Translate.vc / İspanyolca → Türkçe / Técnología
Técnología Çeviri Türkçe
9,117 parallel translation
- Hay algo sobre esta tecnología...
- Bu teknolojide bir şey var...
La tecnología cambia y también los métodos de vigilancia.
Yani, teknoloji değiştikçe takip yöntemleri de değişir.
Manejo su tecnología.
Teknolojilerini idare ediyorum.
La tecnología antigua es la mejor de todas.
Düşük teknoloji en iyi teknolojidir.
Tú y tu tecnología antigua.
Düşük teknolojiye bak sen.
¿ Por qué iba a querer contemplar...? ¿ formas anticuadas de hacer las cosas cuando la tecnología lo hace por mí?
Benim yerime iş yapacak bu harika teknoloji varken neden bir sürü antika alete bakayım ki?
Ha infectado toda la tecnología de la ciudad.
... bütün şehirdeki her teknolojik alete bulaştı.
No tenemos tecnología.
Tüm teknolojimiz çöktü.
Controla la tecnología.
Teknolojiyi kontrol ediyor.
Necesitaremos tecnología para acabar con ese trasto.
Bunun icabına bakmak için teknolojiye ihtiyacımız olacak.
TECNOLOGÍA WAYNE
WAYNE TEKNOLOJİSİ
Su traje es de tecnología militar construida por Industrias Wayne.
Joker'in zırhı, Wayne Endüstri tarafından yapılmış, çalıntı askerî teknoloji.
Mi enfoque en nuestras unidades de negocio es invertir primero en nuevas tecnologías y desarrollar prototipos en orden para entender el potencial de la tecnología, porque a pesar del éxito reciente de nuestro equipo de seguridad cibernética, nuestra compañía todavía tiene
İşletme birimlerimize olan yaklaşımım, önce yeni teknolojilere yatırım yapmak ve teknolojinin geleceği noktayı anlayarak prototipler geliştirmektir. Çünkü siber güvenlik takımımızın güncel başarısına rağmen şirketimiz hâlâ 72 potansiyel korsan saldırısına karşı savunmasız durumdadır.
Serás el próximo director de tecnología de esta empresa.
Bu şirketin yeni TSB olacaksın.
- Serás el próximo director de tecnología de esta empresa.
Bu şirketin yeni TSB olacaksın.
- -Serás el próximo director de tecnología de esta empresa.
Bu şirketin yeni TSB olacaksın.
Tenemos un candidato realmente bueno para director de tecnología la junta está entusiasmada.
Önümüzde yönetimin heyecanlandığı, gerçekten çok iyi bir TSB adayı var.
Siempre nos exigen más de lo que la tecnología permite.
Sürekli teknolojinin sağlayacağından daha fazlasını istediler.
Te pidieron que fueras director de tecnología, ¿ no?
Seni TSB olarak istediler, değil mi?
Evil Corp te nombró director de tecnología, ¿ no?
Seni TSB olarak istediler, değil mi?
Sé que crees que eras el candidato perfecto para el director de tecnología y estás enojado.
TSB olmak için çok iyi bir aday olduğunu düşündüğünü biliyorum. Ve kızgınsın.
No serás el director de tecnología.
TSB olamayacaksın.
Sé muy bien que eres el director de tecnología, Scott.
TSB'nin sen olduğunun gayet farkındayım, Scott.
Nuestro Director de Tecnología... Scott Knowles.
Teknolojiden sorumlu yeni başkanımız, Scott Knowles.
Nuestro nuevo Director de Tecnología, Scott Knowles.
Yeni Teknolojiden Sorumlu Başkanımız Scott Knowles.
De todos modos, nunca confié mucho en esa tecnología.
Ne olursa olsun bu teknolojik gevezeliklere itimat etmem.
La tecnología debe haber avanzado muy rápido después de que me fui.
Ben gittikten sonra teknoloji gaza basmış olmalı.
Mi mejor amigo. Le encanta la tecnología.
Teknolojiye bayılır.
Si continúan atacando nuestra tecnología, lo cual han hecho.
Eğer teknolojimize saldırmaya devam ederlerse ki ettiler.
Resulta que está trabajando en algo que revolucionará la tecnología y salvará la compañía.
Meğer şirketi kurtarmaya ve tamamen yeni bir teknoloji üzerinde çalışıyormuş.
Intrigante. Bien, ¿ cuál es esta tecnología revolucionaria, Sr. Holt?
Peki neymiş bu teknoloji Bay Holt?
Ni siquiera tiene una idea para alguna tecnología asombrosa, ¿ o sí?
Ne yapacağın hakkında hiçbir fikrin yok değil mi?
