Translate.vc / Fransızca → Türkçe / Aruba
Aruba Çeviri Türkçe
129 parallel translation
Le prince Simbrun Aruba du Zanzibar.
Zanzibar'dan Prens Simbrun Aruba.
- Dis-toi que tu reviens des îles.
- Aruba'da olduğunu söyle.
Je devais aller à Aruba, en lune de miel.
Balayım için Aruba'ya gidiyor olacaktım.
Aruba, en cette saison...
Hem de Aruba'ymış. Yılın bu zamanında mı?
T'aurais été servie, question... gros lézards!
Aruba demişken dev kertenkelelere ne demeli.
Aruba.
Ben... Aruba'ya giitim.
- On pourrait aller à Aruba!
- Hayır, Aruba'ya gidebiliriz.
Donne-moi une deuxième chance!
Baştan başlarız. Aruba'ya geri döneriz.
On repartira à zéro. On retournera à Aruba.
Aruba'ya olan aşkın ne böyle?
C'est quoi ton plan avec Aruba?
Havayolu şirketiyle anlaşman mı var?
Et que tu seras ma demoiselle d'honneur. Pourvu que Barry ne joue pas les cannibales à Aruba!
Ben de umarım ki, Barry seni Aruba'da öldürüp yemez.
Aruba, peut-être?
Mesela Aruba?
Après avoir visité la région ces 2 derniers mois... je me rends compte que c'est impossible... de construire une ligne TGV entre Springfield et la Guadeloupe.
Ve geçen 2 ay burada vakit geçirdikten sonra Springfield ile Aruba arasında bir süper tren hattı kurmanın mümkün olmadığı kanısına vardım.
Je suis revenu d'Aruba.
Aruba'dan döndüm!
A l'île d'Aruba. En fait, Aruba, c'est pas terrible.
- Aslında Aruba çok hoş... bir yer değil.
La fièvre monte à Aruba où Shan prépare sa nouvelle collection de maillots...
Aruba'da bu hafta sıcaklık yeni Shan mayo çekimleri nedeniyle yüksekti.
Je les ai retrouvés. Sur un compte offshore à Aruba.
O paranın izini Aruba'daki bir offshore hesabına kadar sürdüm.
À Aruba, les indigènes pourraient te faire des tresses dans le dos.
Aruba'da olsaydın, yerliler sırtındaki kılları yakardı.
Quoi de neuf, Ben Laden?
Hey... Ne var ne yok, Bin Ladin? Aruba duba duba!
Aruba. Evadez-vous, John Anderton.
Uzaklara git, John Anderton.
On devait aller à Aruba. Mais j'ai cru que mon enthousiasme l'avait effrayé.
Ortadan kaybolduğu zaman tatile gitme isteğimin onu korkuttuğunu düşündüm.
Une pub pour un voyage.
- Seyahat broşürü. - Evet, Aruba için.
Ma femme et moi, nous irons à Aruba en Mars... Mais, que puis-je pour vous, Doc?
Mart ayında karımı Aruba'ya götüreceğim... fakat şu an sizin için ne yapabilirim, Doktor?
Elle ne pouvait pas rester, elle devait s'envoler pour Aruba pour une séance photo
Fotoğraf çekimi için Aruba'ya gidiyor. - Ne üzücü.
J'irai peut-être à Aruba.
Belki de ben Aruba'ya giderim.
Et... peut-être que non.
- Aruba mı? - Belki de gitmem.
Appelle et dis que le Kristol a été vu au Sud d'Aruba.
Kristol'un Aruba'nın güneyinde görüldüğünü bildir.
J'ai envie d'aller à Aruba.
Evet. Aruba'ya gitmek istiyorum.
La station de nouvelle la plus regardée sur le câble... passe une heure par soir sur une fille disparue à Aruba... mais que Dieu nous en garde, si on prête attention... quand des enfants comme le soldat Elliott sont tués au combat...
En çok izlenen kablolu televizyon kanalı Aruba'daki bir kayıp kıza bir gece bir saatini ayıracak. Ama Tanrı korusun ya Er Elliott gibi evlatlarımızın çatışırken ölmesi birimizin ilgisi çekerse.
En l'envoyant à Aruba ou ailleurs.
Aruba'ya ya da başka bir yere gönderecek.
Non, pas encore. Mais on sait qu'il a payé cash pour deux billets d'avion pour Aruba, au départ de La Guardia ce soir.
Ama bu akşam LeGuardia'dan kalkacak Aruba uçağına 2 bileti nakit satın almış.
Tu vas trouver un gars dans la rue et dire...
Ne yani? Sokaktan birini bulup "Aruba'ya para aktarır mısın" mı diyeceksin?
Sûrement en route vers Aruba ou Anguilla ou un des trous à argent des Caraïbes.
Sanırım Aruba ya da Anguilla'ya gönderilecekti,... Karayipler'deki para deliklerine.
- Quoi? - On irait à Aruba...
Neden bahsediyorsun, Shawn?
Cozumel, Ibiza...
- Aruba'ya gideriz. Cozumel'a. - Shawn.
Un appel paniqué à Aruba, et l'argent est parti.
O panikle, birisi Aruba'yı bir ararsa, senin para uçar.
Hé, mec, écoute, si tu veux faire un saut à Aruba, tu vas devoir trouver un autre avion, celui-là est plein.
Dostum eğer Aruba'ya bir gezi yapmak istiyorsan başka uçak bul çünkü bu doldu.
Je pourrais être dans une cabane à Aruba en ce moment.
Şu anda Aruba'da bir otel odasında olabilirdim.
Une ex-meneuse de claque blanche portée disparue à Aruba.
Aruba'da bir tane beyaz, eski ponpon kız kayıp.
Le problème, c'est qu'on n'est pas à Aruba.
Ama ne yazık ki burası Aruba değil.
Je pars et tu règles ça.
- Sen bu işi çözene kadar, Aruba'ya gidiyorum.
- Aruba.
- Aruba.
Je ne sors pas du MIT, je suis diplômé de l'Université d'Aruba.
MIT'de bulunmadım. Aruba Üniversitesinden mezun oldum
Tu étais à l'Université d'Aruba?
Aruba'da üniversiteye mi gittiniz?
Il me la chantait tout le temps.
Beraber Aruba'ya gidecektik.
Pour Aruba.
Doug pek de çekingen biri değilmiş.
Ils sont à Aruba.
Şu anda Aruba'dalar.
Aruba!
Aruba!
Aruba?
Aruba mı?
- "Tu peux envoyer de l'argent à Aruba?"
Bol şans.
À Aruba.
Bilmiyorum, belki Aruba.