Translate.vc / İspanyolca → Türkçe / Yucatan
Yucatan Çeviri Türkçe
77 parallel translation
Tiene un primo en Yucatán que es pescador.
Yucatan'da balıkçılık yapan bir kuzeni varmış.
Podemos manejar hasta Yucatán, vender el auto y, "bingo", encontrar el tesoro de Cortés.
Yani Yucatan'a gidip arabayı satacağız... kendimize dalgıç kıyafetleri alacağız... ve hop diye Cortes'in servetine konacağız.
Pero igual, ¡ es Yucatán!
Ama olsun, Yucatan'ı bir düşünsene!
Traidas especialmente desde Yucatan.
Yucatan sahili açıklarındaki özel yataktan. Onları uçakla getirttim.
No hay como las grandes ciudades Mayas de Yucatan.
Yucatan'daki büyük Maya şehirleri gibi değil.
Patty y Selma vienen con sus diapositivas de Yucatán.
Niye? Patty ve Selma bu akşam, Yucatan seyahatlerinin slaytlarını, göstermek için bize geliyorlar.
Voy camino a verlo, en su plantación en Yucatan.
Onu görmeye gidiyorum. Yucatan'daki ekim alanına.
Creando todo Yucatán justo aquí.
Tüm Yucatan'ı buradan yaratmış.
Viajé por el Yucatán con el circo, quitándole las pestañas postizas con mi látigo a un mono entrenado,
Sirkte çalışırken Yucatan'ı dolaştım. Kırbacımla eğitimli maymunların düşen kirpiklerini topluyordum.
Afortunadamente, los Maya no escribían sólo en libros, encontramos escritos en sus monumentos de piedra y en la alfarería, como en este plato encontrado en el área de Yucatan.
Şükür ki, Mayalar, sadece kitap yazmıyorlardı. Taş yapıtlar ve ayrıca çömlekler üzerinde yazıtlarını bulduk. Aynı Yukatan bölgesinde bulduğumuz bu tabak üzerinde gördüğün gibi.
En una excavación en Yucatán.
Uh, Yucatan'da bir kazıda.
Es un mapa del que se dice que muestra... la ubicación de las fabulosas 7 ciudades de Cibola, cerca de Cancún... en la península de Yucatán.
Yucatan Peninsula'da... Cancun'un yakınında, efsanevi Cibola kentinin olduğu yeri... Gösteren bir haritadır.
Pero ningún Ansel Adams, Briggs.
Yucatan, Meksika Ansel Adams'ı değil, Briggs.
Supimos de sus expediciones en Yucatán.
Yucatan seyrinizle ilgili yazılarınızı okuduk.
Esto le gana a cualquier cosa en Yucatán por mucho.
Burası Yucatan'a bin fark atar.
Explotó en la península de Yucatán cerca de la actual aldea Chicxulub en México con la fuerza de cien millones de megatones de TNT.
Yucatan Peninsula'da, bugün bir Meksika köyü olan Chicxulub yakınlarında yüz milyon megaton TNT gücüyle infilak etti.
En comparación, el huracán Wilma el de mayores vientos hasta ahora atacó la península de Yucatán en el 2005 con apenas un soplo ráfagas de 282 kilómetros por hora.
2005'te Yucatan Peninsula'yı vuran saatte 280 km hızla esen Dünya'da kaydedilmiş en şiddetli kasırga Wilma, Jüpiter'dekine kıyasla esinti sayılır.
Justo tierra adentro del océano, aquí en la península de Yucatán de México, la selva se extiende por cientos de millas sin parar.
Burada, Meksika'nın Yucatan Peninsula bölgesinde okyanustan uzakta orman, kesintisiz yüzlerce kilometre uzanıyor.
Las aguas frente a la Península de Yucatán en México son una rica zona de caza para los peces vela.
Meksika'daki Yucatan yarımadasını çevreleyen sular yelkenbalıkları için zengin bir av bölgesi.
México fue devastado por un volcán en Yucatán.
Meksika Yucatan'daki bir volkanik patlama ile harap oldu.
Esta esuna linea directa desde Yucatán a Stonehenge.
Bu da Yucatan'dan Stonehenge'e bir düz çizgi.
Nos conocimos en Yucatán, México, hace una década.
10 yıl önce Meksika'daki Yucatan'da tanışmıştık.
Sí, los cárteles del Golfo y de Reynosa pasan de contrabando montones de drogas desde Yucatán.
Evet. Körfez ve Reynosa kartelleri Yucatan'dan epey uyuşturucu kaçırır.
Y mientras él te consigue todos tus papeles oficiales, yo hago lo divertido...
YUCATAN, MEKSİKA Ve o senin tüm resmi evrâklarını.. ... alırken bende eğlenceli kısmı hallediyorum.
