Translate.vc / Fransızca → Türkçe / Alien
Alien Çeviri Türkçe
1,715 parallel translation
C'est à nous, monsieur l'alien.
O biziz, Bay Uzaylı.
Je peux leur demander. Écoutez, ces policiers aliens veulent savoir si quelqu'un a vu un alien dénommé... Baby Fark McGee-zax.
Evet, dinleyin, uzaylı polisler burada ve aranızdan birinin Bebek Fark McGee-Zax adında bir uzaylıyı görüp görmediğinizi soruyor.
Non, on n'a pas vu d'alien.
Hayır. Hayır, biz hiç uzaylı görmedik.
Vous êtes sûrs que vous n'avez pas vu un alien atterrir ici?
Siz gerçekten bir uzaylının buraya indiğini görmediniz mi?
Si vous avez des nouvelles de l'alien ou de l'argent...
Diğer uzaylıdan ya da uzay parasından bir haber alırsanız, beni...
Tu dois tuer l'alien.
Uzaylıyı öldürmelisin.
Tuer l'alien?
Uzaylıyı öldürmek mi?
Parce qu'on a tué l'alien, ducon!
Çünkü uzaylıyı biz öldürdük, seni aptal!
On dirait bien que le criminel alien s'est posé ici, finalement.
Görünüşe göre uzay suçlusu sonunda buraya inmiş.
Ça? Vous parliez de cet alien-là?
O uzaylıdan mı bahsediyorsunuz?
LE GAGNANT DU DERBY A TUÉ L'ALIEN
Derby şampiyonu uzaylıyı öldürdü
Un vaisseau alien?
Uzay gemisi mi?
C'est pas tres agréable, je sais meme pas ou je suis, comme si j'étais sur un vaisseau alien pour des prélèvements
İçim rahat etmedi bir türlü çünkü nerede olduğumu bile bilmiyorum. Uzaylılar beni kaçırmış ve araştırıyorlarmış gibi.
Le type d'Alien.
Uzaylı olanı?
Mais j'ai des amis à l'Inquisiteur, et ils adoreraient publier un article sur la directrice de LuthorCorp et son projet de lancer une invasion alien.
Ama Inquisitor'daki dostlarım Luthorcorp's CEO'sunun ve onun dünyayı ele geçirecek uzaylı projesini yayımlamaktan memnun olurlar.
Tess parlait d'un orbe alien puis elle m'a jeté au milieu du Daily Planet et je me réveille sur le monorail avec une fille ninja qui me court après.
Tess dünya dışından gelen bir küreden bahsediyordu ve beni Daily Planet'in ortasına fırlattı. Sonra bir vagonda ninja bir kız tarafından kovalanırken uyandım.
Un orbe alien?
Dünya dışından gelen küre mi?
Es-tu un être humain ou un alien?
İnsan mısın yoksa uzaylı mı?
Ou "alien-ien".
Veya Alman.
Finalement, tu es venue en ville pour arrêter une invasion alien, pas pour rendre visite à tes parents.
Uzaylı istilasını durdurmak için geldiğini kestirmiştim... aileni ziyarete gelmediğini de. - Özür dilerim.
Laissez-moi deviner. Le mien a besoin d'une invasion Alien en 3-D suivie d'une... une apocalypse?
Tahmin edeyim. 3 boyutlu uzaylı istilası ve sonrasında da kıyamet?
Personne n'a vu Die Hard, ou Alien, ou Die Hard 2, ou Alien 2, ou Die Hard 3...
Kimse "Zor Ölüm" ü izlememiş. Ya da "Yaratık" ı. Veya "Zor Ölüm 2" yi, "Yaratık 2" yi.
Voilà, ça, c'est un alien.
İşte buna uzaylı derim ben.
L'autre alien gris à Dreamland.
Hayal Diyarı'nda gördüğümüz diğer gri uzaylı.
L'opération "Anges déchus" a été mise en place pour examiner et détenir toute vie alien s'écrasant sur Terre.
Düşmüş Melek Operasyonu, Dünya'ya düşen uzaylı yaşam biçimlerini incelemek, sınıflandırmak ve gizlemek amacıyla başlatılmıştı.
