Translate.vc / Fransızca → Türkçe / Benefit
Benefit Çeviri Türkçe
49 parallel translation
Pacific Benefit Life. Inspection d'assurances.
Pasifik Sigorta Şirketi.
Pacific Benefit Life!
Pasifik Sigorta Şirketi!
Un matin, il y a trois ans, je me rendais à un meeting à la Mutual Benefit, Wilshire Bvd, sur le "Miracle Mile".
Yaklaşık üç yıl önce bir sabah, bir toplantıya gidiyordum. Toplantı, Miracle Mile'da Wilshire caddesindeki Ortak Yararlar binasındaydı.
Tant de mondes pourraient profiter de mes connaissances.
Entire worlds can benefit from my knowledge and experience.
"Great Benefit", vous connaissez?
Great Benefit. Onları duymuşsundur.
Tu vas engager des poursuites contre Great Benefit signées par moi.
Yapmanı istediğim, Great Benefit aleyhine bir dava dosyası hazırlayıp, üstüne ismimi yazman olacak.
Je vous représente contre Great Benefit.
Hatırladınız mı? Great Benefit aleyhine olan davanıza bakıyorum.
Great Benefit a refusé la prise en charge en août dernier, au moment du diagnostic.
Great Benefit ilk olarak geçen Ağustos ayında Donny Ray'e teşhis konulduğunda sigorta ödemesini reddetti.
On va débouter Great Benefit de sa fin de non-recevoir.
Great Benefit'in teklifini reddetmek amacıyla kapışacağız.
Je viens pour l'audience. Black contre Great Benefit.
Black-Great Benefit duruşması için buradayım.
Si ce jeune homme a été reçu au Barreau, laissez-le plaider.
Great Benefit'in avukatıyım, ve diyorum ki eğer bu genç adam baro sınavını geçtiyse, Sayın Yargıç, davaya müdahil olmasına izin verelim.
Je mets toujours dans le mille, et j'ai dit à mon client, Great Benefit, que cette fois, les frais seraient colossaux.
Dart tahtasının merkezine çok yakın atış yapabilirim, ve müvekkillerim olan Great Benefit'e dedim ki, bu davadaki masraflar tek başına büyük bir miktar tutacaktır.
Je ne peux pas le savoir!
Great Benefit davasında kendi yerine kimi atadı. Bunu nasıl bilebilirim ki?
Je représente. Great Benefit, et je suis navré, vraiment, d'être ici dans ces circonstances.
Great Benefit'i, temsil ediyorum ve gerçekten de çok üzgünüm... bu koşullar altında, burada olmaktan dolayı çok üzgünüm.
Bravo, M. Lufkin, d'avoir... par miracle, survécu au carnage perpétré par Great Benefit.
Tebrikler... Bay Lufkin Great Benefit'te son zamanlardaki kıyımdan, mucizevi kurtuluşunuzdan dolayı.
Je représente la mère du leucémique, mort parce que la Cie d'assurances a refusé de payer son opération.
Bakın, Great Benefit Sigorta Şirketi'nin ameliyat için gerekli parayı ödememesi nedeniyle oğlu lösemiden ölen, bayanın avukatlığını yapıyorum.
Mme Black, vous êtes la mère de Donny Ray Black, mort de leucémie myélogène parce que Great Benefit...
Bayan Black, siz Donny Ray Black'in annesisiniz, oğlunuz geçenlerde lösemiden vefat etmişti çünkü davalı taraf, Great Benefit...
" Great Benefit, 7 juillet 1996.
Great Benefit. 7 Temmuz 1996.
Pourquoi exiger de Great Benefit 10 millions de $?
Bayan Black, neden Great Benefit'i 10 Milyon Dolar'lık istemle dava ettiniz?
Vous êtes vice-président des prises en charge.
Great Benefit'te Başkan Yardımcısı konumundasınız, değil mi? Evet.
Quand a-t-elle quitté Great Benefit?
Ne zaman Great Benefit'te çalışmayı bıraktı?
Combien de temps avez-vous travaillé pour Great Benefit?
Bayan Lemancyzk, Great Benefit için ne kadar çalıştınız?
C'est le manuel des prises en charge.
Evet. Great Benefit Şirketi'nin Hakedişler Kılavuzu.
J'aurais dû être couverte par Great Benefit, qui, bien sûr, récuse ma prise en charge.
