Translate.vc / Fransızca → Türkçe / Badass
Badass Çeviri Türkçe
71 parallel translation
OK, Jo le Caïd.
Tamam, Billy Badass.
"Le fouteur de merde black reviendra régler certains comptes."
Ekranda şu kelimeler beliriyor : "Badass" zenciler geri gelecek... ve alacaklarını toplayacak. "
Personne ne voudra de ton Baadasssss.
Hiçbir ciddi stüdyo Badass'i çekmez. Hiç kimse!
Sweet Sweetback s Baadasssss Song?
Sweet Sweetback's Badass Song mu?
Desert Killers, 40-Foot Woman, Sweetback's Baadasssss Song.
"Çöl Katilleri", "On Metrelik Kadın"... "Sweet Back Badass Song"
Donc, Sweet Sweetback s Baadass Song est devenu le plus gros succès indépendant de 1971.
Sweet Sweetback's Badass Song... 1971'in en çok iş yapan bağımsız filmi oldu.
Parce que je suis un vilain, espèce de punk!
Neden bir badass,, serseri değilim çünkü.
Ce criminel plus haut placé.
Bu üst düzey badass.
On est des super méchantes, ici.
Bu dünyada bazı badass cadılar olmalıdır.
A se rappeler, quand on rencontrera le méchant Darryl.
Evet, hatırlıyorum biz badass Darryl ile buluşmak zaman için.
Vous avez attitude, vous avez de pointe vous avez pure, non filtrée badass-ed-ness.
Tavrın var, üstünlüğün var saf, süzülmemiş, ha-va-lı bir kızsın.
Ouais. Mettez une épingle de sûreté dans mon T-shirt et je suis un badass.
Tişörtüme çengelli iğne tak, beni o zaman gör.
Il est aussi un bon ami avec ce golfeur qui est juste aussi bon que Tiger.
Artı, o bu badass ile derin haddeleme olmak golfçü Tiger kim ve bok gibi deli becerileri var.
Un rapport avec le colonel Braddock, surnommé Badass?
ONBAŞI BRADDOCK VARDI HANİ? NAM-I DEĞER SİKİCİ ONBAŞI.
Autrement dit Badass Junior.
Ben Braddock. Nam-ı değer, "Sikici Oğlan".
C'est badass sonné.
Çok taşaklı bir şeydi.
Ca te donne l'air badass, l'impression que tu peux botter des culs.
Seni kabadayı göstermiş. - O dikişler sana öyle bir hava katmış.
Chieur.
Badass.
La compagne d'après, après Rose, a été Martha Jones et Martha Jones était confiance en elle et était badass et faisait des études de médecine.
Rose'dan sonra gelen yol arkadaşı Martha Jones'du. Martha Jones da kendine güvenli ve dik kafalıydı. Doktor olacaktı.
Au début, elle n'est qu'une admiratrice mais plus ça va et plus elle vit la vie dure du Tardis, elle devient plus forte et elle devient plus puissante et elle devient de plus en plus badass.
Başta sadece ona hayrandı... Ama zaman geçtikçe ve TARDIS'deki zor yaşamı yaşadıktan sonra güçleniyor ve daha kuvvetli hale geliyor. Ve daha korkusuz biri oluyor.
Elle est géniale et badass.
Çok harika ve azılı biri.
Les dossiers de la villes disent aussi qu'il a un pitbull nommé "Badass".
Şehir kayıtlarına göre "Sert Çocuk" adında bir pitbulu var.
Et Badass non plus.
Sert Çocuk da öyle.
Pendant tout ce temps, j'ai cru détester le karaté, le projet Badass, et Dieu.
Sert ve Havalı Olma Projesinden nefret ediyorum. - Tanrı'dan nefret ediyorum. - Evet.
Tu veux t'assoir là et jouer au Barney Badass avec moi et me descendre pour 300 balles, ou tu préfères te faire 2.000 la semaine?
