Translate.vc / İspanyolca → Türkçe / Spectre
Spectre Çeviri Türkçe
96 parallel translation
Soy socio de ESPECTRO.
Ben bir SPECTRE üyesiyim.
- ¿ ESPECTRO?
- SPECTRE mi?
- ESPECTRO.
- SPECTRE.
Pensé que habría cabida para usted en ESPECTRO.
SPECTRE'de yer alabileceğinizi düşündüm.
Y entonces, como SPECTRE, ataca.
Ve sonra vuruyor, SPECTRE gibi.
De acuerdo con sus instrucciones, he planeado que SPECTRE les robe a los rusos su nuevo decodificador Lektor.
Yönergeleriniz doğrultusunda SPECTRE için Ruslardan yeni Lektor şifre çözücü makinasını çalmayı planladım.
Es casi imposible que sepa que ahora trabajo para SPECTRE.
Artık SPECTRE için çalıştığımı bilmesi olanaksız.
Para mayor refinamiento, creo que SPECTRE tendrá la oportunidad de vengar personalmente la muerte de nuestro agente... el Dr. No.
Ek olarak, SPECTRE'nin faal ajanımız Dr. No'nun öldürülmesinin kişisel intikamını alması için bunu bir şans olarak görüyorum.
Bienvenida a la isla de SPECTRE.
SPECTRE Adasına hoş geldiniz.
SPECTRE.
SPECTRE.
Así que fue SPECTRE quien mató al agente ruso en la mezquita.
O halde camide Rus ajanını öldüren SPECTRE'ydi.
¿ No trabaja también para SPECTRE?
O da SPECTRE için çalışmıyor mu?
Klebb ahora trabaja para SPECTRE.
Klebb artık SPECTRE için çalışıyor.
Y SPECTRE siempre cumple sus promesas.
Ve SPECTRE daima sözünü tutar.
Apártese, SPECTRE Verde.
Kenara çek SPECTRE Yeşil.
SPECTRE Rojo, SPECTRE Verde, disparan de muy cerca.
SPECTRE Kırmızı, SPECTRE Yeşil, yakına vuruyorsun.
Siento tener que informarles de la muerte de Número Seis.
Sizlere SPECTRE Altı Numara'nın ölümünü bildirmekten üzüntü duyuyorum.
La fuerza de SPECTRE radica en la integridad de sus miembros.
SPECTRE, gücünü üyelerinin bütünlüğünden alan bir kardeşliktir.
Oigamos a Número Dos, encargado de nuestro proyecto OTAN, el más ambicioso que SPECTRE haya emprendido jamás.
SPECTRE'nin şimdiye kadar ele aldığı en hırslı proje olan... NATO projesini, sorumlusu İki Numara'dan dinleyeceğiz.
He enviado a un agente de SPECTRE, el Conde Lippe, a Inglaterra donde está haciendo los preparativos necesarios.
SPECTRE ajanı Kont Lippe, tarafımdan Güney İngiltere'ye yollandı. Şu an gerekli hazırlıkları yapıyor.
Dos bombas atómicas, números 456 y 457, que se encontraban a bordo del vuelo de la OTAN 759, se encuentran ahora en manos de SPECTRE.
NATO 759 uçuşunda yüklü bulunan, 456 ve 457 numaralı iki atom bombası, şimdi SPECTRE'nin elinde.
Si, creí ver un espectro a su lado.
Evet, omuzunuzda bir hayalet ( SPECTRE ) gördüğümü sandım.
Porque es Bond, como enemigo de SPECTRE, debe ser eliminado. ¡ Plato!
Çünkü o Bond ve SPECTRE'nin düşmanı olarak öldürülmesi gerekir.
- SPECTRE.
- SPECTRE.
- No. SPECTRA opera a nivel mundial.
SPECTRE denilen bir örgüt dünya çapında çalışıyor.
Sería un gran honor para Spectre.
