Translate.vc / Fransızca → Türkçe / 160
160 Çeviri Türkçe
972 parallel translation
On a pris la voiture, l'avion...
160 kilometreyle giden bir otomobile bindik. Uçak gibiydi.
Longitude 160 ° Ouest
Enlem 15 derece güney boylam 170 derece batı.
15 ° Sud - 160 ° Ouest
1-5 güney, 1-7-0 batı.
- Oui, 15 ° Sud - 160 ° Ouest
- Evet. 15 güney ve 170 batı.
Selon moi, on parcourt 160 km en amont puis on suit un ruisseau qui sen va vers le nord.
Hesabıma göre akıntıyla beraber 100 mil gittikten sonra... nehrin kuzeye ayrılan kolunu takip edeceğiz. Asla kaybetmem.
Au prix que tu as fixé : 20 000 pièces d'or.
- Fiyatını kendin belirledin. 160,000.
J'offre 20 000 pièces d'or.
160,000 teklif ediyorum.
Les détectives ont vérifié tous les hôtels 160 km à la ronde.
160 kilometre mesafeye dek bütün otelleri aradılar.
On ne peut prendre à quelqu'un ni 160 millions d'êtres ni un seul.
Halk kimsenin elinden alınamaz madam... 160 milyon değil, tek bir kişi bile.
Donnez ces descriptions à tous les postes dans un rayon de 160 km.
İşgallerini yüz metrelik alandaki tüm istasyonlara bildirin.
160 km à l'heure.
Tren saatte 160 kilometre hızla gider.
180.
160.
Ralentis à 160. La boîte à pharmacie!
Biraz hızını kes, rotayı 160'a ayarla, sonra da ilk yardım çantasını getir.
On a 160 km à faire. Faut pas s'arrêter.
Önümüzde 150 km'den fazla yol var.
160 suicides rien qu'à Berlin.
Yalnızca Berlin'de 160 intihar vakası vardı.
Plus vite, à 160 à l'heure, 24 h sur 24 à travers les villes en flammes.
Daha çabuk, saatte 160 km., yanan kasabaların içinden geçerek günde 24 saat.
Quoi sur mon bureau?
- Neyi bulundurmakla? Biliyorum, saatte 160 km.
Je connais votre histoire des 160 à l'heure, et de la fin de la guerre, et qu'on ne s'arrête pas comme ça.
Gittiğinizi, sonra savaşın bittiğini ama şak diye duramayışınızı iyi biliyorum.
1 50 kilomètres.
Yaklaşık 160 km.
Dix mille têtes de bétail avançant dans des régions chaudes, arides... et vers la fin des deux premières semaines, ils avaient couvert 160 miles.
İki haftanın sonunda 160 milden fazla yol kat etmişlerdi.
Le dernier soulevait 150 kg d'une main!
Halteri böyle kaldırdılar, kaldırdılar... ve son çocuk tek eliyle 160 kiloluk bir halter kaldırdı.
Des cailloux qui valaient 160 000 dollars.
Onlardan 160,000 almıştınız değil mi Doktor?
80 hectares. Des champs et de bonnes prairies...
160 dönüm. 30'u çayır ve kalanı da mısır tarlası.
Cent soixante mille.
160.000! 170.000!
Enlève les 20 que tu me dois de cette belle somme, et il t'en restera 160.
Bu paradan bana borcun olan 20 $'ı da çıkarsak sana tam 160 $ kalır.
Il m'a dit qu'il avait 160 acres au Nouveau-Mexique et une affaire florissante.
New Mexico'da altmış beş dönüm arazisi ve büyük bir işi olduğunu.
C'est à 160 km d'ici.
Buraya 160 kilometre kadar uzaktalar.
- 160l30.
- 160 / 30
Azimut : 160 degrés, 30 minutes.
- Azimut'a göre : 160 derece, 30 dakika.
Les trains sont bloqués.
Geçit kapanmış, vagonlar 160 kilometre ötede durmuş.
28 mille de Kitagawa, 43 mille de Nakatsuka, 16 mille de Takano, 15 mille de Omori.
Kitakawa, 280,000. Nakatsuka, 430,000. Takano, 160,000.
Dans 24 heures... vous devriez etre a 160 millions de km.
24 saat içinde uzayda 100 milyon kilometre uzakta olmalısınız.
On est à 160 km du désert. Tu te rends compte?
Sahra Çölü'nün yüz mil kuzeyindeyiz.
Je l'ai montée à 160.
98'e kadar kökledim.
Amundsen a découvert des filons de charbon mesurant 160 km.
Amundsen yüzlerce kilometre uzunluğunda kömür damarları keşfetmişti.
J'ai parcouru 160 km pour y assister.
İdamı görmek için 160 km. yol geldim.
Vous avez traversé 160 km de montagnes rien que pour voir une pendaison?
Sadece bir idam görmek için dağlarda 160 km. at mı sürdün?
À notre premier passage, on faisait 150 km par jour, c'était la grande avancée.
Buraya ilk gelişimizde günde 160 km yapıyorduk. Çok büyük ilerlemeydi.
L'un va à 220 ° sud-sud-ouest, et l'autre à 160 ° sus-sud-est.
Biri 220 derece güney güneybatıyı gösteriyor. Diğeri 160 derece güney güneydoğuyu gösteriyor.
C'est 160 km en amont de l'Hudson.
Hudson'un yaklaşık 160 km yukarısı.
C'est à 150 km.
Yol 160 kilometre.
C'est à environ 150 km...
- Urbana'ya. Yaklaşık 160 kilometre...
Pour finir, j'ai pris ma voiture et j'ai roulé à 130, à 140 et à 160, parce que j'avais peur que vous soyez parti avant que j'arrive.
Sonunda arabama atlayıp saatte 80, 90, 100 mille sürdüm buraya varmadan gitmiş olmandan korkuyordum çünkü.
D'accord. 160 drachmes.
Tamam, 160 Drahmi.
Je possède 160 ha de coton.
Aynı zamanda şehir dışında 400 dönüm ekili pamuğum var.
Perce, je connais un endroit à 160 km au nord-est, la montagne de Thighbone.
Perce, 160 km kuzey-doğuda bir yer biliyorum, Thighbone Dağı.
Seulement trois de nous... ont pu s'en sortir.
Var gücümüzle savaştık! 160 askerden sadece üçümüz kaldık.
Il y a 200 hectares de terrain.
160 hektar arazileri var.
"Banque Agricole, 160.000."
Farmers and Merchants : 160 bin.
Nouveau cap, 1-6-0.
- Açı 10 derece, efendim. Yeni rota, 160.
Un drame humain dans le désert, à 150 km de Reno, dans le Nevada, aux États-Unis, en Amérique du Nord, sur Terre et bien sûr, dans la Quatrième dimension.
Kabusun, dehşetin, çaresizliğin tuzaklarını kuşanmış bir eşek şakası. Küçük insan draması. Reno, Nevada'ya 160 km. mesafedeki çöl...