Conseguiste el divorcio en Yucatán, por correo.
Boşanmanız Yucatán'da olmuş. Posta yoluyla.
Hace tres años, todos los divorcios de Yucatán fueron declarados ilegales.
Üç yıl önce, Yucatán'da yapılan boşanmalar yasal olarak geçersiz kabul edildi.
Supe que mi divorcio de Yucatán no valía, así que conseguí un segundo divorcio de Joe Simpson en Reno.
Yucatán'da boşanmamın geçersiz olduğunu biliyordum... o yüzden Joe Simpson'dan Reno'da bir daha boşandım.
Lo más al sur que llegaron fue Yucatán.
Arkana ancak uzaklaştıklarında dönebilirdin.
Acabaríamos en Yucatán.
Yucatán'a çıkarız.
Contrabandeando algo de Yucatán una chatarra que valía medio millón, según Tom.
Yucatán'dan bir şey kaçırıyordu Tom'a göre tam yarım milyon değerinde bir şey.
¿ Temes que escape a Yucatán buceando?
Su altından Yucatán'a kaçmamdan mı korkuyorsun?
- Está hecho de piedra del Yucatán.
- Taştan yapılmış.
La mayor parte del conocimiento que tenemos de la vida de los Maya viene de los escritos de un franciscano : Diego de Landa monje que vino a Yucatán en 1549.
Maya'ların hayatı hakkında bilgilerimizin önemli bir bölümü 1549 yılında Yukatan'dan gelen Franciscan-Diego de Landa adında bir keşişin yazdıklarından gelmektedir.
Me voy a Yucatán de vacaciones por una semana.
Bir haftalığına Yucatán'a tatile gidiyorum.
Supimos de sus expediciones e Yucatan.
- Teşekkürler.
¿ Qué hay de Yucatán, Palenque, Kerala?
Peki ya Yucatán, Palenque, Kerala?
El primero fue Emily que le pegó a Yucatán.
İlki Yucatán'ı vuran Emily idi.
Yo no conozco a ninguna chihuahua. ¡ Yo soy de Yucatán!
Hiç bilmiyorum. Ben Yucatán'danım.
... Las fallas principales en todo el mundo, destruyendo miles de hogares... Chichén Itzá, en al península de Yucatán, han bajado las temperaturas...
Bilmiyorum ama burası güvenli değil..... dünyanın çevresindeki bozulan fay hattı binlerce evi, okulu yok ediyor... Uzatem Peninsula'daki Chichen-Itza, sıcaklık normal değerlere düştü
Cariño, no, eso en la costa de Yucatán.
Hayır tatlım Chichen-Itza olmaz!
¿ O tejiendo ponchos para embarazadas en Yucatán?
Ya da Meksika'daki hamile kadınlar için Panço dikiyordur?
Es que Kerry y Vivante acaban de tomar un avión a Yucatán y pensé que tal vez podríamos conectarnos con ellos en lugar de dar vueltas sin hacer nada.
Kerry ve Vivante Yucatán'a giden bir uçağa atladılar ve hiçbir şey yapmadan denizlerde dolaşacağımıza onlarla bir araya gelebileceğimizi düşündüm.
¿ O un mes con Kerry y Vivante en Yucatán?
Yoksa Kerry ve Vivante ile Yucatán'da bir ay mı?
Recientemente, un cráter de más de 170 Km de ancho fue descubierto cerca de la costa de la Península del Yucatán, en México.
Yakın geçmişte, Meksika'nın Yucatán Yarımadası'nın dışında 177 kilometreyi aşkın genişlikte bir krater saptandı.
♪ Desde Milán a Yucatán
# Milan'dan Yucatán'a kadar
Buena idea, pero éste polen viene de una calabaza que sólo crece en la Península de Yucatán.
Güzel düşünce ama bu polen, sadece Yucatán Peninsula'nın ovalarında yetişiyor.
Y es poco probable que tenga aún restos del polen a menos que haya estado en Yucatán en los últimos días.
Son birkaç günde Yucatán'da bulunmadıysa hâlâ üzerinde polen bulunması pek de olası değil.
¿ Cuántos Mayas de Yucatán pueden haber volado a Nueva York en estos días?
Son birkaç günde Yucatán ovalarından New York bölgesine kaç tane Mayalı uçmuş olabilir ki?
Un hombre solo puede comer demasiados rollos de pollos Yucatán.
Bir adam yalnızca bir çok Yucatà¡ n tavuğu mu yiyebilir?
Un templo para los muertos en Yucatán... una ciudad subterránea en Turquía...
Yucatán da bir Ölüler anıtı...
La península de Yucatán.
Yukatan yarımadası...