Translate.vc / Fransızca → Türkçe / Attentive
Attentive Çeviri Türkçe
259 parallel translation
On considère souvent le médecin P.N. Comme... un compromis entre la franchise et l'écoute attentive.
Dr. Lee ve baylar, uçus hekimligi bir Hollandalï amca ile günah çïkartan bir papazïn birlesimi olarak tanïmlanmïstïr.
Et sois attentive aux alertes de raids.
Hava saldırı sirenlerine dikkat et.
Et cette fois... je te jure d'être attentive à tes réactions.
Ve bu sefer... ... ne düşündüğüne dikkat edeceğime yemin ederim.
Une mère admirable, attentive et dévouée.
Harika bir anne, kibar ve fedakar.
Chaque sœur doit être attentive aux besoins des autres sœurs,
Her rahibe diğer rahibe arkadaşının ihtiyaçları için hazır durumdadır.
Je sais que c'est le printemps mais soyez un peu plus attentive.
İlkbahar olduğunu biliyorum, Deanie.
Elle était â la fois ma jeune mère et ma fille attentive. Bien.
O benim hem annem hem kızım gibiydi.
Sois attentive, hein?
Dikkat et, tamam mı?
Je vou supplie d'être attentive.
Her şeyi mahvedebilir. - Rica ederim, çok dikkatli olun.
Sois attentive! Comment va-t-elle?
- Neden dikkat etmiyorsun?
Sois attentive.
Dikkatini ver.
Ce genre d'occasion exigeait la considération la plus attentive.
Böyle bir davet en ince ayrıntısıyla planlanmalıydı.
Dans ce tohu-bohu, j'ai trouvé un coeur vaillant, une oreille attentive!
Bu enerjik ve yoğun şehirde cesur ve hazır dinleyen birisini bulduğum için şanslıyım.
Une oreille attentive, une épaule pour pleurer.
Dert ortağı. Ağlanacak bir omuz.
Elle est plus attentive le matin. - Si tu le dis.
Aklı zinde iken yapmak istiyorum.
- C'est une voisine très attentive.
- Çok ilgili bir komşu.
Je suis très attentive à ce genre de choses.
Bu konularda çok dikkatliyimdir.
Ne me plains pas mais prête une oreille attentive à mon récit.
Bana acıma, can kulağıyla dinle yalnız sana bildireceğim gerçeği.
Il est clair que vous êtes une mère attentive.
Bakın, anlaşılan ilgili bir annesiniz.
J'espère que vous êtes attentive aux projets
Umarım cereyana dikkat ediyorsundur.
Elle est toujours aussi attentive
Onlara karşı her zaman çok ilgili!
Ceux qui restent vous écoutent d'une oreille attentive.
Ve kalmış misafirlerin de olayın ciddiyetini anlamalarını sağlamalısınız.
Après une étude attentive et une profonde réflexion, on ne peut nier la force du point de vue du gouvernement.
Her şeyi gözden geçirip, etraflıca düşündükten sonra, hükümetin konumunu inkar etmenin imkansız olduğu kararına vardım.
Restez attentive à tout ce que vous pouvez trouver.
Herhangi bir şey yakalama ihtimaline karşılık zihnini açık tut.
Depuis la guerre, je suis moins attentive à ce qui se passe... sur Minbar, que je n'aurais dû l'être.
Savaştan sonra anavatanda olan bitenlerle ilgilenmem gerektiği kadar ilgilenemedim.
Seule une étude attentive des faits... nous permettra de séparer ceux qui ont participé en conscience... au règne de terreur du Président Clark... de ceux qui ont coopéré parce qu'ils craignaient pour leur vie.
Sadece gerçekleri mantıklı ve dikkatli bir şekilde irdelemek Başkan Clark'ın dikta rejimine isteyerek ortak olanları hayatlarından endişe duydukları için söyleneni yapanlardan ayırt etmemizi sağlayacaktır.
Vous pourriez être plus attentive ici qu'en salle de traumato.
Burada travma odasından daha fazla dikkatini vermelisin.
- Vous avez été bien attentive.
- Anlaşılan dikkat ediyormuşsun.
Chercher une oreille attentive.
Beni dinleyecek insanları bulmaya çalışacağım.
Notre collègue anglaise n'est pas toujours si attentive.
İngiliz iş arkadaşımız her zaman detaya bu kadar dikkat etmiyor.
J'avais de la chance, elle était énervée et peu attentive.
Şanslıydım ki kızcağız bir hayli sinirliydi fakat pek dikkatli değildi.
Sois attentive.
Dikkat.
Sa Seigneurie est tres attentive aux details...
Lord hazretleri ayrıntılara çok dikkat eder
Il semble avoir besoin de se confier. Il n'a pas eu d'oreille attentive.
Açıklama ihtiyacı içinde olduğuna dair bir takım belirtiler gösterdi.
- J'aurais dû être plus attentive.
Daha dikkatli davranmalıydım.
Juste sympa, éveillée et attentive.
Kibar, sorumlu ve şefkatli olacağım.
Soyez attentive, ça va devenir la vôtre.
Dikkat! . Çünkü artık sizi ilgilendirecek.
Si elle semble être exigeante... c'est qu'elle est attentive aux détails... et
Ve mükemmeliyetçilik olarak algılanan şey aslında detaylara dikkat etmesi ve..
Sois plus attentive, Isabelle.
Daha çok dikkatini ver, Isabel.
Parfois, tout ce qu'il lui faut est une oreille attentive.
Çünkü bazen sadece birilerinin onu dinlediğini bilmek istiyor.
Soit attentive, maintenant si tu as besoin de quelque chose, demande le moi, d'accord?
Şimdi dikkatli ol. Bir şeye ihtiyacın olursa benden iste, tamam mı?
Elle est... gentille, spirituelle... originale... attentive, évoluée, et tout.
O çok... İnce ve zeki ve hareketli ve uygar ve ilgili. Ve diğer şeyler.
Non, ma Pammy est très attentive à la nature.
Yo. Yo, Pammy doğal beslenmeye çok önem verir.
Elle est attentive, curieuse, elle fait son travail et participe oralement.
Tüm ödevlerini yapıyor ve zekice katkılarda bulunuyormuş.
J'espère que vous êtes attentive.
- Umarım dersine ilgisiz kalmadın Cecily.
Une oreille attentive.
Dinliyorum.
Je veux qu'elle soit curieuse et attentive et s'intéresse à de nouvelles idées.
Meraklı, düşünceli ve yeni fikirler için heyecanlı olmasını isterim.
Elle est là-haut en train de rompre avec Lionel pour moi. J'ai pensé que je pouvais la sortir aussi, et jouer à l'amie attentive en un seul voyage.
Benim için Lionel'dan ayrılacak ve ben de onu yemeğe çıkarıp destekleyici arkadaş olayını tek seferde bitireceğim.
Je m'efforcerai d'être plus attentive.
Çabalıyorum, baba...
Sois un peu attentive, maintenant.
Bana göstermeyecekmisin?
Sois attentive!
Hadi ama, dikkatli dinler misin? .