Translate.vc / İspanyolca → Türkçe / Ánda
Ánda Çeviri Türkçe
101,756 parallel translation
Nick, necesitamos que vengas a la tienda de especias ahora mismo.
Nick, gelmene ihtiyacımız var Şu anda baharat dükkanına.
Y todo se descontroló, y...
Sonra her şey bir anda kontrolden çıktı ve...
Anda a vender esto a otro, Harvey.
Başka kapıya Harvey.
Anda a verla
Git görüş onunla.
Pero en este caso no es una persona, son dos, y en este momento, los dos están perdiendo.
Ama bu olayda sadece bir değil iki kişi var ve şu anda ikisi de kaybediyor.
Y creí que podía controlarme, de repente, sentí a todos mirándome, se me secó la boca y mi mente quedó en blanco y quedé paralizado.
Hızlıca bir cevap verebileceğimi düşündüm ama bir anda sanki herkes beni izliyormuş gibi hissettim ağzım kurudu, zihnim boşaldı dondum kaldım.
Yo estaba volando en el segundo día, y cuando causaste la tormenta de basura, me estrellé contra un cadáver de pavo podrido, y explotó.
Geldiğimizin ikinci günü uçuyordum ve sen çöp fırtınasına sebep olmuştun. O gün çürümüş bir hindi iskeletine çarptım ve bir anda patladı.
Sólo apareció en el bosque.
Ormanda önümüze çıktı bir anda.
Estaban discutiendo. ¡ El hombre recibió un maldito disparo!
Bir şey hakkında tartışıyorlardı ve diğer adam vurdu bir anda bunu!
Presta atención. Somos los únicos que sabemos esto.
Şu anda, bu konudan haberdar olan sadece biz varız.
Sí, yo estaba con mi hijo de pesca... cuando dos hombres aparecieron de la nada.
Evet, oğlumla birlikte ava çıkmıştık ve bir anda iki adam çıktı karşımıza.
Sí, los disparos venían de ambos lados al mismo tiempo.
Evet, aynı anda ateş ettiler.
Quién está sirviendo condena de por vida sin libertad condicional. En máxima seguridad.
Şu anda şartlı tahliyesi olmadan yüksek güvenlikli bir hapishanede yaşıyor.
En la oficina de Joel Silver, hablando de ti.
su anda Joel Silver'in ofisindeyim, senden soz ediyoruz.
Si se pudiera, tomaría esa clase.
oyle olsa su anda derste olurdum.
- Es la única opción.
- su anda durum bu.
¿ R2-D2? Me perdí.
su anda kafam karisti.
Estoy allí dentro ahora mismo.
su anda oradayim.
Le haría una mamada a Dick Cheney por una camiseta.
Şu anda bir bluz için Dick Cheney'ye sakso çekerim.
¿ Estás planteándote eso ahora?
Şu anda beynindeki zihinsel hesaplama bu mu?
- Anda ya, todos están esperando.
- Haydi ama, herkes bekliyor.
Viene un mensajero para recoger esto.
Bunu almak için şu anda bir kurye geliyor.
El country es lo último ahora mismo.
Şu anda kırsal görünüm revaçta.
Pero no será así, estoy completamente lúcida.
Ama öyle olmaz çünkü şu anda aklım başımda.
Como ese Frederick que dice : "Puede que este sea su momento, pero nunca triunfará como los auténticos vendedores vintage, como Recuerdos".
Frederick diye bir herif demiş ki, "Şu anda başarı yakalamış olabilir ama asla Remembrances gibi gerçek bir vintage satıcısının eBay başarısına ulaşamaz."
Porque aún no es un trabajo de verdad.
Çünkü şu anda gerçek bir iş gibi değil.
Los deben estar recibiendo... ahora.
Onlar şu anda ellerine geçiyor olmalı.
No estoy en el ordenador ahora.
Şu anda bilgisayarımın başında değilim.
Buscaré en todos vuestros comentarios, localizaré a cada cliente vuestro y lo añadiré a mi lista enorme de amigos de Myspace, que hoy cuenta con 67 000.
Satış yorumlarınızı tarayacağım, her bir müşterinizi bulup onları gittikçe artan Myspace arkadaşlarıma ekleyeceğim, ki bu sayı şu anda 67.000.
En cuanto esa página web se haga realidad, triunfarás.
Site açıldığı anda başarılı olacaksın.
Le vendrá bien mi apoyo ahora.
Şu anda desteğim ona iyi gelebilir.
Siento muchas cosas ahora.
Şu anda bir sürü şey hissediyorum.
Bueno, para que sepas, Mike, en este momento no tengo otra opción.
Bilgin olsun Mike, şu anda pek bir seçeneğim yok.
¿ Quién anda ahí?
Kim var orada?
¡ Voy a meterte el rabo en la boca y a tener sexo anal y oral al mismo tiempo!
Benim aleti ağzına sokup aynı anda hem oral hem de anal yapacağım.
Llamemos a Tulip a ver en qué anda metida.
Tulip'i arayalım, bakalım ne yapıyormuş.
Está ahí fuera ahora mismo.
O da dışarıda şu anda.
¿ Sabes qué? Estoy muy drogado para mentir.
Şu anda kafam iyi, yalan söyleyemeyeceğim.
¿ Cómo esperas que reaccionemos a eso?
Şu anda tam olarak nasıl bir tepki bekliyorsun?
Estoy pasando por muchas cosas y no quiero estar con nadie...
Ben... Şu anda çok fazla şeyle uğraşıyorum ve birisiyle...
¿ Es en serio? Estábamos hablando y dijo : "Deberíamos probarlo".
- Öylesine takılıyorduk, sonra "Denemeliyiz" dedi, sonra sileriz dedi, sonra bir anda çok heyecanlandı, anlarsın işte, "Hadi yaparsınız" dedi bir kaç defa, sonra biz de yaptık.
En fin, en cuanto llegue Erlich y nos traiga firmado el contrato de almacenamiento de Keenan, todo estará bien.
Her nasılsa, Erlich buraya... Keenan'ın imzaladığı bulut veri depoloma anlaşmamızla geldiği anda her şey tamam olacak.
Si no, vosotros dos no estaríais aquí vivos
Aksi hâlde, ikiniz şu anda burada canlı duruyor olmazdınız.
Ahora mismo, necesitamos encontrar a Aida y el primer paso es averiguar lo que quiere.
Şu anda Aida'yı ve ne istediğini bulmamız gerek.
- esta semana. - O quizá yo pueda llevarme los fondos de campaña del lobby a un senador que esté dispuesto a hablar ahora mismo.
Ya da belki lobinin büyük kampanya fonlarını şu anda konuşmaya istekli olan bir senatöre verebilirim.
Pues está aquí ahora.
Şu anda burada.
No os conviene a ninguno sacar este tema conmigo ahora.
Şu anda bu konuyla alakalı üstüme gelmek istemezsiniz.
No creo que ningún Koenig esté a salvo ahora.
Şu anda herhangi bir Koenig'in güvende olduğunu sanmam.
Actualmente, no hay sospechosos, pero el FBI está...
Şu anda bir şüpheli yok fakat FBI...
Bueno, ambos lo hemos dicho a la vez.
- İkimiz de aynı anda söyledik.
Y ahora mismo, empiezas a sonar una barbaridad como...
Ve şu anda, korkunç bir şekilde -