English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İspanyolca → Türkçe / Vía

Vía Çeviri Türkçe

4,977 parallel translation
Que no estarían presentes si se hubiera tomado por vía oral.
Evet. Ayrıca ağızdan alınmış olsa kanda çıkmazdı.
Tienes una hora y cuarto para conseguirme mis placas... dos carruajes aquí delante... vía libre hasta los muelles... y una barca sin vigilar ahí.
Sen'til var saat son çeyrek benim plaka almak için, önünde iki arabaları dışarı, dock açık bir yol, ve savunmasız bir tekne orada bekliyor.
Hemos construido una maldita vía de tren a ninguna parte.
Biz bir lanet inşa hiçbir yerde yolunda tren.
Él está en una línea independiente vía satélite militar.
Askeri bir uydu ile serbest bir hatta bağlı.
9 : 15 a Miami. Vía 8.
- Miami'ye 9 : 15 treni. 8.
Él invirtió millones de dólares en la vía rápida sus experimentos de fusión.
Onların fizyon deneylerine milyon dolar para aktarılıyor.
Contacto Comunícate con un jugador objetivo ( que hayas encontrado en el juego ) vía tu Libro. ( La conexión se puede mantener durante como mucho tres minutos.
İletişim Oyunda karşılaştığın bir oyuncuyla kitabın vasıtasıyla en fazla 3 dakikalığına iletişim kurabilirsin.
- Puedo oírlo como llega por la vía.
- Sesi sanki şarkı söylüyor gibi.
Los mormones están construyendo una vía secundaria.
Mormonlar kendilerine kısa bir demiryolu inşa ediyor.
El edificio tenía ya toda la tecnología... conexiones vía satélite, antenas de microondas, todo.
Binada zaten bütün tesisat vardı- -... uydu bağlantıları, çanak anten donanımı,... her şey.
Tu hermana fue ejecutada en la vía pública por practicar magia cuando sabía que la atraparían.
Kardeşin, büyü yaptığı için halka açık bir yerde ibret olsun diye öldürüldü. Yakalanacağı ne mâlumdu?
Estabas en la vía del tren.
Tren raylarının oradaydın.
Esta escultura se llama La Vía Óctuple.
Bu heykelin adı "Sekiz Katlı Yol".
Con nosotros vía satélite desde Trenton, Nueva Jersey está el ex sargento Eric Sweeney miembro del equipo MARSOC que ejecutó la extracción con el nombre código Génova y debo decir que es el primer miembro del equipo que dio un paso adelante con la historia.
Trenton, New Jersey'den uydu aracılığıyla yayınımıza emekli Donanma Topçu Astsubayı Eric Sweeney katılıyor. Kendisi Ceneviz kod adı verilen çıkartmayı gerçekleştiren MARSOC birliğinin bir üyesi olmakla beraber bizlere bu hikâyeyi anlatmaya gönüllü olan ilk ekip üyesidir. - Hoş geldiniz, Bay Sweeney.
Los rusos aprendieron... vía difícil.
Ruslar bunu... zor yoldan öğrendi...
Los rusos lo aprendieron por la vía más difícil.
Ruslar bunu zor yoldan öğrendi.
Cielos, hasta el humilde escarabajo pelotero escoge trazar su ruta usando la Vía Láctea.
Mütevazı bok böceği bile gidişatını Samanyolu'na göre belirliyor.
Mi plan incluye una muy generosa vía de escape.
Planım oldukça zorlu bir imdat çıkışını içeriyor.
Vamos a hacer esto por la vía difícil.
Zor yoldan yapacağız o zaman.
Se le atoró el pie en la vía.
Raylara ayağı sıkışmıştı.
Después, de todos modos las mataba para no dejar rastros y cerrar cualquier vía.
Verseler bile kanıtları kaldırmak ve izleri silmek için her türlü onları öldürecekti.
- Polución. Por eso han elegido ese símbolo. - ¿ Otra vía
İnsanların çevreye olumsuz etkileri.
Por eso han elegido ese símbolo. - ¿ Otra vía
Bu yüzden bu sembolü seçtiler.
No te infectaste por vía intravenosa como Viktoria.
Victoria gibi virüsü doğrudan almadın.
Ven por la vía Glantiéres, OK?
Glantiéres yolundan git, tamam mı?
Anoche vía Chris en la fiesta.
Dün gece, partide Chris'i gördüm.
Ha encontrado otra vía.
Peter başka bir yol buldu. "
Oh yo acabo de grabar mi trío con los detectives para mi programa vía webcam.
Detektiflerle yaptığımız üçlüyü webcam şovum için kameraya kaydettim.
Define "vía rápida".
Hızlı derken?
Heather aceptó de inmediato la declaración de culpabilidad, así que las cosas han ido por la vía rápida.
Heather hemen anlaşmayı kabul etti bu yüzden her şey çok hızlı gelişti.
Ponedle una segunda vía.
İkinci bir hat açın.
- Hay una vía más sabia para hacerlo.
- Bunu yapmak için daha akıllıca bir yol var.
¿ Quién te puso esta cinta en la vía?
Kim taktı bu serumu?
¿ Cómo es la vida en la vía rápida a la muerte? - Necesito un favor.
Sırat köprüsünde işler nasıl?
Nos ha cortado la vía de escape.
Çıkış yolumuz kapandı.
- ¿ Maya conocía a alguien en esa vía?
- Maya oralardan birini tanıyor muydu?
- Normalmente tomaría la temperatura por vía rectal, pero...
Normalde rektal sıcaklığı ölçerim ama...
El agua se usa en muchas religiones como vía de purificación.
Bir düşünsene. Su birçok dinde arınma yolu olarak kullanıldı.
Vía rápida por otros 8-9 años.
Bir diğer 8-9 yıl hızlı şeritte,...
, el límite de velocidad es de 90 kilómetros en esta vía.
Asgari hız 90 kilometre burada.
Pero cuando el gobierno dio vía libre para su uso civil, lo abarataron.
Ancak devlet, GPS'i sivillerin hizmetine açtığında,... ucuza kaçtılar.
El bloqueo está debajo de la vía principal y corre por debajo del túnel de alimentación.
Tıkanıklık bu ana şaftta ve şebeke tünelinde.
Espera un minuto, ésta no es la vía a casa.
Bir dakika, eve dönmüyoruz.
Puse un sedante en su vía intravenosa para apaciguar sus nervios.
Sizi rahatlatsın diye serumunuza sakinleştirici karıştırdım.
Salí de la ciudad antes de que me amarraran a una vía.
Raydan çıkmadan önce şehri terk et.
He derrapado por la vía.
Tren yollarında doğrandım ben.
Puedo ir a la cochera de Hobart y seguir hacia el norte por la vía.
Hobart garına gidip ona doğru ilerleyelim.
Los explosivos están en algún sitio bajo la vía.
Patlayıcılar rayların arasında bir yerde.
Está bien, entonces quiten la bomba de la vía.
O zaman bombayı raydan çıkarın.
Hay gente en la vía.
Tren hattında insanlar var.
¡ Sáquelos de la vía!
Çıkarın onları raylardan!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]