Burada durup bana Barney Baddas'lik taslayarak benden 300 dolar mı çarpmak istersin yoksa haftada 2000 dolar kazanmak mı?
Ce que tu as dit était vraiment badass.
Yaptığın şey çok doğruydu.
Comment dis-tu "badass" en français?
Fransızcada "baş belası" nasıl deniyor?
Tu es plus que badass.
Baş belasından çok daha ötesin sen. İşte aldım.
- Badass.
- Zorluk çıkaracağım.
Tu as toujours la grande soeur la plus badass du monde.
Sen hâlâ dünyadaki en çetin ceviz kız kardeşsin.
Ça c'est badass, Boyle.
Cidden taşaklısın, Boyle.
C'est badass.
Bir tür mafya gibi.
Ça c'est badass, Boyle.
Cidden taşaklısın, Boyle. Hayır...
C'est courageux, d'effacer un badass serbe.
Belalı bir Sırp'ı ortadan kaldırmak cesaret ister.
Toutes ces histoires à propos de quel badass tu es, mais je dois avouer que je ne vois pas en quoi.
Senin sert adam olmanla ilgili anlatılan onca hikâye... Ama söylemeliyim, Faruk bunu göremiyor.
Je ne connais pas ces histoires, mais quel que soit les trucs badass que tu as entendu que j'avais fait tu avais vraiment besoin du contexte, parce que toute ma vie, jusqu'à cette minute mon mode par défaut a été "à moitié badass"
O hikâyeleri bilmiyorum ama şu sert adam olmamla ilgili duyduğun şeyde gerçekten biraz kaynağa ihtiyacın var. Çünkü hayatımın büyük kısmında şu ana dek yaşadığım kısmında fabrika ayarlarım fena bozuldu. Ama bu bir çocuk sahibi olmadan önceydi.
Ouais, littéralement, qu'une main géante a fait passer mon mode de "à moitié badass" à "quadruple badass".
Evet, abartısız şekilde. Dev bir elin, beni yarım kıçlı biriyken dört kıçlı biri yaptığını.
D'accord, tu es JusticeGal, and moi Badass Kicka'.
Sen Adilkız'sın, ve ben de Çetintekme.
Être un Badass absolue dure éternellement.
Tam bir belalı olmak sonsuza kadar sürer. Mürekkeple beni.
Il s'avère qu'elle est aussi badass avec un flingue qu'avec un stylo.
Kalemle olduğu gibi silahla da çok yaman birisiymiş anlaşılan.
Ça n'aurai pas plus de sens de mettre mon débile de mari sur cette chaise, comme ça tu pourrais faire une armée de toi même en mode badass?
Bu sandalyeye salak kocamı koymak daha mantıklı olmaz mıydı böylece kendinden bir ordu oluştururdun?
C'était complètement badass.
Tamam. Çok kötüsün.
Tu dois être Badass Brian.
Baş Belası Brian olmak zorundasın.
Badass Brian garde ses secrets privés.
Baş Belası Brian sırlarını saklar.
Badass Brian fait attention à lui, et plus important, quand tout ceci sera fini, Badass Brian pourra s'en aller, libre et en vie.
Baş Belası Brian kendisine dikkat eder, ve en önemlisi tüm bunlar bittiğinde, Baş Belası Brian çekip gider özgür ve canlı olarak.
Je dois être Badass Brian.
Baş Belası Brian olmak zorundayım.
Badass Brian fait attention à lui.
Baş Belası Brian kendini kollar.
Et quand tout ceci sera fini, Badass Brian pourra s'en aller libre et en vie.
Ve bütün bunlar bittiğinde Baş Belası Brian bu işten özgür ve sağ çıkmış olacak.
C'était la chose la plus badass que j'ai jamais vue.
Bu şimdiye kadar yaşadığım en berbat şeydi.
Yeah, badass!
Evet sert çocuk!
- Badass.
- Ufak Rick'i çok seviyorum.