Great Benefit'teki grup poliçem ile masrafların karşılanması gerekirdi, ama tabii ki onlar bunu reddediyorlar.
À cause de griefs envers eux?
Great Benefit'e karşı kızgın olmanız mı? Bayan Lemancyzk?
Je hais Great Benefit, et toute la vermine qui y travaille.
Great Benefit'ten nefret ediyorum ve de orada çalışan bir sürü aşağılık kişiden.
Tant que j'ai couché avec certains dirigeants de Great Benefit, j'ai été augmentée et j'ai eu de l'avancement.
Great Benefit'teki bazı yöneticilerle bir ilişki yaşadığım sürece maaşım artırıldı, ve terfi ettirildim.
En tant qu'employée, vous avez promis de ne dévoiler aucun dossier confidentiel.
Great Benefit'in bir çalışanı olarak, gizli kişisel sigorta bilgilerini ifşa etmeyeceğinize dair bir vaatte bulunmuştunuz.
En fait, vous en vouliez à la Cie et à M. Lufkin.
Gerçekte, Great Benefit ve Bay Lufkin'e karşı çok kızgındınız, değil mi?
Cette brochure Great Benefit... C'est vous?
Bay Keeley, bu Great Benefit broşüründeki, siz misiniz?
Nous parlions du manuel des prises en charge.
Great Benefit'in Sigorta Ödentileri Kılavuzu hakkında konuşmak üzereydik.
Est-ce un manuel Great Benefit complet?
Great Benefit'in tam ve eksiksiz kılavuzu mu, efendim?
Great Benefit comptait-elle en 1995?
Evet. Pekala, Bay Keeley, 1995 yılında Great Benefit'te kaç poliçe vardı?
Un rapport de la commission médicale de Great Benefit.
Bu, Great Benefit'in sağlık komitesine ait bir rapordur.
C'est un rapport de la commission médicale de Great Benefit.
Bay Keeley, bu başkanlığını yürüttüğünüz Great Benefit
"Great Benefit aurait financièrement intérêt " à investir dans ce type de cliniques. "
Great Benefit, kemik iliği kliniklerine yatırım yapmak üzere finansal olarak hazırlanmalıdır. "
Le maître-mot de la Cie, non?
Great Benefit'le ilgili olanların hepsi bu, değil mi?
Great Benefit ne m'a pas pris en charge.
Great Benefit Sigorta talebimizi geri çevirmişti. Haydi. Tamam.
Si vous ne punissez pas Great Benefit, vous serez peut-être sa prochaine victime.
Eğer Great Benefit'i cezalandırmazsanız... sonraki kurbanları siz olabilirsiniz.
"M. Keeley, PDG de la Cie Great Benefit, " a été arrêté à Kennedy Airport, " alors qu'il embarquait pour Londres.
" Bay Wilfred Keeley, Great Benefit CEO'su, dün öğleden sonra JFK'den, Heatrow'a kalkan bir uçağa bindikten hemen sonra gözaltına alındı.
À 1 7 h, Great Benefit a déposé son bilan devant le tribunal de Cleveland.
Bugün Saat 17 : 00'de, Cleveland Federal Mahkemesi'nde sigorta şirketi Great Benefit'e iflas istemiyle dava açıldı.
De nombreux États enquêtent sur la Cie, et des procès s'ensuivront.
Pekçok eyalet şu an Great Benefit'i inceliyor, ve birçok dava dosyası mahkemelerde açıldı.
Great Benefit est une machine à sous qui ne paie jamais.
Great Benefit aynen, hiç ödeme yapmayan bir kumar makinesiydi.
Great Benefit a le ventre en l'air.
Great Benefit iflas etti.
J'ai quelqu'un qui a retrouvé le coordinateur de l'évènement au Continental Benefit Auctions, pour avoir le nom et les contacts.
Satın alan ismi ve ulaşım bilgilerini almak için Kıtasal Yardım Müzayedelerindeki... -... etkinlik koordinatörüne ulaşıyorum.
Tinley Britt, et conseil de Great Benefit.
Tinley-Brit Hukuk Bürosu
C'est le siège de Great Benefit.
Great Benefit'in ana merkezi orada.
Tas le PDG de Benefit, demain.
Yarın Great Benefit'in CEO'su ile görüşmen var.