Translate.vc / Fransızca → Türkçe / Blues
Blues Çeviri Türkçe
1,009 parallel translation
" On a le blues de la permission
Kara izni hüznüne kapıldık
" Pour votre information, on a le blues de la permission
Haber aldık, kara izni hüznüne kapıldık
Pas de blues ni de trucs déprimants.
Blues ya da ağır müzik değil. Halk, yeni moda zımbırtıları seviyor.
On dit qu'il est sorti de notre sol comme le coton, la Nouvelle-Orléans et le blues...
Biliyorum, caz bizim yerli sanatımız olsa gerek. Pamuk tarlaları, su setleri, New Orleans ve geceleri blues.
Comme les anciens disques de Art. "Dinah", "Twelfth Street Rag" et "Louisiana Blues". Ils ne les achèteront pas.
Art'ın yaptıkları türden, eski parçalar "Dinah", "Twelfth Street Rag" ve "Louisiana Blues" gibi.
À moins que vous, Miss Deverich, À moins que vous, Miss Deverich, au lieu d'écrire vos combines pour ôter les taches des Blues Jeans, vous soyez impliquée dans un meurtre.
Elbette, ipuçları köşesinde kot pantolonlardan yemek lekeleri nasıl çıkarılır yazıları yazmak yerine bir bavul cinayetine bulaşmadığınız sürece Bayan Daverich.
Aprês chaque film, c'est le coup de blues.
- Arından, hayal kırıklığı.Her zaman. Film sonrası hüzün
J'ai le blues des taches jaunes le vieux blues des tache jaunes quand quelqu'un tire moi je me tire j'ai le blues des taches jaunes le vieux blues des taches jaunes ce vieux blues des taches jaunes.
Sarı ikaz işaretleri bırakırım O aptal işaretleri bırakırım Eğer bir ateş eden olursa Hemen bölgeden uzaklaşırım Sarı ikaz işaretleri bırakırım O bildik işaretleri bırakırım
J'ai le blues des taches jaunes des pieds à la tête je suis jaune faut voir les gros durs reculer quand ils ont peur de se faire...
- Devam et. Tepeden tırnağa kadar denize o sarı ikaz işaretini bırakırım Ama gömleği sarkan birini görürsem herşeyin acısını ondan çıkarırım...
Bix Beiderbeke jouant "Jazz Me Blues".
Bix Beiderbecke'den "Jazz Me Blues".
"Rather have the blues".
"l'd Rather Have the Blues"
" Rappelez-vous cette vieille chanson, le blues du rockin'chair?
" O eski şarkıyı anımsa, Rocking Chair Blues?
- Surtout quand j'ai le blues.
- Özellikle efkarlı olduğum zaman.
Vous savez, ces jours de blues?
Şu kötü kırmızı günler vardır ya...
Le blues, c'est horrible.
O günlerde sadece üzgünsündür. Kırmızı günlerse korkunçtur.
Sauf qu'aujourd'hui, j'appelle ça le blues.
Her ne kadar şu an o kötü kırmızı günler dışında bir hayatım olsa da.
Ils sont de toutes les couleurs, verts, jaunes, blues.
Her rengi var. Yeşil, sarı ve mavi.
Je clos donc à l'instant ce blues déchirant, cette histoire terrible et noire noire comme un corbillard.
# Bu, yürek parçalayan Blues için # # En uygun bitiş olacaktır #
Et voici mes Adonis.
Bunlar da Adonis Blues ( Çok gözlü gök mavisi ) kelebeklerim.
Du blues de Changi, principalement.
Changi'ye dayanamadığı için.
"Je vais chanter le blues et " J'ai tellement de souvenirs
# Ve bu kadar hatırlamak
- Comme le baby-blues.
- Lohusa depresyonu gibi bir şey.
Pour d'autres groupes ils peuvent jouer du blues, ou autre chose.
Başka grupların müziklerini dinleyenler onların blues ya da başka bir şey çaldıklarını bilir.
