Translate.vc / Fransızca → Türkçe / Adama
Adama Çeviri Türkçe
15,032 parallel translation
J'essayais juste de faire un compliment.
Bir adama iltifat etmeye çalışıyordum.
Je suis amoureuse d'un homme merveilleux
Harika bir adama aşığım
Je suis amoureuse d'un merveilleux...
Harika bir adama aşığım.
Superbe passe à son partenaire.
Aşağıdaki koca adama güzel bir pas.
J'ai compris que vous avez attaqué un homme qui agitait le drapeau blanc.
Anladığım kadarıyla beyaz bayrak sallayan bir adama saldırmışsın.
J'ai bossé pour lui 10 ans, 60 heures par semaine et là, je veux faire ma propre société, il ne fait pas que m'enfoncer, il dit que j'ai volé son idée.
O adama 10 yıl, haftada 60 saat çalıştım. Şimdi kendi şirketimi kurmak isteyince beni ezmek istemekle kalmayıp insanlara fikrini çaldığımı söylemiş.
Non, vous ne croyez pas qu'un homme ait pu changer.
- Öyle demedim. Hayır, değiştiğine yemin eden bir adama güvenmediğini söyledin.
Vous savez qu'il a appartenu à un homme noble dont le peuple a été anéanti.
Siz de biliyorsunuz ki, bu gerdanlık halkı yok edilen asil bir adama aitti.
Je vais apporter ça à quelqu'un à Palmer Tech pour découvrir comment un Meta fou transforme des tatouages en armes létales.
Bunu Palmer Tech'teki bir adama götüreceğim ve çılgın bir metanın dövmeleri nasıl ölümcül silahlara çevirdiğini çözmeye çalışacağım.
Il a été torturé, d'accord?
Adama işkence edildi tamam mı?
Je crois l'homme qui les a faites.
- Garanti veren adama güveniyorum.
Pour un homme qui voulait en finir avec sa vie, j'ai rarement vu se battre si fort pour rester vivant.
Hayatını sonlandırmak isteyen bir adama göre hayatta kalmak için bu kadar savaşan bir adam çok az gördüm.
Je t'avais dit qu'il fallait tenir ce type en laisse.
O adama kelepçe vuralım dedim size.
Je fais confiance à celui qui a dit qu'on ne peut pas arrêter de croire que nous pouvons sauver cette ville.
Bu şehri kurtarabileceğimize inanmamız gerektiğini söyleyen adama güvenirim.
Sens du sacrifice.
Kendini adama.
Si la direction ne fait rien ça sera à nous d'agir.
Üstekiler yapmıyorsa iş küçük adama kalmış demektir.
Comment dire non à l'homme qui a aidé à sauver l'âme de ma soeur?
Kardeşimin ruhunu kurtarmaya yardım eden bir adama nasıl hayır derim?
Pas mal pour le gars qui pense que sa vie n'a pas de sens.
Hayatının bir anlamı olmadığını düşünen bir adama göre iyisin.
Quel est le terme pour une personne qui menace l'homme qui retient captif ses personnes proches et chères.
En kıymetlilerini rehin alan bir adamı tehdit eden adama ne denir?
Tu penses qu'elle va confier ses enfants à un alcoolique sans supervision?
Kontrolü olmayan, sürekli içen bir adama bu çocukları vereceğini gerçekten düşünüyor musun?
Ouais, les sorcières et les vampires ont été lutte pour le pouvoir depuis cette ville était un marécage, mais nous sommes tous Nouvelle-Orléans, et maintenant tu vas main sur 9 clans puissants à quelqu'un de l'extérieur!
Evet, cadılar ve vampirler şehrin bataklık olduğu dönemden beri güç için savaşıyorlar ama hepimiz New Orleanslıyız ve sen şimdi güçlü 9 cadı meclisini dışarıdan gelen bir adama teslim ediyorsun!
Est-ce qu'il ressemble à un gars qui pourrait égorger quelqu'un?
Birinin boğazını sökecek gibi bir adama benziyor mu?
Vous devez faire attention avec ce gars.
- Bu adama dikkat etmelisiniz.
On a des raisons de croire que l'agent Rice aide et soutient un homme recherché pour meurtre aux États-Unis.