Spectre için büyük bir onur olurdu.
El comandante se llama Spectre, me parece.
Komutanın adı sanıyorum Specter.
Informe, Spectre.
Rapor, Specter.
Tiene una oportunidad maravillosa, Spectre.
Harika bir fırsatın var Specter.
Este Spectre parece haber funcionado bastante bien... para ser un modelo primitivo.
Bu Specter eski bir model için iyi iş çıkarmışa benziyor.
¿ Por qué molestas, Spectre?
Neden boşa zahmete giriyorsun Specter?
¿ Me crees insensato, Spectre?
Aptal olduğumu mu sanıyorsun Specter?
Seguramente Spectre se pondrá en contacto si tuviera algo que informar.
Rapor edilecek bir şey olduğunda Specter bizimle bağlantı kuracaktır.
Ha llegado a mi atención que Spectre ha encargado más bombas láser y combustible que ninguna otra guarnición en el sistema.
Specter'ın sistemdeki diğer garnizonlardan daha fazla lazer ve yakıt istediğini fark ettim.
Lucifer, ¿ quieres que crea que Spectre presentaría falsos informes de progreso?
Lucifer, Specter'ın yanlış rapor verdiğine inanmamı mı istiyorsun?
Comandante, Spectre reportándose.
Komutan, Specter rapor veriyor.
Cuento contigo, Spectre.
Sana güveniyorum Specter.
Vamos, vamos. No seas tan duro contigo mismo, Spectre.
Kendine karşı bu kadar sert olma Specter.
Spectre hace un maravilloso trabajo.
Specter harika bir iş yapıyor.
- Eres maravilloso, Spectre.
- Harikasın Specter. - Teşekkür ederim.
En asuntos de muerte... SPECTRE es estrictamente imparcial.
Herhangi bir ölüm olursa, SPECTRE bu olaya kesinlikle kayıtsız kalacaktır.
La empresa más audaz de SPECTRE, hasta ahora... ante la cual nuestras empresas previas son inconsecuentes.
SPECTRE'nin şimdiye kadarki en cesur girişimi, Öyle ki bundan önceki tüm tehlikeli girişimlerimiz, yanında önemsiz kalıyor.
Yo soy el comandante supremo de SPECTRE... la Sección de Poder Ejecutivo para Contrainteligencia...
SPECTRE'nin komutanıyım, Özel görevler, Özel Karşı Casusluk yöneticisi,
Gracias al ingenio de SPECTRE... las ojivas falsas que llevaban fueron reemplazadas... por ojivas nucleares reales.
SPECTRE'nin marifeti ile, bu füzelerin taşıdıkları sahte savaş başlıkları gerçek nükleer savaş başlıkları ile değiştirildi.
Sería como James Bond entrando en el centro de control de Spectre.
Bu Jmes Bond'un Spectre kontrol merkezine girmesi gibi bir şey.
Había solicitado unidades blindadas ligeras y aviones AC-130 Spectre pero Washington, en su gran sabiduría, ha decidido denegármelos.
Hafif zırhlı araçlar ve AC-130 Spectre helikopterleri istedim ama Washington'un bir bildiği olmalı ki bunu reddettiler.
No hay aviones Spectre, es de día, no de noche por la tarde, cuando están puestísimos de khat Aidid sólo puede organizar un contraataque a corto plazo en parte de la ciudad...
Spectre helikopteri yok, gece değil gün ışığında tam öğle vakti hepsi kat çiğneyip azmışken... Aidid'in kısa zamanda karşı saldırı düzenleyebileceği tek yerde...
SPECTRE está involucrada?
- Hayır.
- Es más grande que SPECTRE.
SPECTRE'nin işi mi?
¿ Algún progreso, Spectre?
Gelişme var mı Specter?
Hemos cumplido dos de las funciones... que el nombre SPECTRE incorpora :
SPECTRE'nin temsil ettiği iki görevi gerçekleştirdik :