Translate.vc / İspanyolca → Türkçe / Vú
Vú Çeviri Türkçe
668 parallel translation
Es suficiente para crear esa impresión de "deja vú".
Daha önce burda bulunduğunuza dair olan hislerinize güvenmek için yeterlidir.
Estoy teniendo un deja vú.
Bir deja vu yaşıyorum.
"¿ Vu... y... yo... vulé vu... dar... un... petite... paseo?"
Sen... ve... ben... biz... çıkmak... küçük... bir yürüyüşe?
"¿ Parlé vu fransé... Chevrolet Coupe?"
Fransızca biliyor musun, beni tanıyor musun?
El otro día, en Kyoto, vi al Sr. Yae. Le expliqué tu situación y me pidió que te lo propusiese.
Dün değil önceki gün, bayan Yae'yi görmeye gittim vu bu durumun ışığında, seninle konuşmam için ısrar etti.
¿ Será un déjà vu?
Deja vu olabilir mi acaba?
¿ Qué tipo de petición está usted haciendo, Sra. Trotter?
Ne türlü bir baş vuırmadan söz ediyorsunuz, Bayan Trotter?
Déjà vu, eso es todo.
Déjà vu, hepsi bu.
Hoy examinaremos el fenómeno del "déjà vu".
Bu akşam, Bu Beyin'de déjà vu olgusunu inceleyeceğiz.
La extraña sensación que tenemos a veces... de haber vivido alguna cosa antes, de que ya nos ha pasado antes.
Bir şeyi daha önce yaşamış olduğumuz duygusu. Şu anda olanın daha önceden olduğu bu akşam Bu Beyin'de déjà vu olgusunu inceleyeceğiz.
Hoy examinaremos el fenómeno del "déjà vu". La extraña sensación que tenemos...
Bir şeyi daha önce yaşamış olduğumuz...
Buenas noches. Hoy examinaremos el fenómeno del "déjà vu".
Neyse, bu akşam Bu Beyin'de déjà vu olgusunu inceleyeceğiz.
Hoy examinaremos el fenómeno del "déjà vu".
Bu akşam, Bu Beyin'de inceleyeceğimiz olgu...
Tengo una sensación de "déjà vu".
Korkunç bir déjà vu hissi.
Tengo una sensación de "déjà vu".
Korkunç bir déjà vu hissi...
¿ Qué le pasa? Tengo la sensación de "déjà vu".
Korkunç bir déjà vu hissi...
¡ Vu-el-ve - a tu si-tio!
Geç yerine!
¿ Alguna vez tuviste una sensación de déjà vu?
Hiç önceden yaşamış gibi hissettin mi?
- ¿ Quiere decir "déjà vu"?
- Déja vu yani... - Hayır, tam olarak değil.
Muchos paisajes te producen una sensación de déjà vu.
Çoğu manzara deja-vu hissi verir.
No, quizás está en lo cierto, tal vez es lo que llaman un Deja Vu.
Hayır, muhtemelen haklısınız, Deja vu gibi.
Es un déjà vu.
Déjâ vu.
- El viejo truco del "déjà vu".
- Eski déjâ vu. Teşekkürler.
Conoces mis fotos, las viste por todos lados
Tu connais mes photos, on les a vu partout
De una especie de ilusión, de déjà-vu.
Gördüğüm rüya deja vu gibiydi.
De ´ tente... Avant-garde... y De ´ já Vu.
Avant-garde, and Deja Vu.
Adiós, De ´ já Vu.
Hoşça kal, Deja Vu.
Déjà vu.
Deja vu...
Yo como fabricante de las bragas comestibles... y él como el genial inventor de tan delicioso pasatiempo.
Hatırı sayılır bir kot pantolon üreticisiyim vu sayede çağırıldığımı söyleyeceğim.
Buddy, ¿ es déjà vu o qué?
Buddy D, bu déjâ vu mu?
- La sensación de algo ya vivido.
- Aynı "deja vu" gibi.
Dicen que el déjà vu normalmente es una señal de amor a primera vista.
Önceden tanıyormuş hissinin hep ilk görüşte aşka delalet olduğu söylenir.
¿ Acaso tiene recuerdos extraños, sensación de déjà vu?
Ya, önceden yaşadığını sandığın anlar, hafıza parlamaları?
Debe de ser un déjà vu o algo así.
Daha önceden tanıyormuşum gibi geldi.
- Déjà vu.
- Déjà vu.
Quizá el saltar de un año a otro no sólo me había dejado hoyos en el cerebro porque volví a tener la sensación de déjà vu.
Belki de zamanda yolculuğu beynimi kalbura çevirmekten dahasını yapmıştır,... çünkü déjà vu hissini yine hissettim.
Pensaba en cómo Chuck podía tener tan mal gusto... DETECTIVES PRIVADOS cuando tuve otra sensación de déjà vu.
Déjà vu hissi yeniden içimi kapladığında hâlâ, bir insanın, nasıl Chuck kadar zevksiz olabildiğini anlamaya çalışıyordum.
No es déjà vu.
Bu déjà vu değildi.
No es déjà vu.
Bu déjà vu değil.
Non, je ne l'ai pas vu.
Hayır, onu görmedim.
- Sr. Barnes. Buddy, ¿ es déjà vu o qué?
Darien gibi bir kızı alabilecek kadar zengin.
- Déjà vu.
- Deja vu.
Será un déjà-vu.
De javu falan herhalde.
Sensaciones de déjà-vu.
Bir de javu hissiyatı.
Sí, pero hay algo más. En un déjà-vu, creemos repetir un acontecimiento.
Evet ama dahası var, de javuda aynı olayı tekrar yaşadığını sanırsın.
Tu estás agotado, tuviste "déjà vu" o vértigo... pero existen leyes, ¿ no es así?
İşte seni kovmalarının nedeni bu. Sorun değil, aşırı baskı altındasın. Bunu açıklayabiliriz.
¿ Sabe qué es un déjà vu, Mrs. Lancaster?
Daha önce hiç Deja-vu yaşadınız mı?
¿ Alguna vez has experimentado un déjà vu?
Daha önce yaşadık gibi gelmiyor mu?
Tengo una sensación de déjà vu.
Sanki bunu rüyamda görmüştüm.
Y puede que esté allí, y puedo que no. ¿ Déjà vu?
Belki yukarıdadır, belki de değildir.
- Como un déja-vu?
- Rüyanda mı görmüştün?