Translate.vc / Fransızca → Türkçe / Bam
Bam Çeviri Türkçe
1,349 parallel translation
Quand ma femme a commencé à travailler, je n'ai pas réfléchi, elle a continué à gagner de plus en plus d'argent, et un jour...
Ama o gittikçe daha çok kazandı. Daha fazla, daha fazla kazandı ve bir gün, bam!
Je vais prendre mes gouttes. Et Gangstalicious s'est mis à chialer, et je lui dit :
Gangstalicious silahını düşürmüştü, ben de alıp bam, bam!
Si tu mens ou oublie quelque chose, pop!
Yalan söyler ya da açık verirsen, bam.
Trois sessions plus tard et bam, elle est instructeur de vol à Tenafly.
Üç sezon sonra, Tenafly'da Pilates hocalığına başladı.
Tu frappes la bouche, tu lui casses la mâchoire d'abord, après le nez.
Bam diye ağzına doğru vur. İlkinde çenesini kır. İkincisinde burnunu kır.
Brian et moi on allait chez toi, Elle était avec un autre type qui faisait... Bam!
Brian ve ben evine girdik ve o bir adamla gidi....
Attends, je n'ai pas fini... Bam!
Dur bakalım, daha bitmedim.
Tu veux venir avec nous, Bam-Bam?
Onu buradan almak ister misin, Bamm-Bamm?
- Tu veux venir avec nous, Emeril? Bam!
Onu buradan almak ister misin, EmeriI?
Bam.
Bam.
Déshabillons-nous.
Hadi soyunalım. Bam!
Mais je suis assez célèbre pour choisir un mannequin, dire à Bobbie que je veux la rencontrer, elle l'appelle, et je l'ai à emporter.
Bobbie'ye söylüyorum ve Bobbie'de onu arıyor---ve Bam - Seksi kız ayarlanmış oluyor.
Je ne l'ai pas rencontrée. mais maintenant je suis assez célèbre pour choisir un mannequin dans un magazine et dire à Bobbie que je veux la rencontrer, alors Bobbie l'appelle, et bam la fille canon se pointe.
Tanışmadım. Şimdi yeteri kadar ünlü olduğum için dergiden bir kız seçip, Bobbie'ye söylüyorum ve Bobbie'de onu arıyor---ve Bam
Ensuite on remonte dans la chambre, et bam!
Sonra odaya geldik ve bam! Sana vurdu mu?
Le problème avec Colby c'est qu'il a vraiment cherché Raymond là-bas, tu sais?
Sorun şu ki Colby, Raymond'ın gerçekten bam teline bastı, biliyor musun?
Le football, c'est comme le rock n'roll, ça fait...
Futbol rock'n roll gibi, sanki bam-bam-boo...
Du style bim boum bam... merci m'dame.
Öyle havadan sudan konuşma değil yani.
Mais pas du style "boum bam".
Ama öyle havadan sudan değil.
Même si j'ai rien contre le "boum bam". Si c'est entre adultes consentants.
Ortak verilen kararlar dışında havadan sudan birşey değil yani.
Première moitié de l'été tu joues vraiment comme une merde, ensuite, bam, tu redeviens le vieux Luke.
Yazın ilk yarısı sokak süprüntüleri gibi oynadın. Sonra tekrar eski Luke oluverdin.
Dans un endroit de cette taille, le son rebondit, bam, bam, bam...
O kadar büyük bir mekanda, ses yankılanırdı.
On pensait voir des coups de pied dans les parties et des vieux qui trébuchent... mais ces tragédies-là ont monté la barre plus haut...
Bazılarını yere düşerken falan görmek istiyoruz. Ama bu trajediler... bam!
Elle a finalement eu sa chance avec le prince charmant, et vlan! Bye-bye, Tour d'ivoire.
Prens şansına kavuştu, ve bam elveda fildişi kulesi.
Toujours propre sur lui, et là, bam, il se transforme en Hulk.
Fajita Cuma'sı için her hafta gelir. Kendinden sonrakileri temizler. - Ardından bom!
J'ouvre mon casier, bam.
Dolabımı açıyorum, bam.
Et bam!
Bir anda bam!
Nom... bam!
İsim - - bam!
Numéro de plaque... bam!
Plaka numarası - - bam!
Boum.
Bam.
Comme s'il t'écrasait la bite.
Bam! Şeyime vurulmuş gibi hissettim.
La hauteur, la distance.
Ağırlık, mesafe Bam!
Il se met à genoux, et voilà!
Dizinin üzerine çöküyor ve bam!
Bam!
Baaam!
C'est vrai, toutes les filles ici sont des cygnes absolument magnifiques et là, boum! Moi, je suis l'horrible vilain petit canard.
Sanki, buradaki herkes, güzel bir kuğu da, ve sonra, bam, çirkin ördek yavrusu ortaya çıkıyor.
Et bam! Je lui ai assommé avec mes fidèles bois.
Sonra onu sadık boynuzlarımla yere devirdim.
En Amérique, vous passez à la caisse. Ici, vous y passez tout court.
Amerika'da, şrink şrinktir, ama buralarda şrink-bam'dır, tamam mı?
Rien de tel pour fouetter le sang, Maddy.
Kalbin çarpması için küçük bir bam-bam gibisi yok, Maddy.
- Juste Bam.
- Aynı Bam'daki gibi.
Maintenant, Bam a pris un vibro doré à forte vitesse dans son cul
Şu anda, Bam'in kıçına yüksek hızda bir dildo kaçtı.
Bam, c'est très infecté
Bam, iltihap kapmış bu!
- Bam, Mais qu'est-ce que vous faites?
- Bam, ne yapıyorsunuz?
- Ça va, Bam?
- İyi misin, Bam?
On peut donner de l'eau à Bam?
Bam'a biraz su verebilir miyiz?
C'est moi et Pontius contre Dunn and Bam et le dernier sur le teeter-totter a gagné.
Ben ve Pontius, Dunn ve Bam'a karşıyız. ve tahteravallinin üstünde en son kalan kazanacak.
Bam, tu vas où?
Bam, n'apıyorsun?
Ba-Bam!
Ba-Bam!
Bam! Est-ce que j'ai dit "Bam"?
Ben, bam'mi dedim?
Arrête!
Bam! Kesin şunu!
- Versez, payez et hop!
Dök, öde, bam.
Ca ne te paraît pas bizarre?
Sonar, bam, vur-kaç.
C'était comme, comme... si la créature l'avait éteinte. Bam!
Tüm elektrik şebekesi.