4400 Çeviri Türkçe

4400? 4500! 600!

Şimdi baylar, bu fiyata bu mülkü bırakamam.

4400 m.

Deniz seviyesinden 14,501 fit yüksekte.

Beachwood 7-4400

Beachwood 7.4400.

Il vous en reste donc 4400 à payer. 5000, c'est ce que je prends.

Bakiye olarak dört bin dört yüz dolar kaldı.

Le montant est de 4400 dollars.

Dört bin dört yüz dolar için hazırlanmıştır.

Roger, vous me devez 4400 dollars.

- Roger... - Bir çalışma odam vardı.

Journal de l'officier en second, date 4400 1.4. LE MEILLEUR DES DEUX MONDES - 2EME PARTIE

Baş Subay'ın seyir defteri, yıldız tarihi 44001.4..

4380 000... 4390 000... 4400 000 dollars!

4.380.000... 4.390.000... 4.400.000 dolar! Bu harika, değil mi?

Ça fait 4400 $.

Dört bin dört yüz mü oldu?

La 4400 avec cycle de rinçage à double vitesse?

4400 nolu modelin iki durulama ayarı var, değil mi?

Ça fait 4 400 yen.

4400 yen.

Précédemment dans "The 4400"

4400'de önceki bölümlerde...

Malgré des protestations partout dans le pays, SECINT refuse de divulguer les noms ou adresses des 4400 vivant aux USA.

Yurt çapındaki protestolara rağmen İç Güvenlik, isimleri veya Amerika'da yaşayan 4400 üyelerinin adreslerini yayınlamayı reddediyor.

Je veux bien sûr parler de M. Jordan Collier, qui a décidé de briser le silence du Gouvernement, en se révélant au public, comme l'un des fameux 4400.

Anlattığım kişi, Bay Jordan Collier geçenlerde, Hükümet'in sessizlik duvarını çiğneyerek kötü şöhrete sahip, 4400'lerden biri olduğunu afişe eden kişi.

Je n'ai pas de programme, mais je veux qu'on puisse donner un visage aux 4400.

Yapacağım bir şey yok ama birisi, 4400'ün yüzü olmalıydı.

Sinon, ça veut dire qu'on a un serial-killer parmi les 4400.

Çünkü, eğer Knox yapmışsa 4400 tane seri katilimiz var demektir.

Si c'est le cas, sachez que je suis moi aussi un des 4400.

Eğer tanıyorsanız, benim de sizler gibi 4400'den biri olduğumu biliyorsunuz.

Est-ce que je sens une idylle naissante entre deux des 4400?

4400 üyeleri arasında filizlenen bir romantizm mi seziyorum?

Mais quand on apprend que je suis un des 4400, les opportunités disparaissent soudainement.

Ama ne zaman 4400'den olduğumu öğrenseler, işler birdenbire yok oluyor.

- Pour les 4400!

- 4400 için olan.

" Les affaires impliquant les 4400 continuent.

- Güzel. "4400'ün de içinde bulunduğu şiddet devam ediyor."

"Il semblerait que SECINT enquête sur un lien possible " entre les meurtres de Friday Harbor et l'un des revenants. "

"Kaynaklarımız, Friday Harbor cinayetleriyle kimliği açıklanmayan bir 4400 üyesi arasındaki olası ilişkinin, İç Güvenlik tarafından bu gece sorgulandığını söyledi."

- Faites marche arrière à propos des 4400.

- 4400 konusunda çekilmeni istiyorum.

- Bien. Laissez-moi vous assurer que... personne ne saura que vous êtes notre source d'information sur les 4400.

Öncelikle, hemen şunu söyleyeyim 4400 ile ilgili vereceğiniz hiçbir bilginin sizden geldiği bilinmeyecek.

- Ca sera rapide et simple. - Je veux que Barbie cesse ces reportages sur les 4400! - Comment ça, "cesser"?

- Barbara Yates'in, 4400'le ilgili haberlerinin durmasını istiyorum. - "Durmak" derken?

"Un document listant les noms et adresses des 4400 " est apparu sur plus de 20 sites internet.

