Translate.vc / İspanyolca → Türkçe / Welles
Welles Çeviri Türkçe
311 parallel translation
Mi nombre es Orson Welles.
Adım Orson Welles.
En 1957 Orson Welles terminó el rodaje de "Sed de mal"
Orson Welles "Bitmeyen Balayı" filminin çekimini 1957'de tamamladı.
Welles vio la nueva versión y escribió un dossier apasionado de 58 páginas pidiendo modificaciones.
Bu uyarlamayı seyreden Welles derhal 58 sayfalık ateşli bir yorum yazarak kurguda değişiklik yapılmasını istedi.
Esta versión se esfuerza en respetar sus deseos y de mostrar la película tal como Welles hubiera querido.
Bu uyarlama onun isteğini yerine getirmeyi ve filmi Orson Welles'in görmeyi istediği şekilde göstermeyi amaçlıyor.
"... cierro este dossier con el ruego muy sincero de que acepten este breve croquis en que tan larga y duramente he trabajado. "
Bu notlarımı sizden çok ciddi bir şekilde, üzerinde günlerce uğraştığım bu kısa görüntü biçimini onaylamanızı rica ederek kapatmak istiyorum. " "... - Orson Welles
Un siamés negro sería precioso. Soy Anne Welles.
Siyah siyam kediler de pek tatlı olurlar.
Ah, sí.
Ben Anne Welles.
Sr. Bellamy, la Srta. Welles. Aspirante al empleo.
Bay Bellamy, Bayan Welles geldiler.
Es lógico que un recluta se refugie ante el primer ataque del enemigo.
Bayan Welles, çaylaklar düşman ateşini görür görmez hemen bir yere sığınırlar.
Srta. Welles, se olvida el bolso.
Bayan Welles, çantanızı unuttunuz.
Eres la más guapa de cuantas se han olvidado el pintalabios en la oficina.
Büromda rujunu unutan en güzel kadın olduğunuzu biliyor musunuz, Bayan Welles?
- Lo siento, Srta. Welles.
Kusura bakmayın, Bayan Welles.
- Que venga la Srta. Welles.
- Bayan Welles'i içeri gönder.
Srta. Welles. Tome nota, por favor.
Bayan Welles, söylenenleri aynen kağıda geçirin.
- ¿ Y la Srta. Welles?
- Bayan Welles nerede peki?
- ¿ Fue la última en verla viva?
Onu hayattayken son kez gören siz miydiniz, Bn. Welles?
PERDEDORA DE LA SEMANA ANNE WELLES ¿ Qué cantante le da a cierto agente más del 10 %?
Haftanın Tutunamayanı Anne Welles
- Jenifer Welles no ha llegado aún.
Jenifer Welles henüz gelmedi.
- Jenifer Welles no ha llegado aún.
Jenifer Welles henüz gelmedi ha!
- Jenifer Welles está muerta.
Alex. Jenifer Welles ölmüş.
" La Srta. Welles, Londres, París.
" Bayan Welles, Londra. Bayan Welles, Paris.
La Srta. Welles, la Srta. Welles ".
Bayan Welles. Bayan Welles. Bayan Welles! "
La Srta. Welles tenía que presentarse en el estadio.
Bayan Welles bu gece sahne alacaktı.
¿ Puede decirnos algo sobre la Srta. Welles? En absoluto.
Bayan Welles hakkında bize bir şeyler anlatabilir misiniz?
¿ No es terrible? ¿ No conoce alguna razón por la cual la Srta. Welles quisiera suicidarse?
Korkunç değil mi? Bayan Welles'in canına kıyması için herhangi bir neden bilmiyor musunuz?
A propósito, mencionó que la señorita debía presentarse a las 7 : 30.
Yeri gelmişken, Bayan Welles'in 19 : 30'da sahne alması gerektiğinden söz etmiştiniz.
Jenifer Welles era una artista de un talento inmenso.
Jenifet Welles inanılamayacak yetenekte bir sanatçıydı.
Habrás oído lo de la Srta. Welles.
Sanırım Bayan Welles'i işitmişsinizdir. Elbette.
Me tiene muy inquieto esto de Jenifer Welles.
Şu Jenifer Welles işi beni çok rahatsız ediyor.
Liz, lamento mucho lo de Welles.
Liz, Welles için çok üzgünüm.
Le solicité al directorio de la sinfónica que apruebe una donación para una beca a nombre de Jenifer Welles.
Senfoni kuruluna Jenifer Welles adına burs bağışı yapılmasını onaylamalarını istedim.
Déjeme explicarle, Sr. Durkee. La Srta. Welles no era... No era uno de nosotros.
Görüyorsunuz ya, Bay Durkee, Bayan Welles... şey, aslında bizden biri değildi.
¿ La Welles?
Welles mi?
- Es de Jenifer Welles.
Bu Jenifer Welles'inki.
Va al apartamento de la Srta. Welles... ¿ Nada más?
Bayan Welles'in apartmanına sürdün, cinayeti işledin, arabayı yerine koydun, ve geri buraya yürüdün.
Y seguramente, usted recorrió el camino entre el taller y el apartamento.
Kuşkusuz, o yolu Mike'ın garajından Bayan Welles'in evine kadar katettin.
Mire, yo no maté a Jenifer Welles.
Görüyorsunuz, Jenifer Welles'i ben öldürmedim.
Sé que no está de acuerdo, pero convencí a mis superiores de que Jenifer Welles fue asesinada y no fue un suicidio.
Biliyorum, katılmıyorsun, ama en azından ben üstlerimi ikna ettim... Jenifer Welles'in öldürüldüğüne... O bir intihar değildi.
¿ Sabe que todos los expertos del caso creen que Jenifer Welles se suicidó?
Biliyorsun ki, bu olayda her uzman Jenifer Welles'in canına kıydığına inanıyor.
No, estuve hablando con su esposo sobre la Srta. Welles.
Hayır, ben, kocanızla Bayan Welles hakkında konuşuyordum.
Creemos que la Srta. Welles fue asesinada.
Bayan Welles'in öldürüldüğünü düşünüyoruz.
Me dijeron que la Srta. Welles tenía un amorío y vine aquí porque pensé que usted quizás sabía algo.
Bayan Welles'in bir başka adamla ilişkisi olduğunu işittim ve ben de doğruca buraya geldim, çünkü belki sen bir şeyler işitmissindir diye düşündüm.
La noche en que asesinaron a la Srta. Welles, Audrey... Es una amiga y vecina de la Srta. Welles... Vio a un hombre de esmoquin saliendo de su apartamento.
Şey, Bayan Welles'in öldürüldüğü gece, orada Audrey... ve o Bayan Welles'in bir arkadaşı ve bir komşusu... ve o smokinli bir adamı onun dairesini terkederken gördü.
Jenifer Welles era también una artista brillante.
Jenifer Welles aynı zamanda güzel bir müzisyendi.
Fue la noche en que Jenifer Welles tenía que tocar.
Jenifer Welles'in çalacağı geceydi.
Mi nombre es Orson Welles.
Benim adım Orson Welles.
- ¿ Quién es Ud.? - Soy Anne Welles.
- Sen kimsin be?
Y debo...
- Adım Anne Welles, ben- -
- Y Ud. Debe de ser la Srta. Welles.
- Siz de Bayan Welles olmalısınız.
Gracias, Srta. Welles.
Çok teşekkürler, Bayan Welles.
Como la Srta. Welles.
Bayan Welles gibi bir kız yani.