Je ne suis pas une alien.
Ben uzaylı değilim.
Un super ordinateur alien dans le mur, un jeune génie génétiquement modifié dans le grenier, Une collégienne détective dans la maison d'en face et des tas d'aventures sur le pas de la porte.
Duvarında Dünya dışı bir süper bilgisayar, tavan arasında genetik yollardan yapılmış dahi bir çocuk, yolun karşısında yaşayan araştırmacı bir kız öğrenci vardır ve tüm evrenin macerası bu kapının eşiğinin ardındadır.
Un super ordinateur alien dans le mur, un garçon génétiquement modifié dans le grenier. Une collégienne détective juste en face et des tas d'aventures sur le pas de la porte.
Duvarında Dünya dışı bir süper bilgisayar, tavan arasında genetik yollardan yapılmış dahi bir çocuk, yolun karşısında yaşayan araştırmacı bir kız öğrenci vardır ve tüm evrenin macerası bu kapının eşiğinin ardındadır.
Comme dans Alien, * un classique de Ridley Scott.
"Yaratık" taki gibi, Ridley Scott klasiği. Korkunç olan.
{ \ pos ( 192,210 ) } Un vampire, un alien, un produit de labo gouvernemental?
Yoksa devletin yaptığı gizli deneylerin bir ürünü mü?
Un vampire, un alien,
Bir vampir mi?
Ce serait moins flippant si t'étais vraiment un alien.
Eğer gerçek bir uzaylı olsaydın çok daha az korkutucu olurdu. Arkadaşlar böyle yapar.
Je ne peux pas distraire cet alien toute la journée.
Bu uzaylıyı sonsuza kadar eğlendiremem!
Notre petit alien Utrom est de retour. Utrom Shredder?
Küçük uzaylımız Utrom geri döndü.
Elle ressemble à un alien.
Uzaylı gibi görünüyordu.
Un alien chauve?
Kel bir uzaylı.
Bouffe-moi ça, l'alien!
Kurşun ye bakalım, yaratık robot!
Avec une carte verte, l'alien sera fier d'être américain.
Bu yaratığa yeşil kart verirsek, Amerikan vatandaşı olmakla gurur duyacaktır.
Si j'ai bien compris, Putsch, on doit se battre contre un robot alien.
Şunu netleştirelim, Monger bir yaratık robotla dövüşmemizi mi istiyorsu?
Il y a 3 semaines, face à un robot alien géant, j'aurais dit : "Même pas en rêve."
Üç hafta önce bana dev bir robotu alt edip edemeyeceğimi sorsalardı "Bunu kimse yapamaz" derdim.
Terrasser un robot alien?
Bir yaratıkla başa çıktım.
On va grimper Ià-haut, trouver Susan et l'alien, on va lui faire la peau!
Yukarı çıkıp Susan'ı bulacağız ve yaratığı ayağımızın altında ezeceğiz.
Quelle super idée d'avoir un alien... et un facteur échanger leurs corps.
Bir uzaylı ile bir postacının vücut değiştirmeleri ne fikirdi ama.
Je vais te donner un conseil, alien.
Sana bir tavsiyem var yabancı.
Pas vous? On a l'impression d'avoir un alien sous la peau.
Sanki derinizin altında bir uzaylı dolaşıyormuş gibi oluyor.
Je veux juste voir le vaisseau alien.
- Uzaylı gemisini görmek istiyorum.
En fait, beaucoup de civilisations alien avancées trouvées dans la voie lactée et dans les galaxies de Pegasus vivaient dans ce qui ressemblait à de l'architecture primitive qui contenait des technologies ectremement puissantes.
Aslında, Samanyolu ve Pegasus galaksilerinde bulunan birçok gelişmiş medeniyet son derece güçlü teknolojileri gizleyen ilkel taş yapılarda yaşamışlar.
Mais c'est une arme alien.
Ama bu yabancı teknolojinin ürünü olan bir silah.
- C'est pas un alien. - Vous êtes sûre?
Evet, efendim.
Je suis pas un alien.
Uzaylı falan değilim.
C'est un alien.
Uzaylı galiba.