"Tüm 4400 üyelerinin isimleri ve açık adreslerinin olduğu liste İnternet'e düşmüş durumda ve şimdiden 20 sitede yayınlanmakta."

C'est pour ça que tu veux revenir... - Ton neveu est un des revenants.

Bu yüzden dönmek istiyorsun çünkü, yeğenin 4400'ün arasında.

La police retient un des 4400.

Polis, 4400'den birini tutuyor.

- La police sait que c'est un des 4400?

- 4400'den biri olduğunu biliyorlar mı?

Il ne réalise pas qu'il va y avoir des centaines de poursuites, de la part des 4400.

4400'ü içeren yüzlerce dava olacağını bildiğini sanmıyorum.

Les points rouges indiquent où vivaient les Américains faisant partie des 4400.

Kırmızı noktalar, 4400'den Amerikalı olanların nerede yaşadıklarını gösteriyor.

- Pour la presse, c'est'Les 4400'.

- Basına göre değil, onlar "4400".

Voici où se trouvent les 4400, deux semaines après leur départ.

Bırakılmalarından 2 hafta sonra 4400 kişinin bulunduğu yer burası.

Le personnel... tout le monde dit qu'il est une de ces personnes, un des 4400.

Çalışanlar herkes diyor ki, o 4400 kişiden biriymiş.

Mon neveu est un des 4400, tout comme vous.

Yeğenim, 4400'den biri, aynı sizin gibi.

"La menace 4400".

4400 Tehlike mi?

Précédement dans "The 4400".

4400'de önceki bölümlerde...

A Washington, on parle de ramener les 4400 en quarantaine.

Washington'da, 4400'ü yeniden karantinaya tıkmak için dedikodular dönüyor.

- Vous êtes l'un de ces 4400?

- Siz de 4400'den misiniz?

"Grace Morissey, épouse du défunt justicier du parc Bradley " nous a révélé que son mari était l'un des controversés 4400.

"Grace Morrissey ; öldürülen Bradley Parkı Kahramanı Carl Morrissey'in karısı kocasının, tartışma konusu olan 4400'den biri olduğunu açıkladı."

"Précédemment dans The 4400."

4400'de önceki bölümlerde...

En dépit des protestations, SECINT refuse de dévoiler les noms ou les détails des 4400 résidant aux USA.

Yurt çapındaki protestolara rağmen İç Güvenlik, isimleri veya Amerika'da yaşayan 4400 üyelerinin adreslerini yayınlamayı reddediyor.

Publier les noms et adresses des 4400 est un crime, Barbara!

4400'ün isimlerinin ve adreslerinin yayınlanması... Bu bir suç, Barbara!

Chacune visant un des 4400 dont l'adresse a été publiée.

Evet. Bütün hedefler, adresleri halka açıklanan 4400 üyelerine ait.

Je veux fournir un havre de paix à chaque 4400 en voulant un.

Ülkede ihtiyacı olan bütün 4400'ler için güvenli bir cennet sunma niyetindeyim.

Ils semblent penser que votre divison a besoin d'un coup de fouet sur le dossier "4400".

Bölümünüzün 4400'ü sorgulamada biraz agresif olması gerektiğini düşünüyor gibiydiler.

"Lyttel doit avoir accès aux dossiers des 4400, " à toutes les réunions. " Permission d'accompagner mes agents selon votre bon vouloir.

Bütün 4400'lerin dava dosyalarını yeniden gözden geçirme yetkisi bütün toplantı ve brifing oturumlarına giriş izni uygun bulduğunuz saha ajanlarına izin verebilme...

"La meilleure façon de mettre un terme à cette violence " est de mettre les 4400 hors d'atteinte. " Dans un lieu sûr.

Bu şiddet eylemlerini engellemenin en kolay yolu 4400'ü, tehlikeden uzak bir yere koymaktır onlar ve bizim için güvenli bir yere.

- "Je sais qu'il y a parmi les 4400..."

- Aynen, 4400'ün sığınacak yer bulma şansları...

J'ai croisé ce profil avec ceux des 4400.

Tamam.

Dans la région de Seattle, ça donne 37 noms.

Bu profili, Seattle çevresi ve içindeki 4400 üyeleriyle karşılaştırdım ve karşıma 37 sonuç geldi.