Translate.vc / İspanyolca → Türkçe / Vie
Vie Çeviri Türkçe
175 parallel translation
- Tiene la "Vie Parisienne" - ¿ La "Vie Parisienne"?
"Parizyen Yaşam" var ihtiyar. "Parizyen Yaşam" mı?
En fin, c'est la vie.
Eh, c'est la vie.
Es ya muy tarde y alguien al otro lado de la calle está tocando La Vie en Rose.
Saat çok geç ve..... karşıda biri La Vie En Rose şarkısını çalıyor.
Para abrir ventanas y poder ver... Ver la vida de color de rosa.
Pencereleri açıp içeri..... içeri la vie en rose almak içindir.
C'est la vie.
Hayat böyle, ne yaparsın.
C'est la vie. Et cetera.
Ne yaparsın, hayat böyle!
La vie en rose.
La vie en rose.
C'est la vie.
Hayat bu.
Lamento verle partir, ¡ pero c'est la vie, caballero!
Gittiğini görmek istemezdim ama hayat bu işte. İhtiyar keçi!
Yo odio hacerlo, pero c'est la vie.
Kendim yapmaktan nefret ediyorum ama hayat böyle!
¿ Dónde estaba la vida simple que Larry y yo habíamos tenido? Esa vie de Bohème.
Larry ile sahip olduğumuz o basit yaşama Bohem hayatına ne olmuştu?
C'est la vie.
Hayat işte.
"Así es la vida" - dicen los franceses.
Fransızların dediği gibi'c'est la vie'[hayat böyle].
- ¿ Tiene eau de vie?
- Hiç kanyak var mı?
- C'est la vie.
- Hayat bu.
C'est la vie.
Tatlı hayat!
No parece el más allá, es más una especie de "aprés vie".
Pek ahiret gibi değil, daha çok aprés vie gibi.
- Yo dije "aprés vie".
Ben daha çok aprés vieye benziyor dedim.
- C'est la vie, Tuck.
- İşte hayat bu, Tuck.
Lo lamento por su tripulación, pero C'est la vie.
Mürettebatın için başın sağ olsun ama Dünya'da da dediğimiz gibi, "kalan sağlar bizimdir."
" Vie... ux... marc...
Vie... ux... marc...
~ C'est la vie... estoy un poco aburrida de la vida. ~
Hayat bu... Sıkıldım bu hayattan biraz.
Mira, estaba con Uds. esforzándome en vano para ponerlas en onda.... pero todo lo que consigo es esto.. así que.... así es la vida.
Sizin gibi mantarlara biraz hava katmak için burada takılıyordum ama tek bulduğum boş hava bu yüzden c'est la vie.
Chagrin d'amour dure tout la vie.
Chagrin d'amour dure tout la vie.
- C'est la vie - Qué dijiste?
C'est la vie C'est ne?
C'est la vie
C'est la vie
# Arrividerci, C'est la vie #
Arrivederci, c'est la vie
Enfrente alguien esta tocando La Vie En Rose.
Sokağın karşısında biri "La Vie En Rose" u çalıyor.
Ahí vie...
İşte geliyorlar...
¿ Viet-qué?
Vie... ne?
Bueno, tu sabe', yo so'de'amaica, vie'o.
Şey, bilirsin, Jamaikalıyım dostum.
C'est la vie.
C'est la vie. ( Hayat bu )
Paris c'est la vie des lumieres...
Paris- - Işıklar şehri...
Pero Scott me rechazó. C'est la vie.
- Ama Scott beni reddetti, c'est la vie
La carroza Dogbert ahora ha chocado las carroza de la PTA, el club francés "joie de vie" y el partido republicano.
Dogbert'in arabası şimdi PTA'nın, the joie de vie Fransız Klübünün ve Yaşlı Vatandaşlar Cumhuriyet Partisinin arbasına çarptı.
- La tierra de la vie.
Sizin için saklayacağım. Teşekkürler.
Bueno, "c'est la vie".
Pekala yaşam devam ediyor...
- Preferiría expirar asoleándome en la Riviera, en brazos de un Adonis de 17 años, - pero c'est la vie.
- Nefesimi Riviera'da güneşlenirken, 17 yaşındaki bir yakışıklının kollarında vermek isterim, ama hayat işte.
Oh, bueno, C'est la vie.
Ne diyelim, kısmet.
- La Vie en Rose - ¿ Qué?
- "La Vie en Rose" - Ne?
Se llama "La Vie en Rose."
Adı "La Vie en Rose"
La la la, la vie en rose.
La la la, la vie en rose.
C'est la vie.
"işte hayat bu" diyorum.
- C'est la vie.
- C'est la vie.
VIE
CUMA
Qui s'éléve vers la vie et sur la raison. Que se eleva hacia la vida y la razon.
Kendi sonuna gidebilen insanoğludur.
Tres alegrias y maldicion, c'est la vie
# Üç alkış ve kahretsin, hayat bu #
489 horas en el cementerio deseando que ella volviera a cantarme "La vie en rose".
489 saat mezarlıkta bana "La vie en rose" şarkısını söyleyeceğini umut ederek beklemek.
me habla bajito, veo la vida color de rosa.
# Kullandığın sihirli heceler bunlar # İşte "la vie en rose" dediğim anlar
C'est la vie! ( Así es la vida )
Şanssızlık!
"Así es la vida."
C'est la vie.