Translate.vc / Fransızca → Türkçe / Ay
Ay Çeviri Türkçe
86,492 parallel translation
Pourquoi est-ce que Chase a séparé tous les otages?
Chase neden tüm rehineleri ayırdı?
Il y a deux mois.
İki ay önce.
Je me demandais si le procureur avait un moment pour discuter.
Bölge başsavcısı bana biraz vaktini ayırabilir mi diyordum da...
Jusqu'il y a 16 mois.
16 ay öncesine kadar.
Que s'est-il passé il y a 16 mois?
- 16 ay önce ne olmuş?
Le mois dernier, il m'a dit que tu t'impliquais dans quelque chose dans lequel tu n'aurais pas dû être.
Geçen ay, dahil olmaman gereken bir şeye dahil olduğunu söylemişti. - Bu bakış açısı meselesi.
Vous m'avez tous sauvé la vie, et il y a 5 mois, je n'aurai jamais cru que c'était possible.
Siz hayatımı kurtardınız. 5 ay öncesinde böyle bir şeyin olabileceği aklıma dahi gelmezdi.
- Mais en parlant de mon problème, ça m'a aidé à parcourir le petabyte de données que l'on a récupéré sur l'ordinateur de la mère de Chase.
- Ama giriştiğim iş konusu açılmışken... Bu iş, Chase'in annesinin bilgisayarından aldığımız petabaytlık veriyi ayıklamama yardımcı oldu.
Tu es un idiot de penser qu'un bout de tissu peut séparer un homme d'un monstre.
- Ama ne pahasına? Bir bez parçasının insanla canavarı birbirinden ayırabileceğini düşünüyorsan tam bir aptalsın.
Je suis d'accord... Mais quand il parlait, il a aussi mentionné qu'il t'avait proposé de te trouver un avocat pour que tu puisses récupérer ta fille, et que c'était il y a plus de deux mois.
Katılmıyorum değil ama konuşurken kızını geri almak için sana bir avukat ayarladığından bahsetti ve bu olalı neredeyse iki ayı geçmiş.
- Il y a 8 mois, il a été pris par ARGUS.
- 8 ay evvel Argus tarafından alındı.
Gardons un oeil sur lui et sur tous ceux qu'on pense être les plus dangereux.
Gözümüzü ondan ve en tehlikeliler olabileceğini düşündüğümüz kişilerden ayırmayalım.
Continuez de tenir en joue, Quentin.
Silahını üzerinden ayırma Quentin.
Les explosions massives ont brisé la lune, et les débris orbitaux restants, ont amené une limitation des vols planétaires qui reste en vigueur.
Büyük patlamalar ayı parçaladı ve bunun sonucunda oluşan yörüngesel enkaz gezegen çapında yürürlükle kalacak uçuş kısıtlamasını zorunlu kıldı.
Peux-tu t'imaginer comment ce serait sans lune? Notre lune?
Ayı, kendi ayımızı kaybetmek nasıl olurdu düşünebiliyor musun?
Je sais que tu es inquiète pour Arjun et tes petits-fils, mais on est plus que capables de protéger Luna.
Arjun ve torunların için endişelendiğinin farkındayım ama ayımızı koruma becerisinden çok daha fazlasına sahibiz.
Séparation et rappel des remorqueurs.
Römorkörleri ayırıp geri çağırın.
Ou de le réduire en miettes.
Ya da kayayı en azından parçalara ayırırız.
Comment peut-on perdre une cible de la taille d'une lune?
Ay kadar büyük bir hedefi nasıl kaybedersiniz?
Je suppose qu'ils vont t'évacuer vers Luna.
Sanırım seni alıp Ay'a götürecekler.
Déimos n'est plus une lune.
Deimos artık bir ay değil.
Et ils se sont mariés deux mois plus tard.
İki ay sonra da evlendiler.
Bonne nuit, Ours Brun.
- İyi geceler, Esmer Ayı.
Ça peut être une crevette, un ours, une folle, une coiffeuse, un giton, un ladyboy, un Donald Duck.
