Translate.vc / Fransızca → Türkçe / Arts
Arts Çeviri Türkçe
1,897 parallel translation
Je veux que les Sciences et les Arts triomphent ici-bas!
Ben sanat ve bilimi istiyorum orada ilerlemek için!
Je protège les Arts.
Ben sanatı koruyorum.
J'ai toujours... évité le contact avec les Arts Obscurs.
Her zaman Karanlık Sanatlara temas etmekten kaçınmışımdır.
J'ai lu dans un journal qu'on rouvre les Beaux-Arts, je pourrais vraiment commencer une nouvelle vie.
Gazetede, Güzel Sanatlar Akademisi'nin açılacağını okudum. Yeni bir hayata başlayabilirim.
Un guerrier pratique divers arts pour entretenir vivacité et fluidité de son esprit.
Bir savaşçı aklını keskin ve akıcı tutmak için bir çok sanat dalıyla uğraşır.
La connaissance des arts appartient à tous.
Sanat bilgisi hepimize aittir.
"Visiter le Musée des Arts de Chicago."
"Chicago Sanat Müzesi'ni gez."
Où ça? C'est une petite fac d'arts dont personne n'a entendu parler...
Batı Yakasında kimsenin adını bilmediği ufak bir sosyal bilimler üniversitesi, Hearst.
Giselle Mack, elle dirige la fondation des arts de la ville.
Giselle Mack, şehrin sanat vakfını idare ediyor.
Je l'ai fait en arts plastiques.
Bunu resim dersinde yaptım.
J'ai prié le Seigneur pour la justice et Il m'a accordé la capture d'une âme maudite qui s'était immergée dans les arts sombres de l'Est.
Adalet için Tanrıya dua ettim ve O da bana kendini batının karanlık sanatlarına adayan zavallı ruhları esir etmeyi bahşetti.
Les arts mystiques ne sont pas sujets aux pots de vin.
Mistik güçlerim rüşvetle kandırılamaz.
Je crois que je devrais m'inscrire à "Carl-Arts".
Sanırım CalArts'a yeniden başvurmalıyım.
C'est quoi "Carl-Arts"?
CalArts da ne?
Un dossier d'inscription pour "Cal-Arts".
CalArts başvurusu.
Tu pourrais vivre avec moi et étudier a "Cal-Arts".
Benimle gelebilirsin. CalArts'ın çok yakınında yaşıyorum.
Je l'ai sorti pour l'emmener à "Cal-Arts".
CalArts için hazırladığım çalışma dosyasıydı.
Soit pas fâché à cause de moi et t'inquiètes pas, tu seras pris à "Cal-Arts"
Zahmet etme. Orası zengin ressam çocuklarla dolu ve onların sonu bile galerilerde çalışmak olacak.
Je suis Cody Burke, de "Cal-Arts".
Ben CalArts'tan Kelly Burke.
À "Cal-Arts", j'y retourne!
CalArts'a kabul edildim.
- À "Cal-Arts".
- Tam burslu.
Et je vais à "Cal-Arts".
CalArts'a kabul edildim.
Les arts du spectacle m'ont toujours intéressé : danser, chanter, jouer.
Her zaman performans sanatları ile ilgilendim - şarkı söyleme, dans etme, oyunculuk.
Ca vous dit quelque chose les "Arts Martiaux Combinés"?
Uzakdoğu dövüş tekniklerinden ne kadar duymuşluğun var?
Il pratique les arts martiaux combinés.
Kendisi bir uzakdoğu dövüş teknikleri sporcusu.
J'espère que ça portait sur le financement des arts.
Ama sanata ayrıIan fonlar için bağırmışsındır umarım.
Au camp d'arts martiaux Guerrier de l'Extrême.
Savaş Sanatları Kampında.
En fait, je ne suis pas vraiment dans un camp d'arts martiaux.
Aslında, tam olarak Savaşçı Kampında değilim.
De mille arts plus charmant et plus tempéré... Will!
Sen daha güzel ve daha sıcakkanlısın...