Ajan Rice'ın, ABD'de cinayetten aranan bir adama yardım ve yataklık ettiğini düşünmek için sebeplerimiz var.
Vous livrez ces drogues dans ces doses à ce gars là-bas, d'accord?
Bu ilaçları, yazan dozlarda şuradaki adama vereceksin, tamam mı?
Ray ne jure que par le gars.
Ray adama çok güveniyor.
Oh, j'ai bien peur que tu t'adresses à la mauvaise personne.
Korkarım yanlış adama geldin o zaman.
Mettez-le là. Et apportez de la bière.
Oraya bırakıp adama biraz ale verin.
Vous vous êtes mordus la langue.
Bu adama inanabiliyor musun? - Dilini ısırmışsın.
Alors, êtes-vous le génie qui a diagnostiqué des convulsions à cet homme?
Yani, bu adama felç teşhisi koyan dâhi sensin?
- Va lui dire.
- Git söyle adama. - Ben mi?
Il a besoin d'un homme dans sa vie pour le protéger, le guider, qui lui fera distinguer le bien du mal.
Onu koruyacak rehberlik edecek bir adama ihtiyacı olacak.
Au final, John, nous vouons nos cœurs et nos esprits pas à un homme mais à une idée, et cette idée est menacée.
Sonuçta, John, kalbimizi ve aklımızı herhangi bir adama değil, bir fikire borçluyuz ve o fikir tehlike altında.
Il va avoir besoin d'antalgiques et d'une évaluation de son traumatisme.
Adama biraz ağrı kesici verin ve komple travma değerlendirmesi isteyin.
Ce gars juste là, qui vient de me sauver, vient juste de recevoir un nouveau foie, en réalité, un arrangement de votre dévoué serviteur.
Şuradaki adama, beni demin kurtaran kişiye yeni bir ciğer nakledildi. Sizin nezaketinizle yapılan düzenlemeler sonrası tabii.
Le service de reconnaissance faciale a identifié la cible. Son nom est Ram Ananda...
Yüz tanıma programını kullanan eleman asansördeki adama uygun bir tanım buldu.
Garde un oeil sur lui... ça... Peu importe.
Adama, ya da bu şey her neyse göz kulak ol.
Elle lui devait probablement de l'argent.
Muhtemelen adama para borcu falan vardı.
Je monte sur cet homme comme sur un arbre.
Adama ağaca tırmanır gibi tırmanıyordum.
Nous allons laisser l'argent nous mener droit au chef.
Paranın bizi baştaki adama götürmesini bekleyeceğiz.
Condamnez cet homme à mort pour les crimes monstrueux qu'il a choisi de commettre.
İşlediği canavarca suçları kabul eden bu adama idam cezası verin.
Je veux aider cet homme ici.
O adama yardım etmek istiyorum.
Tu veux contrôler l'aire de jeux, cogne le plus effrayant mec que tu trouves.
Oyun alanını kontrol etmek istiyorsan bulabildiğin en güçlü adama vuracaksın.
Faites patienter la presse et dites à cette personnification de l'homme blanc privilégié de venir dans mon bureau.
Ker-rah, yayını durdur ve beyaz erkeklerin ayrıcaklı olduğunu düşünen o adama odama gelmesi söyle.
Merci. "Ne faites jamais confiance à un homme qui ne boit pas" "parce qu'il est surement quelqu'un d'orgueilleux,"
İçmeyen bir adama asla güvenme muhtemelen kendini üstün gören bir adamdır her zaman yanlışlarının olmadığını düşünen adamdır.
Keanu a très récemment acheté, un entrepôt de stockage, qui appartenait à un homme appelé Nathan Exley.
Keanu, son zamanlarda bir konteynır satın almış Nathan Exley adında bir adama ait bir konteynır.
Il y a quelques semaines, j'ai vendu quelques peintures à ce gangster amateur qui s'appelle Miko Mosley.
Birkaç hafta önce şu gangster özentisi Miko Mosley denen adama birkaç tablo satmıştım.
Jimmy, garde-le au frai pour moi.
- Jimmy, bu adama göz kulak ol.
Quelqu'un fait encore confiance à ce gars?
- Bu adama güvenen var mı?
On gobe son histoire?
Adama inandık mı?
Si je peux parler librement.
Oraya bırakıp adama biraz ale verin.