Translate.vc / İspanyolca → Türkçe / Tornado
Tornado Çeviri Türkçe
1,180 parallel translation
Eres como un tornado... que devora todo en su camino.
Oz Büyücüsü'ndeki kasırga gibi önüne çıkanı süpürüyorsun.
¿ Recuerdas aquella vez en la que estabas a un lado del tornado?
Kasırganın olduğu zamanı hatırla?
Luego, de la nada, esta cosa sucede... como un tornado que sale de la nada.
Sonra aniden, böyle bir şey oluyor. Sanki nereden geldiği belli olmayan bir hortum gibi ve aslında hata kimsede de bile olmayabilir.
¿ Y los protegiste del tornado?
Ve onları bir kasırgadan kurtardın?
Realmente se siente una extraña vibra como de haber pasado un tornado... o Drácula.
Fırtınadan önceki sessizlik olabilir mi? Biz Dracula mıyız?
Kroner es sofisticado, complejo y bueno sexy.
Fakat bir de meteorolojinin gözünden bakılırsa alçak basınç sistemleri, fırtına öncülleri, tornado nöbetleri Kroner, gelişmiş, karmaşık ve heyecanlı bir yer.
En mi opinión un pequeño tornado levantó al pobre animal, lo elevó a 12.000 pies, en donde el aire es más frío y, uh... Yo solo estoy estoy agradecido de que no haya sido peor.
Benim inancıma göre bir ufak-hortum bu zavallı yaratığı yukarı kaptı havanın soğuk olduğu yaklaşık 4000 metreye yükseltti.
Uh... Holman acaba de explicarnos que, uh, un pequeño tornado causó el accidente.
Holman biraz önce bize buna ufak bir hortumum neden olduğunu açıklamıştı.
La noche del baile de fin de curso un tornado destrozó nuestro instituto...
Son sınıf gezintimizin gecesinde bir tornado, lisemizi yok etmişti.
Ese, uh, tornado en el instituto... fue usted, ¿ no?
Şu lisedeki tornado, o sendin, değil mi?
- ¿ El tornado en el Instituto, la nieve en mi boda?
Lisedeki o tornado? Düğünümdeki kar?
¡ Hombre, este pequeño pedazo de madera no va a soportar un tornado!
Bu küçük tahta parçası hortuma dayanmaz ki.
Sabe que están diciendo que un tornado azotará a todo el condado.
Ülkenin her yanında hortum görülüyormuş.
Quienquiera que lo hizo le llevó 40 minutos hacerlo en el medio de un tornado.
Bu iş hortum sırasında ve kırk dakika içinde yapılmış.
Rawls fue el prisionero que supuestamente murió en el tornado que precedió a la muerte del director Fellowes.
Rawls, müdürün ölümünden sonra yaşanan hortumda öldüğü sanılan mahkum.
Así que, posiblemente un tornado se ajuste a eso.
Yani hortum böyle bir mekanizmayı tetiklemiş olabilir.
Están hablando acerca del tornado.
Hortumdan söz ediyorlar.
Quizá es el tornado. Tú misma lo sugeriste.
Sen kendin söyledin.
Parece que por aquí pasó un tornado.
Sanki burdan bir kasırga geçmiş.
Acaban de dar un aviso de tornado
Televizyon kasırga alarmı verdiler.
Cada HAB aguantó pruebas con un tornado F-5.
Her HAB tornado koridorunda F-5'e kadar dayanıklı.
- Ella estaba en el tornado.
- Kasırgalıda o mu vardı.
¡ Y un tornado!
Ve bir de kasırga!
¡ Y un tornado!
Ve bir de kasırga vardı!
Cuando Stevie entra en un cuarto, es como un tornado.
Stevie bir odaya girdiğinde bir tayfun çıkmış gibi olur.
No muchos bebés pueden decir que fueron perseguidos por un tornado.
Çoğu bebek, bir hortum tarafından kovalandığını söyleyemez.
Bueno, es mejor que jugar a la mancha con un tornado.
