Translate.vc / Fransızca → Türkçe / Barber
Barber Çeviri Türkçe
157 parallel translation
- On passe Le Barbier de Séville. - Quel plaisir!
- "The Barber of Seville" oynuyor.
Le Barbier de Séville? J'en suis folle!
"The Barber of Seville" mi?
Marre d'être coincé, marre de vous barber?
Çalışmaktan bıktınız mı? Ruhsuz olmaktan sıkıldınız mı?
Passer le reste de votre vie ici... à vous barber?
Hayatınızın geri kalanını burada her zaman olduğu sıkılarak geçirmek mi?
Dites-moi, M. Barber, et si je vous appelais dans une heure?
Bakın, Bay Barber, sizi bir saat içinde arasam olur mu? - Olur.
Katy Boyle, Reginald Maudling, et un cinglé.
Tony Jacklin, Anthony Barber, Edgar Allan Poe Katy Boyle, Reginald Maudling, ve bir deli.
Vous avez un ami aux statistiques, Sam Barber.
İstatistiklerde Sam Barber adında bir arkadaşın var.
C'est tout ce qu'il a dit avant de passer sur le billard. Et l'autre type, Barber...
Ameliyat odasına alınmadan önce verebileceği tek beyanattı bu.
L'autre soir, Mickey Barber m'a présenté un mec.
Mickey Barber geçen gece beni biriyle tanıştırdı.
Ça nous rappelle le vieux Demon Barber of Fleet Street.
O eski Demon Barber of Fleet Street zamanlarını hatırlatıyor, değil mi?
Imaginez tous ces vieux mecs assis, là, avec l'air de se barber, comme s'ils savaient déjà tout.
Gözünüzde orada oturan yaşlı bunakları, su sürahilerini canlandırın. Ve hepsi de çok bıkkın görünüyorlardı. Her şeyi daha önce de duymuş gibiydiler.
Depuis quand souffrez-vous, M. Barber?
Bu ağrılar ne kadardır var, Bay Barber?
Où puis-je trouver Marion Barber, je vous prie?
Affedersiniz. Beni Marion Barber'e yönlendirebilir misiniz?
Un avocat, Hilton Barber, connaît l'affaire.
Bir avukat var, Hilton Barber. Davayı biliyor, ama bana hayır dedi.
Il a même eu un deuxième procès, de nombreux appels auprès de la cour fédérale, et des requêtes déposées par maître Barber.
Hem mahkeme hem karar için yeniden yargılanma bunun dışında devlet ve federal mahkemelerde pek çok temyiz celsesi ve Sayın Barber tarafından dosyalanan ardıl dilekçeler.
- Hilton Barber.
- Rahibe? Ben Hilton Barber.
Hilton Barber, l'évêque Norwich.
- Hilton Barber, Piskopos Norwich. - Merhaba.
J'aimerais porter un toast! A celle qui dans un an sera... Mme Dr Barry Farber, Docteur en Sciences Dentaires!
Sağlığına içelim bugünden itibaren bir yıl içinde Bayan Dr. Barry Barber, diş cerrahisi doktoru olacak bayanın.
Vous avez une presse typographique à encre Baber T-200 à niveaux séparés.
Görüyorum ki, bir T-200, iki katlı, Barber baskı makineniz var.
"Parmi les morts, Andrew Borba, recherché par la police pour un double meurtre."
Bak. Ölenlerin arasında polisin bir çifte cinayet davasında sorgulamak için aradığı Andrew Barber var.
DiCarlucci, Barber et Soprano, bougez-vous!
DiCarlucci, Barber, Soprano, aynı anda!
Byron Barber a vomi sur le prof.
Byron Barber kusmuş.
- Un bookie s'est fait barber hier.
- Bahisciyi dun yoldular.
- Barber?
- Yolmak mi?
Barber, voler.
Yolmak, soymak.
Un courtier. Barber.
Bir simsar, Barber.
George Barber.
Jorc Barber.
- George Barber.
- Jorc Barber.
L'homme qui a offert ceci à Mme Barber.
Mrs Barber a bu hediyeyi veren adam.
George Barber?
Adam : Jorc Barber?
Je suis un ami de George Barber.
Ben Jorc Barbır ın arkadaşıyım.
Barber.
Barber.
- George Barber? !
- Jorc Barbır eee
Jackie veut Samuel Barber, John Cage et Philip Glass, et Jessica veut I Feel Like a Woman de Shania Twain.
Seni arıyormuş. Sağ ol. Alo?
Vous croyez que j'ai commencé la harpe pour avoir l'air cool? Pour être bien vue des gens branchés?
Jackie Samuel Barber, John Cage, ve Philip Glass'ı istiyor... ve Jessica ise Shania Twain'den I Feel Like a Woman'ı istiyor.
Une lumière incroyable... Barber est mort. - Daniel, il y a eu un incident. Je sais.
- Daniel, burada bir mesele var.
Quoi? Viens. Avait-il donné des signes de dépression lors de la mission? Au contraire. ll allait... bien.
Ne? Hadi. Teğmen Barber görevde herhangi bir depresyon belirtisi gösterdi mi?
Cette lettre dit à la famille du lieutenant Barber qu'il est mort pour sa patrie.
Bu mektup Teğmen Barber'ın ailesine, onun görev sırasında ülkesi için öldüğünü anlatıyor.
Cela a-t-il un rapport avec la mort de Barber? Etant donné que le reste du SG-5 présente les mêmes symptômes, c'est presque sûr.
Şu Barber'a olanlarla bir ilgisi olabilir mi? SG-5'in diğer üyelerinin gösterdiği aynı belirtileri bakılırsa, kesinlikle.
On a repéré le véhicule que vous recherchez.
Barber sizinkilerin sabah yaptığı uyarıya uyan bir araç buldu.
J'ai pas l'habitude de barber en public, je pute sur pas mal de beaux.
Kalabalık önünde'kovuşmayı'pek beceremem. Kerimelerin çoğunu yanlış teyakkuz ediyorum.
Quand Pokey Barber a eu ses emmerdes, Le shérif a dû se pointer chez lui pour lui remettre les papiers.
Pokey Barber'a babalık davası açıldığında şerif kendisi gelip kağıtları ona vermişti.
Jennifer Anderson et Jamie Barber.
Jennifer Anderson ile Jamie Barber.
Zut! Je les ai toutes utilisées en regardant'Barber Shop 9'.
Hepsini "Barbershop 9" izlerken kullanmıştım.
Mais il n'y a aucune comparaison avec "Le coiffeur..."!
Ama "Barber..." ile bir benzerliği yok!
Nous vous invitons à voir des photos de Tony Jacklin, Anthony Barber, Edgar Allan Poe,
Sizi fotolarına bakmaya davet ediyoruz :
il est mort?
- Diğer adam, Barber, öldü mü?
Ça commence à me barber.
- Sanırım bundan sıkılmaya başladım.
- Barber.
- Sembol bir kodlandı.
- Nous avons fait un pari. J'ai perdu. Quand vous y serez, donnez ça à Daniel, d'accord?
- Barber.
Barber.
Barber!