Sıska olur, ayı olur, yakışıklı, gösterişli, şişko, evcil, yeniyetme, olgun avuçlayan, deri giyen, kız kılıklı, Donald Duck.
L'algorithme a été développé ici.
Richard, ayıp sana.
Nous entraînerons chaque homme, femme et enfant sur l'Île aux Ours.
Ayı Adası'nda bütün erkek, kadın, oğlan ve kızlarla eğitimlere başlayacağız.
Les Immaculés détruiront vos forts et pilleront vos châteaux. Les Dothrakis brûleront vos villages, violeront et asserviront vos femmes, et massacreront sans remords vos enfants.
Evlerinizi ve kalelerinizi parçalara ayıracak akılsız Lekesiz askerleriyle köylerinizi yakıp yıkacak, kadınlarınıza tecavüz edip köleleştirecek durup düşünmeden çocuklarınızı katledecek vahşi Dothrakları beraberinde getirdi.
Six mois, peut-être moins.
Altı ay, belki daha az.
Vous étiez vivante, Laura Moon.
Yaşıyordun Laura Ay.
Maintenant, vous êtes morte, Laura Moon.
Şimdi de ölüsün Laura Ay.
"Laura Moon, 27 ans, d'Eagle Point, " est morte mercredi matin dans un accident de voiture.
"Laura Ay, yaş 27, Eagle Point, Indiana'dan çarşamba sabah erken saatlerde bir araba kazasıyla öldü."
13 mois.
13 ay.
Cependant, il aimerait que tu t'excuses auprès de Voyageur. Et son homme de main, Ombre.
Gel gör ki o özrünü alıp Çarşamba ve onun adamı Gölge Ay'a hediye etmek istiyor.
Mais vous avez tout ça, M. Moon. Surtout le casier.
Hepsi sizde var Bay Ay özellikle sabıka kaydı.
Ce type, Moon, il vous a enlevé?
Yani, bu Ay denen herif mi soydu sizi?
Alors? Réfléchissez un instant avant de donner la réponse habituelle.
Bu yüzden sonraki soruma cevap verirken zaten söyleyeceğin şeyi söylemeden önce düşünmek için biraz zaman ayır.
Ombre Moon.
Gölge Ay.
Il sera lancé le mois prochain, au-dessus de la Corée du Nord.
Gelecek ay Kuzey Kore'den fırlatılacak.
Si tu prononces encore ce mot, je t'arrache les lèvres.
Eğer o kelimenin dudaklarından bir kere daha çıktığını duyarsam dişetlerinden çekip ayıracağım onları.
C'est mon employé, Ombre Moon.
Bu benim adamım, Gölge Ay.
La mort vous sépare, faut t'y faire.
Ölüm bizi ayırana kadar. Anlasana leblebiyi artık.
Promotion prévue dans six mois.
Altı ay içinde terfi edilecek.
Regarde, maintenant que Gabe est là, j'ai bien peur que c'est là que nous nous séparons.
Bak, Gabe de geldiğine göre korkarım yolları ayırıyoruz.
Bien, s'ils peuvent isoler le virus ils peuvent en faire n'importe quel composé qu'ils peuvent libérer à grande échelle sur la ville.
Virüsü ayırabilirlerse şehrin büyük kısmına yayacak kadar bileşiğe dönüştürebilirler.
Trompe moi une fois, Jim, et c'est dommage pour toi.
Beni bir kez kandırdın, Jim. Senin ayıbın.
Alors t'étais où ces derniers moi?
- Peki son birkaç ay neredeydin? O önemli değil.
Ton patron... dis-lui que la prochaine fois que je la vois, je lui arrache la tête.
Patronuna. Onu gördüğümde kafasını vücudundan ayıracağım.
Ça fait un mois.
- Bir ay oldu.
Ca nous laisse 4 mois pour savoir comment arrêter Savitar.
Yani Savitar'ı durdurmanın yolunu bulmak için dört ayımız var.
Staz, divise-les en quatre groupes.
Pekâlâ. Adamları dört gruba ayır Staz.
Je t'aime, Papa Ours.
Seni seviyorum, Baba Ayı.