English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İspanyolca → Türkçe / Susan

Susan Çeviri Türkçe

8,294 parallel translation
ERES SUSAN, ¿ NO?
Susan, evet?
¿ ERES SUSAN
Susan mıyım
Richard Hubbard es un profesor de química de instituto, Susan, asistente legal. Jane, su hija, es una estudiante de sobresalientes.
Richard Hubbard, bir lisede kimya öğretmeni karısı Susan avukat asistanı, kızları Jane de okulunun onur listesinde bir öğrenci.
¿ Quién eres?
- Kimsin sen? - Susan...
Susan... Por favor, deja que te explique.
İzin ver açıklayayım.
¿ Susan?
Susan?
Susan, Susan, ¿ estás bien?
Susan, iyi misin?
- ¡ Susan!
- Susan!
Susan.
Susan.
¿ Has ido por ahí, Susan?
Oraya gittin mi, Susan?
Era para una cita... Con Susan.
Susan'la... randevu içindi.
Si es una niña, Susan, por Susan Boyle.
Eğer bebek kız olursa, adı Susan olsun. Susan Boyle hatırına.
Mirren fue sacada del Támesis por la... actriz estadounidense Susan Lucci.
Mirren'ı Thames Nehri'nden Amerikalı oyuncu Susan Lucci çıkardı.
- ¿ Susan está con él?
- Susan da onunla mı? - Hayır.
Susan es tu prima, no él.
Senin kuzenin olan Susan, o değil.
No, no tomaré partido, aunque Susan lo quiera.
Hayır, Susan ne isterse istesin taraf seçemeyeceğiz.
Susan es tu sobrina.
Susan senin yeğenin.
Imagino que las cosas no han mejorado con Susan. No.
- Susan ile işler düzelmemiş sonucunu çıkarıyorum.
Por cierto, Susan le escribió a Annabel para decirle que está furiosa porque Uds. me acogieron.
Dahası Susan, Annabel'e beni içeri aldığın için küplere bindiğini söylemesini yazmış.
La querida Susan ha estado enrabiada desde que jugaba con sus muñecas.
Sevgili Susan bebekleriyle oynadığından beridir bir öfkenin içinde.
Susan Boyle, los gatos, Hannah, la gente mayor, Robbie Williams, Tú Sí Que Vales, Miranda, los monos, los cerditos, Mrs.
Susan Boyle, kediler, Hannah, yaşlı insanlar, Robbie Williams, Yetenek Sizsiniz, Miranda, maymunlar, domuz yavruları, Mrs. Brown Boys.
Como ya sabe, Susan hizo una denuncia de persona desaparecida por James.
Bildiğin gibi, Susan, James için kayıp ihbarında bulundu.
Ella sólo- - Es susceptible a la desaparición de personas, como puede imaginar.
Susan sadece,... tahmin edeceğin gibi birilerinin kaybolması konusunda biraz hassas.
No creo que James esté en peligro Ella sólo- -
James'in tehlikede olduğunu düşünmüyorum. Susan sadece...
Se suponía que llevara a Rachel al lago esa mañana y Susan la llevó en mi lugar.
Rachel'ı o sabah benim göle götürmem gerekiyordu ama benim yerime Susan götürdü.
Olivia, Susan Peterson.
Olivia, bu Susan Peterson.
Sí, está todo bien, Susan.
Her şey yolunda, Susan.
Usted y Susan, ahora en cierto modo lo entiendo.
Siz ve Susan, şu an anlayabiliyorum.
Bueno, sí, Susan dijo lo mismo.
Susan da bana aynısını dedi.
Oh Señor, que cuidas de nuestros hijos en esta vida y en la venidera, trayéndoles a la vida con el espíritu del descanso divino, acoge el alma de tu pequeña sierva Susan.
Bu dünyada ve öteki dünyada çocukları gözetleyen ruhlarını ebedi huzura kavuşturan yüce Tanrım bu minik Susan kulunun ruhunu huzuruna kabul et.
Mi esposa Susan. Estaba trabajando en la fábrica de en Selma esta noche.
Bu gece fabrikada çalışıyordu.
Susan. Lo siento mucho.
Çok özür dilerim.
Ya encontramos a su esposa, Susan.
Max Leonard'dı.
¡ Susan!
Susan.
Estaba a 40 millas de la costa... en el Susan Marie.
Denizde 40 mil açıktalarmış... Susan Marie.
Incluso Susan.
Hatta Susan bile.
Lamento que Susan se pierda de esto.
- Susan tüm bunları kaçırdığı için üzgünüm.
No creo que el Registro Civil y una bendición en la iglesia sea lo que espera el condado, y hacerlo en Londres tiene más sentido para Susan y Shrimpie.
Evlendirme dairesinde bir nikah ve kilise töreninin insanların beklediği şey olduğunu sanmıyorum,... ve Londra, Susan'la Shrimpie için daha mantıklı olur.
Que divertidas cosas dices, Susan.
Söylediğin çok gülünç, Susan.
¿ Y lo que preguntó Susan?
Susan'ın dediği neydi öyle?
Cora, ¿ podrías ir y ayudar a Susan?
Cora, gidip Susan'a yardım eder misin?
No queremos confesiones en el lecho de muerte, Susan.
Şimdi günah çıkarmanın hiç sırası değil, Susan.
¿ O puedo llamarla Susan?
Ya da sana Susan diyebilir miyim?
Susan, sal de ahí.
Susan, buraya gel.
Me llamo Susan Sherman, trabajo para el Servicio de Protección al Menor.
Adım Susan Sherman,.. ... Çocuk Koruma Hizmetleri ile çalışıyorum.
Eso es lo que Susan B. Anthony murió.
Susan B. Anthony bu uğurda öldü.
¿ Sabes que Susan B. Anthony es?
Susan B. Anthony'nin kim olduğunu biliyor musun sen?
Soy Susan Luke.
Ben Susan Luke.
¿ Ha venido a ver a un médico o está buscando...?
- Karım Susan'ı.
Oh, Dios mío.
Aman Tanrım. Susan.
Oh, Susan.
Ah, Susan...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]