismos.
Olay yok.
¿ Te importa que estemos aquí sin más?
Sadece takılsak olur mu?
¿ Hay alguna posibilidad de que lo arregles sin beber?
Bunu içmeden çözme imkânın var mı?
Incluso sin intentarlo, tengo mejor puntería que tú.
Kendimi zorlamadan bile senden daha iyi atıyorum.
Vi las 17 entradas sin levantarme.
17 devrede bir kere bile kalkmadım.
Hace falta tener cara para decirle a Rooster que viva en la cabaña sin decírmelo.
Benimle konuşmadan Horoz'a kulübede oturmasını söylemen büyük cüret.
- Vale. - Tienes sexo sin protección, conduces sin ponerte el cinturón y sigues tirando petardos
-... korunmasız seks yapıyorsun, emniyet kemerini takmıyorsun, fişek patlatıyorsun,
Ya tienes bastante sin nuestras gilipolleces.
Bunca şeyden sonra bir de bizim saçmalıklarımızı çekmek zorunda değilsin.
En cuanto Colt y yo nos peleamos, te acostaste con él sin protección.
Colt'la kavga ettiğimiz anda onunla korunmasız yatmışsın.
Llevo dos días sin dormir.
İki gündür uyumadım.
Las cosas aquí no son iguales sin ti.
Burada sensiz hiçbir şey aynı değil.
Sin esos patrones.
Bu düzenlerin yok olması, evden uzakta, bilinmeyen yıldızların altında uyumak...
Con capota. No, esta es sin duda roja.
Onun kampçı vagonu da vardı.