English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Fransızca → Türkçe / Anal

Anal Çeviri Türkçe

702 parallel translation
J'ai des affaires très prenantes. C'est aussi pour son avenir.
Harvey'ye hem analık, hem babalık etmenin yanında... onun gelecekteki maddi durumunu da ilgilendiren... kendi işimle de meşgulüm.
Tu as voulu qu'elle soit ta femme et la mère de mes enfants, ça demande de l'amour.
Bu kadını seviyorsun ki evlenip, çocuklarıma analık yaptırıyorsun. Bu da çok sevdiğini gösterir.
Cela me désole pour vous. Mais cette épreuve que vous devez traverser n'est que le fruit de votre faiblesse de mère.
Sevgilim, çok üzgünüm ama fedakâr ve mükemmel analık geçmişine karşı çıkmak zorundasın.
C'est mon satané instinct maternel. Je crois qu'il nous a posé un lapin.
Bu analık içgüdüsü, içimde en olmadık zamanlarda ortaya çıkıyor.
Voulez-vous prendre "Maternité"?
'Analık'ı almanızın sakıncası yoksa...
Elle a été une vraie mère pour moi.
Bana analık yaptı.
Eh bien, si vous l'auriez mieux dressé... il se barrerait pas sans payer mes fleurs qu'il a bousillées.
Analık görevini yapmış olaydın... zavallı bir kızcağızın çiçeklerini heba edip parasını ödemeden kaçmazdı.
Je veux savoir si il veut m'offrir une belle-mère.
Korkarım yakın zamanda yeni bir analığım olacak.
" De ce lieu, maître incontesté
" Barın arkasında Anal Johnson dururmuş
" Anal Johnson tient à la propreté!
" Çok titiz bir adammış bu
Couchés par terre et selon l'exemple des animaux, ils changeront de position, se męleront s'étreindront, incesteront adultčreront et sodomiseront.
Takip eden süreçte, pozisyon değiştirerek, eş değiştirerek... karışık halde ve ensest türde olmak üzere hayvanlar gibi çiftleşilecek, zina ve anal seks yapılacaktır.
Le geste du sodomite est le plus absolu pour ce qu'il contient de mortel pour la race humaine et le plus ambigu parce qu'il accepte les normes pour les enfreindre.
Anal seks neredeyse kesin bir biçimde... insan ırkının sonunun gelmesi anlamını taşır. Çoğunlukla anlamı çatallanmış olarak, sosyal normları... onları yıkmak için onaylar.
Certes, mais le geste du sodomite peut ętre répété des milliers de fois.
- Doğru... ama anal seks binlerce kez yinelenebilir.
Coït, coït anal, masturbation et fellation!
Cinsel birleşme. Anal cinsel birleşme. Mastürbasyon ve oral seks.
J'ai pas dépassé le stade anal.
Öyle hıyar gibi...
Elle a besoin d'être maternée, c'est évident.
Kesinlikle bir analığa ihtiyacı var ve buna ulaşamıyor.
Depuis quand avez-vous des fissures anales?
Ne zamandır anal fissürünüz var?
Peter Egermann m'expliqua qu'il l'avait tuée et ensuite, avait eu des rapports anaux avec la morte.
Egermann kızı öldürdüğünü ve sonra onunla anal seks yaptığını söyledi.
Régression anale.
Bu bir anal gerileme.
Elle n'a pas l'instinct maternel.
Analık içgüdüleri yoktur.
Des bobos comme un saignement anal, la tuberculose, des tumeurs, des bobos comme ça.
Basit sıkıntılar, anal kanama, tüberküloz tümör büyümesi gibi, küçük sıkıntılar. Tamam mı?
En réalité... Ray est un anal.
Gerçek şu ki... çatlağın teki.
Abby, là-haut, je suis anal. "
Tam buradan çatlağın tekiyim ben. "
Je lui ai dit : "Marty... tu es anal et c'est moi qui dois voir un psychiatre?"
Dedim ki, "Marty, nasıl oluyorda sen kafadan çatlakken psikiyatriste gitmesi gereken ben oluyorum?"
Avant la mort, il y a eu pénétration vaginale et anale.
Ölmeden önce, hem vajinal, hem de anal girişe maruz kalmış.
penetration ANALE
Anal Uyarıcı
- Non, pour un anal-phabête.
- Palyaço.
Si je te suis bien, je dois m'infliger une torture anale.
Talimatına göre, kendime anal işkence yapmam gerek.
B ) La sodomie.
"B ) Anal seks ;"
- Tu crois qu'il est un peu anal?
- Sence de biraz anal mı? Bence haklı.
Cela fait neuf ans que j'attends cet instant, Picard.
- Bunun olmasına izin vermeyeceğim. - Çok ilginç efendim. Analık duygusu diğer duygularla karşılaştırıldığında...
Des tests qui sont censés cerner le potentiel des enfants... que personne n'est vraiment apte à mesurer... encore moins deux Teutons qui ont un problème anal!
Bu testler çocukların potansiyelini asla ölçemez en azından sizin gibi Nazi bozuntuları tarafından.
Évoquez-les avec un respect religieux.
Onları saygıyla analım.
Elle est devenue, par sa maternité, source de vie intarissable.
Onun analığı, hepimiz için bitmez tükenmez yaşam kaynağı oldu.
- Vous avez déjà eu un lavement?
- Anal Baryum enjeksiyonu oldun mu?
- En cet état, on l'excite, on l'irrite, on le fouette, on le bat, on lui branle le cul.
"Onu cinsel yönden uyarmaya, sinirini bozmaya, kırbaçlamaya, " oral ve anal yoldan girmeye devam ettiler... "
" on le bat, on lui branle le cul.
"oral ve anal yoldan girmeye devam ettiler..."
Cas typique de l'anal compulsif.
Klasik bir anal-dönem bozukluğu olan serseri.
"Anal compulsif."
"Anal-dönem."
C'est de là que vient beaucoup l'audace et le système des mères.
"Baloculuk" ve analık işi burada devreye giriyor.
À la maternité!
Analığa.
Laissez-moi vous remémorer cet homme qui porte une coquille que vous ne pouvez pas remplir.
Onun önemli anlarından bazılarını analım. O adam ki hiçbiriniz suspansuvarını bile taşıyamaz.
- T'affole pas, mamie.
- Terslenme analık.
Je n'ai pas demandé la sonde anale.
Anal muayene istemedim.
"Je n'ai pas demandé la sonde anale."
"Anal muayene istemedim."
O.K. maman, ça va.
Hadi ama! Pekala, pekala. Hey, analık, tamamdır!
C'est pire que de le faire par derrière.
Anal seksten beter.
Ana... lyses?
Anal... ney?
Où est passée ta maman?
Analık mı nerede?
As-tu eu des rapports anaux?
Hiç anal ilişki de bulundun mu?
Et c'est important pour moi d'être la mère. Parce je dois prendre soin de beaucoup d'enfants.
Analık etmem çok önemli, çünkü bakmam gereken bir sürü küçük çocuk var.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]