English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Fransızca → Türkçe / Baseball

Baseball Çeviri Türkçe

2,427 parallel translation
Tu aimes le baseball?
Beyzbol sever misin?
Vous aimez le baseball?
Beyzbol sever misin?
Tu veux parler de prises mortelles, parlons d'attraper le SIDA ou une balle de baseball lancé par un lanceur super connu Randy Johnson
Ölümcül Yakalanma'dan mı bahsetmek istiyorsun? Hadi AIDS'e yakalanmaktan bahsedelim.
Qu'est ce que vous pensez d'une émission avec Randy Johnson lançant des balles de baseball couvertes de SIDA sur les gens
Randy Johnson'ın, AIDS kaplı baseball... topları fırlattığı bir TV şovu nasıl olur?
- Et du jeu de cartes du bicentenaire vers la cage géante avec les ballons de plage, à côté des battes de baseball et des petites voitures.
- Evet, onların ve iskambil kâğıtlarının üstünde ve koca kafesle plaj topunun çaprazında Wiffle sopalarının ve oyuncak arabaların hemen dibinde.
Ce sont les World Series ( baseball ).
- Bu Dünya Serisi.
Oh, tu as été joueur de baseball finalement.
Sonunda beyzbol oyuncusu olmayı başardın demek.
Je ne sais pas quel est l'équivalent canadien du baseball, mais ceci est un "home run".
Kanada'da beyzbola benzer ne var bilmiyorum ama bu bir tam sayı *.
- Nous avons le baseball.
- Bizde de var beyzbol.
Quand vous voulez répondre "oui", penser à lancer une balle de baseball.
"Evet" demek istediğinizde bir beyzbol topunu fırlattığınızı düşünün.
Fêtes, meetings, matchs de baseball... Vous vous regardez à peine. Très bien.
Ev partileri, belediye toplantıları, beysbol oyunları derken birbirinize zar zor bakıyorsunuz.
Ils arnaquent. Ils ne battent pas les gens avec des battes de baseball.
İnsanları beyzbol sopalarıyla dövmezler.
Je suis un joueur de baseball, mais je ne suis pas un bourrin...
Tamam bendim de, beyzbol oyuncusuyum ama aptal sporcunun teki değilim.
Un grand du baseball, Kenny Powers, a péri dans un terrible accident.
Beyzbol'un önde gelen isimlerinden Kenny Powers korkunç bir araba kazasında can verdi.
Un grand trophée du meilleur joueur de baseball.
Beyzbolun Heisman kupası. Çok büyük bir olay.
Sauf le baseball, le football, le tennis, le NASCAR et le hockey.
Beyzbol, amerikan futbolu, tenis, futbol, NASCAR ve hokey dışında.
Vous aimez pas le baseball?
Ne, sen beyzbolcu değil misin?
Le baseball est un jeu de réflexion.
Beyzbol, düşünen adamların oyunudur.
Je connais un gars qui a son propre terrain de baseball.
Wiffle Ball stadyumu olanını biliyorum.
Aujourd'hui il a un terrain de baseball comme jardin.
Şimdi ise bahçesinde Wiffle Ball stadyumu var.
Mon père est recruteur de baseball.
Beyler, babam beyzbolda yetenek avcısıdır.
Il n'y a qu'un recruteur dans tout le baseball qui n'utilise pas cette technologie.
Aslında, bütün kurumda belki de bütün beyzbolda sadece bir tek yetenek avcısı var, o da bu teknolojiyi kullanmıyor.
Le type qui se sert d'ordinateurs comprend rien au baseball.
Bilgisayar kullanan her kimse bu oyundan bir halt anlamaz.
On pense baseball.
Beyzbol düşünelim, olmaz mı?
On est là pour le baseball. Pas pour Parler.
Buraya beyzbol izlemeye geldik.
Mais ici, il n'y a ni télé ni baseball, juste toi et moi.
Ama televizyon yok, oynanan maç yok, yani... - Sadece ikimiz varız.
Tu n'aimes pas le baseball.
- Beyzbolu sevmiyorsun bile.
J'adore le baseball.
- Beyzbola bayılıyorum.
Passer mon temps avec mon père, regarder du baseball. Manger gras, jouer au billard, me coucher tard. C'était ça, le premier rang.
Babamla her ânımı beyzbol izleyerek geçirmek vücudum için zararlı olan yiyecekler yemek bilardo oynamak, geç saatlere kadar uyanık kalmak, en marjinal şeylerdi.
Mes ovaires sont de la taille d'une balle de baseball.
Yumurtalıklarım, beyzbol topu büyüklüğünde.
T'as arrêté le baseball.
Sen beysbolu bıraktın.
- Bay jouait au baseball?
- Bay beysbol mu oynadı?
- Non, un stade de baseball.
- Hayır, beyzbol sahasında.
- Oh, tu t'y connais en baseball?
- Hadi ya. Beyzboldan anlar mısın? - Evet, anlarım.
- C'est comme ça qu'on joue au baseball.
- Senden bu kadar olur.
Je tuerai pour pouvoir être frappé par une balle de baseball dans le périnée.
Bugün kasıklarıma beysbol topu gelmesi için neler vermezdim.
Parlons de baseball.
Hadi beysboldan konuşalım.
J'adore le baseball.
Beysbolu severim.
C'est la St Valentin, et j'ai rendez-vous avec quelques balles de baseball!
Bugün sevgililer günü, randevum ise beyzbol toplarıyla!
Un blanc, une veste et une casquette de baseball.
Beyaz tenli, montlu, beysbol şapkalı.
le receveur au baseball?
Kanka neden her beysbol oyununda ben yakalayıcı oluyorum?
Joueur professionnel de baseball.
Profesyonel beyzbolcuyum.
Il n'y a rien dans la mallette à part des stylos de golf et des cartes de baseball, et des slim Jim dare.
Evrak çantasında hiç bir şey yok ki ufak kalem, beyzbol kartları ve kurutulmuş et haricinde.
C'est Terry. La poupée unisexe que j'avais enfant. Et il / elle a son gant de baseball et son bébé.
Bu Terry, çocukken bende olan cinsiyeti olmayan bebek ve onun beysbol eldiveni ve bebeği var ve iki cinsiyet organı seti!
Suis-je au moins dans le stade de baseball?
Kabaca da olsa benzememiş mi?
on ne pleure pas au baseball ou ballet.
Baseball'da kimse ağlamıyor ama veya balede.
C'est du baseball.
Beyzbol bu yahu.
Pourquoi pas une balle de SIDA lancé par Randy Johnson?
veya Randy Johnson'ın attığı baseball topundan, yada Randy Johnson'ın attığı AIDS'li baseball topundan.
Toi, tu t'occupes de baseball.
Beyzbolun hakkında endişeleniyorsun sen.
Vous aimez le baseball?
Beysbolu sever misin?
Avec une bate de baseball, ou va-t-il se cacher sous les couvertures avec toi?
Bilmiyorum, iyi bir soru.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]