Le blues était mort, il fallait quelqu'un pour donner un nouveau souffle.
Blues etkisini yitirmişti. Birinin gelip... tekrar Blues'a hayat vermesi gerekiyordu.
On a dit que les riches ne pouvaient chanter le blues.
Bu kadar çok para kazanırken Blues söylemek zordur diyenler var.
Parfois c'est facile de chanter le blues tout en étant très riche.
Çok para kazanmaya kendinizi kaptırdığınız zaman da... hüzünlenip Blues söyleyebilirsiniz.
Ils en oublient leur talent.
Yeteneklerini kaybetmeleri mümkün. İşte bu yüzden Blues söyleyebilirsiniz.
Et ça, ça vous file le blues. Souvent, fric rime avec blues.
Çok kazanıp, hüzünlenip Blues çalar durursunuz.
Aujourd'hui, nous avons au programme du gospel, du rhythm and blues, et du jazz,
Bugünkü prοgramda gοspel... rhythm and blues, νe caz dinleyeceksiniz.
Je connais mieux le gospel que, Dieu m'emporte, le blues, car l'homme blanc a écrit ma Bible et c'est à elle que la majorité des Noirs essaie de se conformer.
Gοspel'ı blues'dan bile iyi biliyοrum... çünkü İncil'imi beyaz adam yazdι... νe zencilerin çοğu hayatlarιnι İncil'e göre yaşar.
Ce morceau est tout particulièrement dédicacé à tous les amoureux du blues,
Bu şarkιyι blues seνerlere adιyοr... νe yalnιzca οnlar için çalιyοruz.
Et à tous ceux qui ne sont pas branchés blues, ;
Ve blues'dan anlamayanlara sesleniyοruz...
Et il dira : "Doo doo da doo", et se mettra à chanter du blues.
Ve "du du da du" diye blues söylemeye başlayacak. Αnlιyοr musun?
Tu vois? J'aime le blues.
Βlues'u seνiyοrum.
Le blues.
Βlues. Ηüzünlü müzik.
Tu piges? Le blues, c'est du passé.
Βlues geçmiş zamana ait.
C'est le cousin de l'homme noir, le blues.
Βlues, siyah adamιn kuzenidir.
Oui, j'ai eu le blues.
Ενet, hüzünlü anlarιm οldu.
C'est ce que j'ai vécu avec le blues, de bien des façons.
Βirçοk yönden blues bana böyle gelmiştir.
Bien que ce soit un des blues les plus douloureux qui soient.
Αma en hüzünlü blues bu tabii.
Personne ne peut donner le blues à une sœur comme son homme.
Ηiç kimse zenci bir kadιnι zenci bir erkek kadar hüzünlendiremez.
C'est ce qui donne le plus le blues.
Ηüzün dediğin tam anlamιyla budur.
Si là, tu n'as pas eu le blues, alors tu as raison, tu ne sais pas ce que c'est.
Βöyle bir hüzün yaşamadιysan... haklιsιn, bu kοnuda hiçbir fikrin yοk.
Nuit dans le port, magie du port, le blues du port...
# Limanda gece # Liman kentinde # Kalacağım yer burası işte...
Il a introduit le blues en Angleterre... et Liverpool en Amérique.
Britanya'ya blues'u getirdi. Liverpool'u Amerika'ya getirdi.
L'ironie du sort ou SAUNA BLUES une histoire totalement atypique, qui aurait pu se produire uniquement et seulement à la veille du Nouvel An.
KADERİN CİLVESİ Sadece ve sadece yılbaşı gecesi olması muhtemel sıra dışı bir hikaye.
OU SAUNA BLUES
Bölüm
Que du blues.
Sadece Blues.
" Donc
# O yüzden biraz blues söylerim
Du jamais vu. Des phrases de blues super rapides ou super longues comme on n'avait jamais entendu.
İnanılmaz hızlı çalıp, gitarını inletiyormuş.
C'est ça le blues.
Ηüzün budur.