Translate.vc / Fransızca → Türkçe / Ahead
Ahead Çeviri Türkçe
54 parallel translation
"There's rain ahead, a storm behind"
Önümüzde yağmur, arkamızda fırtına var.
"Let's slow down so that we don t move ahead too fast"
Çok hızlı gitmememiz gerektiğini unutmayalım.
Laissez-moi!
I'm not in the mood. Go ahead!
Chérie, je te rejoins, commande pour moi, d'accord?
Go ahead and order for us. I'll be there in a sec.
Norman, le général a donne son feu vert a l'aerospace pour des tests sur leur exosquelette.
Norman, General Go-Ahead firmasına da prototip ile deneyler yapması için bir şans verdi.
Oui mais d'abord, on a perdu Cartman qui est à l'hôpital. et ensuite on nous a enlevé Kenny, et puis Kyle a oublier de programmer and then Kyle forgot to set his clock ahead for Dalight Saving , et on n'a rien trouvé dans les livres sur l'Iraq.
Ama Cartman kendini hastaneye atınca grubumuzdan bir kişi kaybettik sonra Kenny'yi götürdüler, sonra Kyle saatini 1 saat geri almayı unuttu sonra tarih kitaplarında Irak hakkında hiçbir şey- -
Okay, let me just go ahead and stop you right there.
Tamam, şunu söylememe izin ver.
Continuez.
Go ahead.
* Il y a une bataille devant * * beaucoup de batailles sont perdues *
* There's a battle ahead * * Many battles are lost *
♪ You have to look ahead ♪
# Önüne bakman gerek
I go ahead and smile
* Evet, gülümsedim *
I go ahead and smile
* Evet, gülümsedim * * Gülümsedim *
Go ahead and smile
* Evet, gülümsedim *
Go ahead and jump
* Haydi zıpla * * Zıpla! *
Go ahead and jump
* Haydi zıpla *
Revanche? Ahead, seulement avez-vous à faire Allez, mec.
Ne istiyorsunuz, intikam mı, durmayın, ama hiçbir işe yaramayacak.
Help me to face what lies ahead?
Bütün kitaplardaki kelimeler yalanla yüzleşmemde yardımcı olur mu?
Yeah, you look ahead And you raise your hands To the sky instead
penkala
Just go ahead and hate on me and run your mouth
* Hadi durma, nefret et benden, konuş arkamdan *
♪ Go ahead and sell me out and l'll lay your ship bare ♪
* Hadi, ihanet et bana, her şey açıkça ortada *
Vas y, parle un peu allemand.
Go ahead girl, speak a little German.
All right, looks like Danny's four miles ahead of us.
Peki, görünüşe göre Danny 4 mil ilerimizde.
Go ahead. Good.
Yap hadi, Güzel.
♪ Darling, the hands of time ♪ ♪ Must always point ahead ♪ ♪ Yesterday's past ♪
* Hayatım, akreple yelkovan hep ileriyi işaret etmeli, dün mazide kaldı *
♪ so go ahead and say what you wanna say ♪
* Çık dışarı öyleyse * * İstediğini söyle *
♪ would you go ahead and play me like everybody else? ♪
* Tozumu üfleyip çalar mıydın beni herkes gibi *
J'ai fait "Full Steam Ahead" avec M. King à Lasky.
Lasky'de Bay King ile birlikte "Full Steam Ahead" di çektik.
Réglez vos horloges à l'heure d'été.
Make sure you turn those clocks ahead.
There's a battle ahead Many battles are lost
* Bir mücadele var ileride, hüsran oldu birçok mücadelenin sonu *
Only shadows ahead Barely clearing the roof
* Sadece belirsizlik var gelecekte, hiçbir şey görünmüyor neredeyse *
Hop along, hop along. Go ahead.
İkile bakalım.
L'Héroïque Parade?
The Way Ahead miydi? Evet!
♪ you re so ahead of yourself that you forgot what you need ♪
* Çok zorladın kendini, unuttun kendi ihtiyaçlarını *
- Go ahead, get at me
# Bunu Jamaica'dan aldım #
Ok Mills, continue.
Pekala, Mills, go ahead.
Saison 11 - épisode 22 Oh WALD-E, Good Times Ahead
Çeviren : quixote
- you, the light ahead... "
Önümdeki ışıksın sen
" A trail of me ahead.
Bana yol gösterecek.
En avant.
Ahead.
Go Ahead John, des Jack Johnson Sessions.
Jack Johnson seanslarından, devam et, John.
Alors... vous, allez-y, amusez-vous, mais sans moi.
Böylece siz, go ahead eğlenin, ama dışarı edişinin. - Eğlenin.
Réponds lui.
Go ahead ve kendisine cevap.
Vas-y.
Go ahead.
♪ l'm walking too far ahead ♪
♪ I'm walking too far ahead ♪
- Si elle coule?
If it is? Via Layetana is straight ahead
"Go ahead now"
Granite!
- All right, go ahead.
- Tamam, devam edin.
♪ Go ahead and say what you wanna say ♪ Presque.
Eh işte.
♪ So go ahead and say what you wanna say ♪ Oh, non.
Ah, hayır.
see how all the people gather round oh, isn't it a thrill to see them crawl ah, keep your eyes ahead, and don t look down yeah, lock yourself inside your sacred wall ah, now this is what you wanted, ain t you proud
* Bak etrafında toplanan insanlara * * Etrafında sürünmelerini görmek ne büyük keyif değil mi ama? *