C'est pas l'armée que t'aurais dû faire, mais les Beaux-Arts. Vise un peu ça.
Sen askere yazılacağına, sanat fakültesine gitmeliydin.
Garth Bennett était projectionniste dans un cinéma d'arts et essais.
Garth Bennett eski film gösteren bir tiyatroda makinistti.
J'étais, euh... sur une affaire qui m'a amenée à un vieux cinéma d'arts et essais.
Ben bu davaya bakıyorum ve eski bir tiyatro binasında ulaştım.
Le prince Clovis a créé la semaine des arts, tu sais?
Shiseiken-dono. Açık konuşacağım.
Le musée du prince Clovis sera inauguré le premier jour de la semaine des arts.
Gücünüze ihtiyacımız var. Ne? Ne demek istiyorsunuz?
Au magasin d'arts martiaux.
Ekipman için verdiğin.
Comme dans les compétitions d'arts martiaux?
Değişik dövüş tekniklerinin olduğu yarışmadaki gibi mi? - Evet, bir bakıma.
Quelle soirée on va passer! Josh, les arts martiaux ont un succès phénoménal.
Değişik dövüş tekniklerinin bir araya geldiği bu gecede, burada olmak harika bir duygu.
En direct de Los Angeles, voici une personnalité des arts martiaux, spécialiste du close combat, pour la première fois en compétition, avec ses 81 kilos...
Los Angeles'tan Kaliforniya'ya dövüş teknikleri dünyasında oldukça yaygın bir tekniktir. Karşınızda, yakın dövüş şampiyonu, ilk kez bir yarışmada ringe çıkacak olan 81 kilodaki dövüşçü, Mike Terry!
Je vais faire un stage au Village Theater Arts Festival cet été.
Bu sene Village Theater Sanat Festivalinde stajyer oyuncu olacağım.
- École des Arts du Maryland.
- Maryland Sanat Okulu!
Mon meilleur ami, Denny, exclu des Beaux-Arts pour masturbation en dessinant un modèle vivant.
Bu benim en iyi arkadaşım Denny. Canlı modelle çizim yapılan derste mastürbasyon yaptığı için sanat fakültesinden atıldıktan sonra buraya geldi.
Les armes sont pour les courts d'arts plastiques uniquement.
Silahlar sadece atölye dersi için.
- Je ne cherche pas de distributeur, juste une bourse locale en Arts pour pouvoir payer mon loyer.
Ben dağıtıcı firma aramıyorum. Sadece bir yerel sanat galerisine vererek kiramı ödemek istiyorum.
À l'initiative de la Société des amis des Arts de Senlis... De nombreux peintres originaires de l'Oise présenteront leurs oeuvres.
Sergi, Senlis Sanat Dostları tarafından düzenleniyor ve çok sayıda yerel ressamın resimlerinden oluşuyor.
L'infirmerie est de l'autre côté de l'école, près de la salle d'arts.
Hemsire Adele'in odası okulun diğer tarafında. Sanat binasının yanında.
Les Arts et Métiers : fermés.
Sanat ve el sanatları fuarı, bugün kapalı.
Devine qui a une audition pour l'académie des arts du spectacle?
Tahmin et kim sanat okulundaki seçmelere girecek.
J'appelle de l'académie des arts du spectacle de Manhattan pour une demande de Mary Santiago?
Merhaba ben sanat okulunda arıyorum seçmeler için adı Mary Santiago.
Pour combattre un homme comme Sargon, maître des arts des ténèbres, il faudrait une arme puissante.
Sargon gibi kara sanatlarda usta birini yenmek için... Güçlü bir silaha ihtiyac duyulabilir aslında.
Je suis persuadé que vous maîtrisez d'autres arts, demoiselle dont la beauté fait pâlir les déesses d'envie.
Eminim becerikli olduğun tek şey bu değildir, tanrıçaları bile... kıskançlıktan çatlatacak güzelliğe sahip tatlı kız.
Il aimait les arts.
Büyük bir sanat hayranıymış.