Translate.vc / İspanyolca → Türkçe / Such
Such Çeviri Türkçe
82 parallel translation
¿ Casi te matas y no tienes miedo?
What, no fear after such a narrow escape?
Él es un amor
# # He's such a love
Es un hombre tan maravilloso y solitario
# # He's such a lovely, lonely man
♪ It was such a rainy day ♪
# Yağmurlu bir günde
One gets the impression from such reports esa propaganda alemana era bastante abierta en su prejuicio racial, y a menudo implicaba que esa disciplina y estructura alemana eran cualidades necesarias para limpiar lo que era considerado como "el desastre francés".
Alman propagandasının ırkla ilgili ön yargılarında son derece açık ve sık sık Alman disiplininin ve yapısının "Fransız pisliği" ni temizlemek için gerekli vasıfları olduğunu ima ettiğini insan bu raporlardan anlıyordu.
"... ah-ha, such a long, long time... "
"... ah-ha, such a long, long time... "
"... time, such a long, long, long time... "
"... time, such a long, long, long time... "
"... such a long, long, long, long time... "
"... such a long, long, long, long time... "
Hoy no está en prisión básicamente por dos razones.
Bu konuda açılacak bir mahkeme, sanat dünyasına öyle bir açıklık getirir ki A court case would bring such publicity upon the art world... buna karşı çıkacak her sanat simsarı otomatikman şüpheli durumuna düşer. Bugün hapiste olmamasının başlıca iki sebebi var :
¿ cómo es eso posible para dos personas? ¿ Como mi marido y yo hayamos creado tal espécimen?
How is it possible for two people like us to create such a specimen?
We shouldn't allow such meaningless sacrifices.
İnsanların kendilerini anlamsızca feda etmelerine izin vermemeliyiz.
* Fever isn't Such a new thing *
* Ateş yeni bir şey değil *
What makes a man sing such a sad song
# Nedir bir adama böyle hüzünlü bir şarkıyı söyleten
What makes a man sing such a sad song
# Neyin bi adama böyle hüzünlü bir şarkıyı söylettirdiğini
Nunca supe que usted fuera un caballero.
Never knew you were such a cavalier.
El General Hill no espera oposición excepto por alguna milicia local con escopetas y algo semejante.
General Hill expects no opposition except for some local militia with shotguns and such.
"C'mon it's such a joy."
Hadi bu çok eğlenceli
Por favor no hagas eso más grande de lo que es.
Please don't make such a big deal out of it.
She ´ s such a groovy lady!
O kadar hoş bir kadın ki...
En pocas palabras, deben ir así.
ln short, you have to go such way.
En such uno antes- - En tal edad temprana.... Que va a perder All her unidad de disco de relaciones sexuales.... Y entonces / luego su bigote va a hacerlo / serlo Salga de la misma manera que el bigote de mi mami.
bu kadar genç yaşta menopoza girdiği için kendisinin de cinsellik güdüsünü kaybedeceğini düşündü ve sonra onun da annem gibi bıyıkları çıktı.
Sister, does everyone wear such clothes in this country?
- Babam sevimli bir kız getirmiş. - Ama o dominant birine benziyor. - Niye?
- ¡ Diablos! Tengo deliciosos horrores para desatar sobre ti.
I have such delightful horrors to unleash upon thee.
I'll cause such scenes
Rezillik çıkaracağım.
- "Such a Fool".
- "Such a Fool."
# Such vast achievement stone and papyrus Esa gran logro de piedra y papiro
Bu kadar muazzam eserler taş ve papirüs
Such a benevolent nun ¡ Mierda! ¡ Otro hechizo de piel!
ne kadar yardımseversin... kahretsin!
# He estado en ese lugar oscuro
# I've been down in such a dark place
Tú sabes, algo que es mucho más que sólo un frente maniquí... tales como el FEP.
You know, something that's much more than just a dummy front... such as the EFF.
Breaking and entering is such a negative term.
Bir yere zorla girmek, olumsuz anlatım.
"Si tú no te das cuenta de lo que vale..." "el mundo es una tontería".
Don't take yourself for granted, without you life is such a bore.
- "Si tú no te das cuenta de lo que vale..." "el mundo es una tontería".
Don't take yourself for granted, without you life is such a bore.
"Estaba esperando que cantes mi canción".
- Stop making such a fuss.
No me pareció gran cosa hasta ahora.
Didn't seem like such a big deal until tonight.
Si hubiera sido peligroso, lo sería / haría Haber hecho algo ya seguramente. Pero no hemos recibido Any such informes.
- O, tehlikeli olsaydı, şüphesiz şimdiye kadar bir şey yapmış olurdu ama biz, herhangi bir rapor almadık.
- Buena tarde, Chile Y Demás.
- İyi akşamlar Chili N Such.
¿ No te conozco de Chile y Demás?
Seni Chili N Such'tan tanıyorum.
Odio ese lugar.
Chili N Such'tan nefret ediyorum.
- Bienvenido.
- Chili N Such'a hoşgeldiniz.
Dad, why have we come to such an ugly place?
baba, niye böyle kötü bir yere geldik?
Llena cada momento con tus sueños... y cuéntale a todo el mundo... los secretos de la vida.
Eyes will knit such furtive dreams! To her and him..
No puedo manejar en este estado.
I can't drive in such a state.
And now I see ya ain't such a bad guy
Ama görüyorum ki aslında o kadar da kötü değilmişsin
Y cerraremos recordándoles que esta muchacha tiene un 3 % de impulsos específicos en respiración de nivel C y si lo pasan por alto, francamente, se merecen otro Sputnik.
So therefore, a closed by reminding them you are our lassie a specific impulse better by 3 % C-level exhaust and when it refuses such a thing, deserves another Sputnik.
Y usted debe decidir ir a México O un poco de puesto other such O, el Dios los prohíbe, toma afuera de usted mismo He aquí lo que ocurriría probablemente.
Ve Meksika'ya gitmeye karar vermelidir veya başka tür bir yer Ya da, Allah korusun, kendinizi dışarı onları alır Burada muhtemelen olur budur.
It's such a drag to be on your own
Tek başına sürüklenmek gibi bu.
* Two drifters * * Off to see the world * * There's such A lot of world *
* iki serseri * * dünyayı görmeye çıkmış * * dünyada görülecek çok var * * bunlardan * * daha sonra * * aynı gökkuşağının sonunda * * bendin etrafında bekleyen * * arkadaşım huckleberry * * ay ışığı * * ve *
It, s such a sweet sensation
Bu çocuk da kim?
- It, s such a sweet sensation - It, s such a good vibration
Bombay bir Hawk'tı.
It, s such a sweet sensation miralos.
Adamım şunlara bir bak
Moonlight 1x01 There's no such thing as vampires.
Bölüm Vampir Diye Bir Şey Yoktur