English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İspanyolca → Türkçe / Ñato

Ñato Çeviri Türkçe

976 parallel translation
EI criminal nato tiene ciertos rasgos faciales que Ie identifican de inmediato.
Doğuştan suçluların, onları hemen ele veren karakteristik yüz özellikleri vardır.
- Eres vendedor nato, Régis.
Sen doğuştan tüccarsın, Régis.
¿ Por qué no le vendes tu cabeza a una bolera?
Nato kafa, nato mermer.
Me dicen que soy un comerciante nato.
Doğuştan tüccar olduğumu söylüyorlar.
Y con esa personalidad, ese perfil, y ese físico... Es un actor nato, ¿ no lo crees Giddy?
Ve bu karakter, bu profil, bu fizik, bu çocuk doğuştan bir aktör, değil mi Giddy?
Un mendigo nato.
Doğuştan dilenci.
Soy un casamentero nato.
Biliyorum.
- Eres un acompañante nato.
- Doğuştan müzisyensin.
"Ritt, eres un acompañante nato". Todos lo somos.
"Ritt, doğuştan müzisyensin." Hepimiz doğuştan müzisyeniz!
- Soy un mecánico nato. - Fantástico.
- Doğuştan tamirciyim.
Brian es un coleccionista nato.
Brian doğuştan koleksiyoncu.
Es un luchador nato.
Doğuştan dövüşçü.
Es un vendedor nato.
O satıcı olmak için doğmuş.
FRANKWI ECEK ES I NOCENTE DEL ASESI NATO DEL POLICÍA BUNDY.
Frank Wiecek Polis Bundy'yi öldürme suçundan aklandı.
George era un héroe nato.
George doğuştan bir kahramandı.
Un artillero nato.
Doğuştan topçu sanırım.
- Pareces ser un líder nato.
- Doğuştan öndermiş gibi görünüyorsun.
- Eres un asesino nato. Sí.
Pekala, onun ardında kim var, Baron?
He mirado los expedientes, y eres un líder nato.
Dosyana baktım da, sen doğal bir öndersin.
Hank es un abogado nato.
Hank doğuştan avukat.
Ed, eres un mentiroso nato.
Ed, sen gerçekten iyi bir yalancısın.
Soy un optimista nato.
Ben doğuştan iyimserim.
Todos dicen que soy un mentiroso nato.
Herkes, benim, doğuştan yalancı olduğumu, söyler.
Ma si'nato en Italia
Doğum yerin İtalya
Acaba de llegar de Berlín un pesimista nato.
İrene size Berlin'den gelen bay Hartmann'ı takdim edebilir miyim? Doğuştan karamsar biri.
Eddie, eres un perdedor nato.
Eddie, sen doğuştan kaybetmeye mahkûmsun.
Dijo que yo era un perdedor nato.
Doğuştan kaybettiğimi söyledi.
Eres un tonto nato.
Sen tam bir doğuştan enayisin.
Era un mendigo nato.
Dilenci olarak doğmuştu.
- No soy un jugador nato.
- Kumarbaz değilim.
No, Paul tiene gran respeto por Simon ; él logra todo Es un ejecutivo nato.
Hayır, Paul koca bir çocuk olarak kaldı. Oysa Simon, yaptığı her işte başarılı odu. Evet, evet, anlıyorum.
Es un jefe nato.
Bir lider olarak doğdu.
Un tipo de Berlín Occidental me los ha dado... para un amigo suyo que está aquí en la OTAN.
Burada bulunan NATO'daki arkadaşı için Batı Berlin'de biri bana verdi.
Pero ahora, bajo la OTAN, está de nuestro lado.
Ama artık, NATO aracılığıyla bizim tarafımızda.
Uno, es parte de la defensa de la OTAN y dos, de la defensa de Estados Unidos ante agresión enemiga por aire o por mar.
Bir, NATO savunmasının bir parçası olmak ve iki, Birleşik Devletler'i hava veya denizden gelen düşman saldırılarına karşı korumak.
Sí, señor. Del comandante de la OTAN.
NATO, Kuzey Atlantik kumandanından.
Supongo que soy un fracasado nato.
Sanırım ezik olarak doğmuşum ben.
- Veo que es un líder nato.
- Görüyorum ki, doğuştan lidersin.
Maniobras de la OTAN.
NATO manevrası.
Como no tenía inmunidad diplomática, para la OTAN el Reino Unido no reconoce nuestra soberanía Mundt se escondió.
Diplomatik dokunulmazlığı olmadığından ve NATO bizim egemenliğimizi tanımadığından Mundt saklanma yolunu seçti.
Debatiremos el proyecto OTAN más tarde.
Senin NATO projeni sonra tartışacağız.
Oigamos a Número Dos, encargado de nuestro proyecto OTAN, el más ambicioso que SPECTRE haya emprendido jamás.
SPECTRE'nin şimdiye kadar ele aldığı en hırslı proje olan... NATO projesini, sorumlusu İki Numara'dan dinleyeceğiz.
Nuestra intención es exigir un rescate a los poderes de la OTAN de 280 millones de dólares.
Niyetimiz NATO güçlerinden 280 milyon dolar fidye talep etmek.
Se encuentra en una clínica situada junto a la base aérea de la OTAN.
Bir NATO hava üssünün yanına uygun olarak yerleştirilmiş bir sağlık kliniğinde.
Les acompañará un representante de la OTAN, el comandante Derval.
NATO temsilcisi size eşlik edecek, Kumandan Derval.
El comandante Derval, de la OTAN.
NATO'dan Binbaşı Derval.
Vuelo de instrucción de la OTAN.
OBNR, efendim. NATO eğitim uçuşu.
Dos bombas atómicas, números 456 y 457, que se encontraban a bordo del vuelo de la OTAN 759, se encuentran ahora en manos de SPECTRE.
NATO 759 uçuşunda yüklü bulunan, 456 ve 457 numaralı iki atom bombası, şimdi SPECTRE'nin elinde.
Trabajarán con la OTAN, la CIA, y otras unidades de inteligencia aliada.
NATO, CIA ve tüm müttefik haberalma birimleri ile çalışacaksınız.
Es comandante en las fuerzas de la OTAN.
Oradaki NATO kuvvetlerinde kumandandır.
2 divisiones armadas de OTAN intentaron entrar por la fuerza en la ciudad y fueron repelidas por un número mayor de fuerzas comunistas.
Batı Berlin'e girmesini takiben... iki NATO zırhlı bölüğü şehre ulaşma teşebbüsünde bulundu. Ancak sayıca üstün Komünist güçler tarafından bastırıldılar.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]