Translate.vc / Fransızca → Türkçe / Bernadette
Bernadette Çeviri Türkçe
592 parallel translation
Henriette de la Croix s'appellera désormais sœur Marie Bernadette,
Henrietta de la Croix Rahibe Marie Bernadette olarak tanınacak.
C'est envoûtement! Bernadette Soubirous!
Adamı avucumun içine aldım.
Ils se vont coucher tout de suite, madame. - Bernadette.
Şimdi gidiyorlar.
Bernadette, sortez.
- Bernadette, dışarı çıkın!
Bernadette!
Bernadette!
Sonnette.
- Bernadette!
Oh, Bernadette!
Bernadette! ...
Oui, bien sur. Merci, Bernadette.
Teşekkür ederim, Bernadette.
Cher baron,.. .. en partant, Bernadette.. .. s'est trompee de valise.
Sevgili Baron, Bernadette giderken çantaları karıştırmış.
Merci. La valise de Mlle Bernadette?
Baron, Bayan Bernadette'in çantasını almamı istedi.
Soutien-gorge de Bernadette!
Bernadette'in sutyeniydi!
La bonne? Que j'ai renvoyee.
- Bernadette, hizmetçinizdi.
Tais-toi! Bernadette l'a rapportee,..
Diyorum ki, Bernadette çantanı getirdi!
Euh, baron? Bernadette est la?
Bernadette orada mı acaba?
Si c'est encore celle de Bernadette,..
Eğer, yine Bernadette'in çantasıysa, hiç bir şey söylemeyin.
Ça, c'était Bernadette.
Sen Bernadette Paccard ile karıştırdın beni.
Bernadette O'Hara, sais-tu l'heure qu'il est?
Bernadette O'Hara, saatin kaç olduğundan haberin var mı?
Tu sais, Bernadette, si toi et les autres membres de ce Top Dix passaient à étudier la moitié du temps que vous passez dans cette auberge, vous pourriez tous être à Harvard demain.
Biliyormusun Bernadette, eğer sen ve şu meşhur ilk on'un diğer üyeleri şu mekanda harcadığınız zamanın yarısını kitaplarınızın başında geçirseniz, ileride hepiniz Harvard'a gidebilirdiniz.
Étienne, tu sais bien que Bernadette sera là d'une minute à l'autre.
Etienne, biliyorsun ki Bernadette her an burada olabilir.
- Où est Bernadette?
- Bernadette nerede?
Je constate que Bernadette O'Har est également en retard.
Görüyorum ki Bernadette O'Hara da geç kalmış durumda.
Trop bête que Bernadette ne soit pas là pour te voir gagner.
Ne yazık ki Bernadette burada olup senin kazanmanı göremedi.
Pas étonnant que Bernadette l'ait largué.
Bernadette'in çekip gitmesine şaşmamalı.
Peut-être étiez-vous inquiètes à propos de Bernadette.
Belki de Bernadette'i merak ettiniz.
Cette pauvre petite Bernadette?
Ne olmuş zavallı küçük Bernadette'e?
Je ne voudrais pas vous alarmer inutilement, mais nous n'avons toujours aucune nouvelle de Bernadette.
Sizi gereğinden fazla endişelendirmek istemem, ama hala Bernadette ile ilgili bir haber yok.
Alfred, Steve, Greg, Bernadette et Étienne.
Alfred, Steve, Greg, Bernadette, Etienne.
Bernadette O'Hara, Étienne Vercours, Steve Maxwell,
Bernadette O'Hara, Etienne Vercours, Steve Maxwell,
Tu te souviens, comment il nous a bernées avec Bernadette?
Bernadette ile bizi nasıl kandırmıştı hatırlıyor musun?
De Ste Bernadette, à Redondo Beach.
Redondo sahilindeki St. Bernadette.
Mickey Gagnon, de Ste Bernadette!
St. Bernadette'teki Mickey Gagnon.
- Oui, le prêtre de Ste Bernadette.
St. Bernadette'deki papaz.
Désolé, Bernadette, mais il fait une pollination extrêmement délicate.
Üzgünüm, Bernadette, Ama Barney şu anda son derece hassas çapraz tozlaşmanın ortasında
Pas de photos dans le labo.
Laboraturarda resim yasak, Bernadette.
Bernadette, on s'en va en classe.
Bernadette, sınıfa doğru gidiyoruz.
- C'est assez pour l'instant, Bernadette.
- Şimdilik bu kadar yeter, Bernadette.
- Salut, Bernadette.
- Selam, Bernadette.
Bernadette, tu ne connais rien aux sciences.
Bernadette, bilim hakkında birşey bilmiyorsun. Yani...
Bernadette...
Bernadette...
Que se passe-t-il entre toi et Bernadette?
Sen ve Bernadette'nin hikayesi ne?
Toi et Bernadette, hein?
Sen ve Bernadette, ha?
Je voulais sortir avec Bernadette.
Bugece Bernadette ile dışarıya çıkmayı planlıyordum.
Tu peux sortir avec Bernadette n'importe quand.
Bak, Bernadette ile herhangibir zaman dışarı çıkabilirsin.
Allons, Bernadette, juste cette fois-ci.
Hadi, Bernadette, Sadece bir kerelik.
Puis-je parler à Bernadette?
Bernadette ile konuşabilirmiyim, lütfen?
- Bernadette, je suis désolé.
- Bernadette, Üzgünüm.
Bernadette, s'il te plaît, ne sois pas fâchée.
Bernadette, lütfen, benimle dalga geçme.
Votre présidente de promotion, Bernadette Holland, est sur le point de révéler le nom du roi et de la reine du bal.
Sınıf başkanınız, Bernadette Holland, balonun kralı ve kraliçesini açıklayacak.
- Merci, Bernadette.
- Teşekkürler, Bernadette.
Je rends celle de la bonne.
Ona Bernadette'in çantasını vereceğim.
- -- Bernadette!
Bernadette!