Translate.vc / Fransızca → Türkçe / Bite
Bite Çeviri Türkçe
5,097 parallel translation
Ta bite est dure?
Sikin sertleşti mi?
- Tu étais gênée? Tu écris à propos d'un calcul rénal que tu as sorti de la bite d'un Juif porto-ricain en le suçant, et tu es gênée?
Porto Riko'lu bir Yahudi'nin siki böbrek taşı çıkarmak hakkında yazıyorsun ve utandın mı?
Quand un homme se fait baiser, il veut savoir par quelle bite.
Bir adam sikildiği zaman götüne kimin siki girdiğini bilmek ister.
Messieurs, c'est l'heure de la bite.
Beyler, şuan saat t * şağı y * rak geçiyor.
Harry, dit lui, j'ai ma bite sortie prête pour elle.
Harry, y * rağımı onun için hazırlağımı söyle.
Tu vois, c'est pas la bite, c'est les poils, mec, ça te met en flip total.
Biliyor musun, yarak değil... bıyık adamım, insanı ürkütüyor.
Avec l'air que vous avez, ils vont sortir avec leurs petits zobs, leurs petits zobs roses, comme une petite bite de bébé.
Çok yakından bakıyorsun, dışarı çıkacaklar, dışarı çık seni küçük pembe top orda olduğunu biliyorum, küçük pembe top, yavru köpek pipisi seni.
Tu sais, quand j'ai le pied engourdi... ma bite s'engourdit.
Biliyor musun, ne zamana ayağın uyuyor? Sikim uykuda.
Faut que je ranime cette bite.
Bu siki kaldırmalıyım.
- Ranime-moi cette bite, bébé.
- Sikimi kaldır. Bebek.
Mary, je t'en prie, ma bite est endormie.
Mary, lütfen, sikim uyuyor.
Ma gaule avait foutu le camp, ma bite était devenue minuscule.
- Aletim inmişti. Minik bamya gibi olmuştu.
Il va falloir que je recommence à zéro, que je cherche une nouvelle bite.
Başka birisini yakından tanıma sürecini baştan alacağım yine.
"Tête de bite" et "lever de soleil".
"amcık surat" ve "gün doğumu".
Ta grosse bite est trop bonne à sucer.
Kocaman sikin ağzımdayken çok zevk alıyorum.
Dites-lui que sa bite est trop bonne et...
Tamam, harika. Sürekli sikinin ne kadar iyi olduğundan onu ne kadar çok istediğinden bahset...
Que sa bite est phénoménale.
Ona beni siken en büyük sik olduğunu söyle.
"Crache sur ma bite"
Çüküme tükür.
Il ne va pas sortir sa bite?
Sikini çıkarmayacak değil mi?
J'aime l'improvisation, le truc de la bite en verre.
Doğaçlama cam sik olayını beğendim.
Je vais sucer ta grosse bite de noir.
Senin koca siyah sikini yalarım.
Comment tu sais que j'ai une grosse bite de noir?
Benim koca siyah sikimi nereden biliyorsun?
C'est une bite noire.
Siyah bir saat.
Une grosse bite noire.
Büyük siyah sik.
Comment tu fais pour tout ramener à ta bite?
Bu konuyu nasıl kendi Sikine çevirmeyi başardın?
Elle est défoncé et chaude et ne réclame que la bite de papa. "
" Kafası güzel, azgın ve babasının sikini istiyor.
Et vous venez de dire "Bite"?
ve bir de "dong" mu?
- Il l'est. Lubrifier, jaloux partout sur sa bite.
- O KY kıskançlığını aletinin her yerine sürüyor.
Yo, ma bite pue!
Yo, aletim kokuyor!
Il a la bite qui pue.
Kokmuş bir aleti var.
Pour info, je n'ai pas la bite qui pue.
Ayrıca belirtmek isterim ki, Kokmuş bir aletim yok benim.
Je parie qu'il est ici tel une bite à miel, juste au cas où je suis gay, mais je ne le suis pas, mais si je l'étais, je laurais vu venir à des kilomètres.
Bahse varım onu bal kamışı tuzağı ile buraya getirdin. Her ihtimale karşı gay olsam, ki değilim, ama olsaydım, bir mil öteden onun geldiğini görürdüm.
- et je ne suis pas une bite à miel.
- ve ben de onu ballı pipi tuzağına getirmiyordum.
Bite-à-bite.
Alet alete.
C'était une bite à miel.
Lanet olası bal kamışı tuzağı kurdu bana.
- Moi par exemple si je te dis que tu as une petite bite... - Quoi? - Arrêtez ça suffit!
- Sana küçük bir pipin var deseydim...
Tu me manipules sacrément, le bleu-bite.
Ama biliyor musun. Bana patronluk taslıyorsun, ufaklık.
J'étais bleu-bite à l'armée, il y a vingt ans.
Kolya, "ufaklık" 20 yıl önce askerde kaldı.
Viens, petite bite.
Hadi bakalım seni bücür.
C'est un bleu bite de seconde.
- Bir O.D.A salağı ve aptal bir çaylak.
Vous avez fini de vous sucer la bite les tapettes?
Eğer siz iki ibnenin birbirinizin siklerini yalamanız bittiyse...
Tu espères que je commence à te rassurer sur la taille de ta bite?
Sikinin boyutunu anlatarak başlamamı ister misin?
Si elle avait eu une bite, on l'aurait probablement fait.
Siki olsaydı eğer, alırdık da.
Et pourtant, cela envoie un message très fort et très clair à mes collègues que ce mec pourrait faire du rock avec sa bite hors de son froc.
Yine de, iş arkadaşlarıma bu herifin sikiyle rock yapacağına dair çok güçlü mesajlar veriyor.
Si ta bite n'est qu'un organe atrophié?
Çükün işlevini kaybetmişse ne olacak peki?
Et si je porte une cage à bite?
- Hoşuma gitti.
Il se sentirait piégé parce qu'il aurait sa cage à bite.
Kendini hapsedilmiş hissediyor çünkü kendi sik kafesinin içinde. Niye?
Ta bite...
Sikin iyiymiş.
Donc tu penses que tu as un joujou magique entre tes jambes, mais quand je déposerai ma bite... mes lèvr... mais posant mes lèvres sur cette bite en verre, c'est ça le problème.
Bacaklarının arasında büyü olduğunu Düşündüğünü biliyorum. Ama ben sikimi..
Petite bite!
Pekala cüce.
Même Danko pourrait être dans sa cage à bite.
- Danko da ondan kullanıyor olabilir.