Translate.vc / Fransızca → Türkçe / Amour
Amour Çeviri Türkçe
55,903 parallel translation
Pour l'amour de Dieu!
Tanrı aşkına ya!
Pour l'amour de Dieu.
Tanrı aşkına, Ram.
Pour l'amour de Dieu, qu'est-ce que vous voulez?
Tanrı aşkına, ne istiyorsun?
Profite du fait que j'ai perdu celui qui etait probablement l'amour de ma vie.
Büyük ihtimalle hayatımın aşkı olan adamı kullanıp, ondan yararlanmaya çalışıyorsun.
Je suis médecin, pour l'amour de Dieu.
Tanrı aşkına, ben bir doktorum.
Plus que 20 km Pour la Cabane de l'amour
Aşk kulübesine 25 kilometre yazan
La Cabane de l'amour, baby
Aşk kulübesi bebeğim
Tu sais depuis quand je doute? Depuis qu'on a fait l'amour, la dernière fois, après ta fête surprise.
Ne zaman diye soruyorsan sana yaptığımız sürpriz partiden sonraki son sevişmemizde hissettim.
Tu faisais l'amour à une autre.
Başkasıyla seviştiğini hayal ediyordun.
Il y a un test pour l'amour qui n'échoue jamais.
Romantizm asla kaybetmez. Bir testim daha olacak.
Ce n'est pas de l'amour!
Bu aşk değil!
Oh, mon amour, mon amour, te perdre si jeune, si beau.
Aşkım, aşkım seni bu kadar genç ve güzelken kaybetmek.
L'amour est drôle comme ça.
Aşk böyle komik bir şey işte.
♪ Vous n'aurez jamais mon amour... ♪
# Asla sevgimi alamayacaksın #
Pour l'amour de dieu laisse-nous nous asseoir sur le sol et raconter de tristes histoires sur la mort des rois.
Tanrı aşkına yere oturup kralların hüzünlü ölüm hikayelerini anlatalım.
Depuis que Sheila m'a rejeté, je pensais pas retrouver l'amour, mais il y a quelque chose...
Sheila beni reddettikten sonra bir daha aşkı bulamayacağımı sanıyordum. Ama bu kadında...
- pour l'amour de ma vie. - C'est pour Mike.
- Mike için istiyorum.
Faire passer l'amour avant la vie.
Aşkı hayatından önde tutması mı.
Tais-toi et fais-moi l'amour.
Konuşmayı bırak ve seviş benimle.
En cet instant, Audrey et Rory aimeraient partager leurs vœux d'amour.
Şimdi de Audrey ve Rory birbirlerine aşk yeminlerini edecekler. Rory, hayatım.
L'amour a toujours été un mystère pour moi.
Aşk benim için her zaman bir gizem oldu.
C'est là que j'ai eu ma première scène d'amour devant la caméra.
Burası ilk defa kamera karşısında aşk sahnesini çektiğim yer.
- Il n'est jamais trop tard pour l'amour.
İşte aşk için asla çok geç değildir.
Je n'ai connu l'amour qu'en te rencontrant... et je serai toujours reconnaissante pour ça.
Seninle tanışana kadar ben aşkı asla tanımıyordum ve bunun için sana minnettar olacağım.
C'est son mari, pour l'amour de Dieu!
Tanrı aşkına O kocası!
Laisse-moi te dire quelque chose, amour de ma vie.
Sana şunu söyleyeyim hayatımın aşkı.
On doit pouvoir s'éclater, se faire beaux, faire l'amour.
Partilerde kilo verme işini kenara bırakabiliriz. Kıyafetleri hazırlayıp, bir an önce sevişmeliyiz.
Alors, Kate, pour l'amour de Dieu, peut-on passer une soirée light chez la dame qui a eu l'idée de Deadpool et / ou Hamilton?
O zaman, Kate, soruyorum, lütfen, ama lütfen, Deadpool ya da Hamilton'un fikirbabası olan kadının evinde olacak olan partide dilediğimiz gibi yiyip içebilir miyiz?
De tout mon cœur... jusqu'à ce que Hyde détruise cet amour.
Tüm kalbimle... Hyde o aşkı yok edene kadar.
Et j'en suis heureux... car je ne voudrais jamais perdre l'amour que j'ai pour toi.
Ve iyi ki de çözmedi... Çünkü sana karşı hissettiğim aşkı asla kaybetmek istemem.
Tu parles d'un amour traumatisant.
Tam travmatik bir ilişki.
T'es un amour, Alka
Çok tatlısın Alka.
Ton amour t'as rendu aveugle?
Aşk gözünü kör mü etti?
"T'as pas d'amour propre?" Je sais pas quoi lui dire...
Yani ona ne diyeceğimi bilemiyorum.
Qui est-ce qui renifle les gens pour trouver l'amour?
Kim birinden etkilenmek için etrafını koklayarak dolaşır ki?
La tristesse, la colère, la haine... nous ne pouvions pas les exprimer... alors comment exprimer l'amour?
Üzüntü, öfke, nefret hiç bir duyguya izin vermezdik. Peki şimdi aşka nasıl izin vereceğiz?
Par exemple... Une relation musicale... Quelqu'un qui partagerait ton amour de la musique.
Mesela müzikal bir ilişki biriyle paylaştığın şarkılardır.
De la colère, de la haine, de l'amour...
Öfke, nefret, aşk.
L'amour de ma vie va se remarier.
Üstüne hayatımın aşkı da tekrar evleniyor.
Genre : "Il y a de l'amour dans l'air."
"Iste ask" demistim.
Ça ne faisait qu'une semaine, mais on passait nos journées ensemble, à se prendre en photo, à fumer de l'herbe, et à faire l'amour.
Henüz bir hafta olmustu ama her günü beraber geçiriyorduk, fotograf çekiyorduk... esrar içiyorduk... ve sevisiyorduk.
"AVEC TOUT L'AMOUR DE TES AMIS DE PÉROUSE, ADIEU MEREDITH"
"PERUGIA'DAKI TÜM DOSTLARINDAN SONSUZ SEVGILER, ADDIO MEREDITH"
On a fini par s'embrasser, puis on a fait l'amour et on s'est endormis.
Sonunda bu öpüsmeye dönüstü, o da sevismeye, sonra da uyumaya dönüstü.
Un acte désintéressé d'amour et d'espoir, c'est sur ça que je parie.
Bir sevgi ve umudun özverili hareketi. Bu yüzden paramı koydum.
C'est l'amour.
Bu sevgi.
Du vrai amour.
Gerçek sevgi.
Les aéroports sont romantiques le point culminant des histoires d'amour.
Max, onunla havaalanında buluşmanı istiyor.
Le monde est toujours prêt à recevoir de l'amour.
Dünya sevgiye daima hazırdır.
Pour l'amour de Dieu, reviens ici.
Hemen geri gel buraya.
Jessica et Rachel se sont concentrées sur Leonard, et toi, tu as recherché l'amour dans ta vie.
Sen de hayatının aşkını bulmaya çalıştın.
Oui, mon amour?
Anne?