He estrechado la mano a presidentes... sostenido tecnología de otros planetas...
Başkanlarla el sıkışmışlığım var. Başka gezegenlerden teknolojileri elime aldım.
Sigo sin entender por qué enviaste a Hulk para traer de vuelta tecnología delicada.
Hâlâ neden Hulk'u hassas bir teknolojiyi getirmesi için gönderdiğini anlamıyorum.
Aún sin su cinturón sigue siendo más rápido que cualquier tecnología que tenga bajo la manga.
Kemeri olmadan bile hala elimdeki teknolojiden daha hızlı.
Bueno, recuperar la tecnología de la Torre no fue tan difícil.
Kule'nin teknolojisini tekrar geri almak o kadar zor değildi.
Nunca ponen la palabra espacial en una frase solo porque todo es de alta tecnología y futurista.
Herseyin birçeşit ileri teknoloji yada geleceğin teknolojisinden olduğu bi yerin önündeyken bunu uzay diye adlandırmazlar.
Encoger el tejido orgánico es el fin principal de esta tecnología.
Canlı dokuları küçültme bu teknolojinin en önemli parçası.
Siempre quiso mi tecnología.
Her zaman teknolojimi isterdi.
Pasé la mitad de mi vida... intentando que esta tecnología no llegara a manos de un Stark.
Hayatımın yarısını bu teknolojiyi Stark'ın ellerinden uzak tutmaya çalışarak geçirdim.
El intruso es un hombre adulto, con tecnología para encogerse.
Güvenliği kıran kişi bir çeşit küçülme teknolojisine sahip yetişkin bir erkek.
Trataste de esconder tu tecnología de mí. Y eso ahora te jugará en contra.
Teknolojini benden saklamaya artık suratında patlayacak.
¿ Tienen alguna clase de tecnología del "Hombre Nuclear" que va a arreglarme mi rodilla?
Dizimi iyileştirmek için milyar dolarlık teknolojiniz var mı?
En la Inglaterra del siglo XVIII, quizá, pero hoy en día... con la última y mejor tecnología del FBI... podemos empezar por identificar el arma homicida.
Yüzyıl İngilteresinde olsak belki ama FBI'ın elindeki teknoloji ile cinayet silahını bulabiliriz.
Freya, soy consciente de que la tecnología del siglo XXI sigue siendo un misterio para ti, pero cuando veas mi nombre en tu teléfono, responde.
Freya, 21.yüzyıl teknolojisinden anlamadığının farkındayım... ama adımın telefonunda çıktığını gördüğünde... telefonu açarsın.
Parece que nos ha vuelto a visitar el alienígena conocido como Rick, que una vez le dio a nuestro mundo el regalo de la tecnología de la "caja gooble", que, cuando se pisa, genera electricidad,
Görünen o ki, Rick olarak bilinen uzaylı bizi yeniden ziyaret ediyor. Zamanında "Gooble Kutusu" teknolojisini dünyamıza armağan etmişti.
En algún lugar de este planeta tiene que haber un científico capullo y arrogante a punto de descubrir la tecnología del microverso, lo que haría que las palancas flooble de Zeep se queden obsoletas, obligando a Zeep a decir que los microversos son malos,
Bu gezegende de mikro-evren teknolojisini bulmak üzere olan kibirli, şerefsiz bir bilim adamı olmalı. Böylece Zeep, "Flooble Kolları" nın tarihe karışabileceğini görüp onu, mikro-evrenlerin kötü olduğunu söylemeye zorlar.
Parece que estamos siendo revisitados por el alienígena conocido como Rick, a quién le dio a nuestro mundo regalo de la tecnología de la caja gooble.
Görünen o ki, Rick olarak bilinen uzaylı bizi yeniden ziyaret ediyor. Zamanında "Gooble Kutusu" teknolojisini dünyamıza armağan etmişti.
Algún lugar en este planeta, tiene que haber un científico arrogante idiota que esté al borde de la tecnología microverso, lo cuál amenazaría volver a las manivelas flooble de Zeep obsoletas, forzando a Zeep a decir que los microversos son malos,
Bu gezegende de mikro-evren teknolojisini bulmak üzere olan kibirli, şerefsiz bir bilim adamı olmalı. Böylece Zeep, "Flooble Kolları" nın tarihe karışabileceğini görüp onu, mikro-evrenlerin kötü olduğunu söylemeye zorlar.
Estoy poniéndome al día con los últimos 30 años de tecnología.
Son 30 yılın teknolojisini yavaşça öğreniyorum.
Todo es muy de alta tecnología.
Yüksek teknolojili bir sistem.