Translate.vc / İspanyolca → Türkçe / Stephan
Stephan Çeviri Türkçe
235 parallel translation
- Stephen.
- Stephan.
Estefan, el saco.
Stephan, sırt çantası.
Estefan y Eric han sido un cebo magnífico.
Stephan ve Eric mükemmel yem olduklarını kanıtlıyorlar.
Muchos tristes y solitarios años pasaron... para el rey Estéfano y su pueblo.
Kral Stephan ve halkı için hüzünlü ve yalnız, pek çok yıl geçip gitti.
NOVELA DE AJEDREZ ( Stephan Zweig )
SATRANÇ
Desde la Catedral de San Esteban hasta el Parque de Viena lo recorrimos todo.
Aziz Stephan katedralinden, Viyana ormanına ve oradan sizin evinize.
Este es el profesor William Bennett, premio Nobel de arqueología que es el peón inocente de un golpe de estado planeado por este hombre, Stephan Gomalk.
Resimdeki, Nobel ödüllü arkeolog Profesör William Bennett. Kendisi, Stephan Gomalk tarafından siyasi bir darbe için masum bir piyon olarak kullanılıyor.
Stephan. Stephan.
Stephan, Stephan.
Stephan, hay una opción de salvarle.
Stephan, kurtarma şansımız var.
Sé que puedo contar contigo, Stephan.
Sana güvenebileceğimi biliyorum, Stephan.
Stephan.
Stephan.
Stephan, deberíamos descubrir de una vez por todas si este profesor es un espía.
Stephan, bence ilk öğrenmemiz gereken şey Profesör Bennett'ın casus olup olmadığı.
Stephan, quiero hablar con Bennett.
Stephan, Bennett'la konuşmak istiyorum.
- Pero Stephan...
- Fakat, Stephan...
Stephan, ¿ qué ocurre?
Stephan, ne oluyor?
Casi sale bien, Stephan.
Neredeyse başarıyordun, Stephan.
Stephan Revanski und Jan Petrovski, bien.
Stephan Revanski ve Jan Petrovski, güzel.
- ¿ Stephan Revanski?
- Stephan Revanski?
Todos nosotros, Stephan incluido, lo aceptamos...
Hepimiz, Stephan da dahil olmak üzere, bu cezayı gerekli ve adil olarak kabul ettik.
Stephan no robará más velas.
Stephan bir daha mum çalmayacak.
Y Stephan, amigo mío probablemente estarías en la cárcel.
Ve Stephan, dostum, büyük olasılıkla şimdi hapiste olurdun.
Le admira mucho. Richard, saluda al Sr. Stephen.
Richard, Bay Stephan'ı selamla bakayım.
Sr. Stephen.
Bay Stephan.
Además de patadas ¿ te dió alguna vez Stephen Chow puñetazos?
Stephan Chow sizi tokatlardı, peki hiç tekmeler miydi?
El inventor de las "Albóndigas chorreantes" es el legendario Stephen Chow el ex - "Dios de la Cocina".
Bu işeyen köftelerin mucidi efsanevi üstad eski Aşçılar Kralı Stephan Chow.
Stephen Chow ¿ por qué son tan populares sus "Albóndigas Chorreantes"?
Merhaba, Stephan Chow işeyen köfteleriniz niye bu kadar popüler?
Stephen Chow, ¿ qué le parece que le hayan elegido como "Genio de Alimento y Bebidas"?
Stephan Chow? Hisleriniz ne? Yiyecek ve içecek dahisi seçildiniz.
¡ Ey! , que soy buen amigo de Stephen Chow, un respeto, por favor.
Stephan Chow'un Şaolin okulundan arkadaşıyım, saygı duyun bana.
Quisiera saber por qué Stephen Chow se parece a usted.
Stephan Chow niye böyle giyinmiş söyler misiniz?
¡ Stephen, vaya si has invertido dinero en todo esto!
Stephan, amma masraf etmişsin!
¡ Está donde los Stephan!
Benim evimde değil! Stephans'ların evinde!
Primero, los Stephan.
İlk önce Stephans'lar.
Vamos, Stephan, despierta.
Haydi Stephan, kalk artık.
Comandante Sheridan, el Dr. Stephen Franklin.
Kumandan Sheridan, Dr. Stephan Franklin.
- ¿ Y Stephan Marsbury?
O başardı. Doğru.
¿ Ni Stephen?
Stephan'a? - Hayır.
Cansada del Neanderthal con el que estaba saliendo pasaba la noche del sábado con un amigo gay el chef repostero Stephan Baudine.
Aptal erkeklerle çıkmaktan sıkıldığı için cumartesi akşamını galerideki partilerde tatlı aşçılığı yapan eşcinsel arkadaşı Stephan Bodean'le geçirmişti.
Como Stephan no quería salir, Charlotte aceptó quedarse adentro.
Stephan dışan çıkmayınca Charlotte onun ev davetini kabul etmişti
Charlotte quería tener la actitud abierta pero Stephan se lo ponía muy duro.
Charlotte açık fikirli olmaya çalışıyordu ama Stephan bunu mümkün olduğu kadar zorlaştırıyordu.
Charlotte temía que pasara lo opuesto con Stephan.
Charlotte ise bunun tam tersinin Stephan'da olduğundan korkuyordu.
Carrie, Stanford, él es Stephan.
- Carrie, Stanford. bu Stephan. - Merhaba.
Charlotte estaba feliz de que Stephan fuera hétero, sin dudas.
Charlotte, Stephan'in tam bir erkek olduğunu öğrenince çok sevinmiş ve rahatlamıştı.
Charlotte vio que su lado masculino no había evolucionado tanto para un tipo cuyo lado femenino estaba tan evolucionado.
O anda Charlotte kendindeki erkeksi tarafın.Stephan gibi kadınsı tarafı çok gelişmiş birine yetmeyeceğini fark etti.
- Stephan...
- Stephan.
Buenos días señor, ¿ es usted Stephan Marie? - Sí.
- Merhaba, siz Stefan Marit misiniz?
Tom Hanks, Steven Spielberg y HBO cuentan la historia de la Compañía Easy un batallón de la 2 ° Guerra Mundial en la miniserie Grupo de hermanos basada en el best seller de Stephen Ambrose.
İdari yapımcılar, Tom Hanks, Steven Spielberg ve HBO Stephan Ambrose'nin çok satan kitabından uyarlanan epik "Kardeşler Takımı" mini serisinde "Easy Company" adlı seçkin bir 2.Dünya Savaşı paraşütçü piyade alayının gerçek hikayesini yeniden yaratıyorlar.
Él puede permitírselo.
Stephan bunu karşılayabilir.
No me había dado cuenta de que era la mujer de Stephan Altman.
Stephan Altman'ın eşi olduğunuzu bilmiyordum.
- Stephan.
- Stephan.
¡ Estefan, Eric!
- Stephan, Eric.
- ¿ Qué pasará con Estefan y Eric?
Ama Stephan ve Eric'e ne olacak?