Tabii, bir fırtınayla kovalamaca oynamaktan daha zor.
Mantén esto, cariño. Hora del tornado.
Bunu tut bebeğim.Kasırga zamanı.
Has tornado desastres en triunfos con tu alegre, infatigable y contagioso amor por la vida.
Saf, neşeli, eğlenceli ve hayat arzunla tüm felaketleri bir zafere dönüştürdün.
No podía creer que fuera un tornado.
- Kasırga koptuğuna inanamıyorum.
un patrón aleatorio con una aguja e hilo solapadas enfermedades extendidas en un cuerpo desmontado por una granada de mano y las piernas son dos amantes entrelazados dentro de mí un hueco fuera una mortaja del papel y el resto es una ilusión
rastgele bir desen iğne ve iplikten oluşan bulaşıcı bir hastalık tamamen kaplamış gibi tornado / hortum vücud ve el bombasından bir kafa ve bacaklar iki aşığı birbirine dolamış içimde, bir boşluk dışımda kağıttan bir kefen ve tüm geri kalan sadece bir illüzyon
- Alguna vez ha visto un tornado?
- Evet duydum. - Hiç kasırga gördünüz mü?
Tienes aire cálido subiendo desde Baja... aire frío que baja de las Sierra Nevadas, así que... la interacción de esos dos frentes genera un tornado.
Baja'dan gelen sıcak hava dalgasını düşünsenize Sierra Nevada'dan gelen soğuk hava dalgasıyla birleşiyor ve daha sonra bu iki kesişim kasırgaya dönüşüyor.
¡ Y parece que el viejo Tornado quiere acaramelar su crème brûlée!
Ve görünüşe göre yaşlı Tornado adamı krem karamele çevirecek.
Eso significa que solo yo puedo montar el nuevo tornado retorcido. ... una montaña rusa que entra en el agua.
Bunun anlamı, suya dalan bir hızlı tren olan..... Tornado Twister'a sadece ben binebilirim.
contamos historias de fantasmas y aprendimos como hacer un tornado en una botella.
Hayalet hikayeleri anlattık ve bardakta hortum yaratmayı öğrendik.
Creo que eso explica el tornado.
Sanırım bu fırtınayı açıklıyor.
A un lado... viene el tornado blanco.
Devam et... beyaz tornado.
Estamos entrando en la zona penumbrosa... un extraño mundo de penumbra, donde la mayoría de los animales se han tornado completamente transparentes.
Alacakaranlık kuşağına pek çok hayvanın tamamen saydam hale geldiği tuhaf ve kasvetli bir dünyaya giriyoruz.
Tú has tornado mi territorio.
# Ülkemi ele geçirdiniz, #
¡ Era un tornado!
Kasırgaymış.
- Es un tornado.
- Hortum.
Bien, Tornado, ahí, es normalmente... nuestro mejor toro.
Normalde Tornado bizim en verimli boğamızdır.
Me refiero, a que tiene un atractivo trasero... pero tal vez Tornado... necesite un poco de incentivo sexual.
Yani, bu gerçekten çekici ama belki Tornado'nun istediği biraz daha başkadır.
Hey muchachos, ustedes no han alimentando a Tornado... con comida Mejicana, no?
Tornado'ya Meksika yemekleri ile beslemiyorsunuz değil mi?
El viejo Tornado no pudo dar comienzo a su demostración.
Yaşlı Tornado her zamanki şovunu yapamadı.
Parece que lo golpeó un tornado.
İçeri bir hortum girmiş gibi.
Digo, todo se ha tornado tan extraño, Pop.
Yani, herşey çok garip oldu, baba.
Francamente la comunidad negra se ha tornado un espectáculo el resto...
Açıkçası, zenciler diğer kesimlerin eğlencesi oldu.
- Una mariposa mueve sus alas en China y crea un tornado que llega a la otra mitad del mundo.
Çinde bir kelebek kanat çırpıyor, dünyanın öteki yanında kasırga yaratıyor.
Tornado!
Twister