English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Fransızca → Türkçe / Bray

Bray Çeviri Türkçe

195 parallel translation
Une lettre de la directrice Miss Bray pour Mr Clayton.
Okul müdiresi Bayan Bray'in, Bay Clayton için bir mektubu var da.
Sir Hilary Brait, le Basilic Noir du Collège... a répondu à Gumbold, lui suggérant de rencontrer Bleuchamp en personne.
Sör Hilary Bray, Gumbold'a cevabında Bleuchamp ile yüz yüze buluşma isteğini belirtti.
- Hilary Brait.
Sör Hilary Bray, lütfen.
- Sir Hilary Brait, Baronet?
- Baronet Sör Hilary Bray?
Joseph, Sir Hilary Brait prendra le numéro quatre.
Josef, Sör Hilary Bray dört numarayı alacak.
Mesdames, Voici Sir Hilary Brait, Baronet.
Bayanlar, bu Baronet Sör Hilary Bray.
Je suis Sir Hilary Brait.
- Adım Sör Hilary Bray.
Sir Hilary Brait l'aurait su.
Sör Hilary Bray bunu bilirdi.
Peut-être que c'était "Caitlin Bray", ou "Caitlin Bre" avec un "e".
Belki şöyle demeliydi, "Caitlin Bray" ya da "Caitlin Bre" tek "E." ile
Au N-E de Bray Road. ll y a une Esso à 5 km à l'extérieur de la ville.
- Bray Sokağı'nın kuzey doğusu. Bray için sola dönün. Solda bir Esso var.
Je l'ai récupéré dans un village près de Bray.
Onu bir köyde buldum.
L'endroit où votre père dort m'importe peu, Mlle Bray.
Babanızın nerede uyuyacağı bayan, benim derdim değil.
Un certain Bray.
Bray adında bir adam.
- Connaissez-vous Madeline Bray?
Madeline Bray'i tanıyor musunuz?
- La fille de Nigel Bray?
Nigel Bray'in kızı mı?
Bray me doit de l'argent.
Bray'in bana borcu var.
Je viens offrir de l'aide à l'objet de votre félonie, Madeline Bray.
İhanetinin mutsuz kuluna yardım etmeye geldim. - Madeline Bray.
S'il a raison, si vous avez perdu cet argent ainsi que celui de Bray, je ne vous donnerai pas mon argent.
Eğer parayı kaybettiğin doğruysa... ve Bray'in sana borçlu olduğu para, artık sende benim param yok demektir.
Combien c'est humiliant quand un professeur de braille... te dit qu'un jour, tout ça te paraîtra tout à fait naturel?
Bray öğretmeninin sana "bir gün bunlar doğal gelecek" demesinin ne kadar aşağılayıcı olduğunu?
Partez de deux rues d'ici vers Bonnie Bray et remontez vers le nord.
- Bonnie Brae'dan başlayın. - Sen yolun kuzeyinde çalış. - Tamam.
Tu devrais aller voir M. Bray.
Eric, Bay Bray'i görmelisin,
Je suis pas très chaud pour Bray.
Bay Bray'i tanımıyorum.
M. Bray, ma venue ici n'était pas une invitation à passer devant ma maison en voiture.
Eric, iyi şanslar. Bay Bray, buraya gelişim yine beni evime bırakmanıza davet etmek için değildi.
En 1994, le révérend Paul Hill tua par balle le Dr John Britton à l'extérieur de sa clinique d'avortement en Floride.
Paul Hill'in bir arkadaşı ve savunucusu olan Peder Michael Bray ile buluşacağım.
En 2003, Hill fut exécuté pour meurtre.
- Bay Bray? - Evet, efendim. - Merhaba.
La valeur que nous donnons à des êtres humains historiquement et heureusement vient des écriture, c'est qu'ils ont été créés à l'image de Dieu, et qu'ils sont ils ont une certaine sainteté à cause de cela.
tehlikeli bir psikopat gibi görünen... arkadaşı Rahip Paul Hill'in seçimini haklı çıkarması, yaptığının bir benzerine teşebbüs etmekten bile daha korkuç bir hatadır. Yine de Hill ve Bray gibi insanlar dünyayı bu şekilde görmüyor.
Pour la plupart des gens raisonnables, Bray, le collègue du pasteur Paul Hill, semble un dangereux psychopathe corrigeant ce qui lui semble mal en commettant un mal bien pire encore.
Onlar gerekçelerinin İncil'de olduğunu belirtiyorlar. Ve İncil'in Tanrı'nın kesin sözleri olduğunu belirterek, davranışlarına geçerlilik sağlıyolar.
Pourtant les gens comme Hill et Bray ne voient pas le monde de cette manière.
- Belli bir kutsal kitaba bağlı olmayan bizim gibi insanlar ; çekilen acıya üzülüyoruz.
Des gens comme Michael Bray sont un gros problème pour la moralité chrétienne.
Angilikan kilisesinde, kutsal kitap hakkındaki görüşler arasındaki farklılıklar nedeniyle acı bir kopuş, ayrılış yaşanmakta.
Parce que Robbie Turner est mort de septicémie à Bray-Dunes le 1er juin 1940, le dernier jour de l'évacuation.
Çünkü Robbie Turner, 1 Haziran 1940'ta tahliyenin son gününde Bray-Dunes'ta septisemiden öldü.
M. Bray est mon plus brillant étudiant boursier.
Yani kurban, yeni yürümeye başlamış dev bir çocuk mu?
Je regarde les restes encore et encore et je ne trouve pas la cause du décès. Sans la tête, on pourrait ne jamais découvrir la cause du décès. Et sans la cause du décès, c'est encore moins probable qu'on résolve ce crime.
Bay Bray, kendinizden 20 yaş büyük bir kadınla hiç cinsel ilişkiye girdiniz mi?
Je n'attends pas de quiconque d'être à la hauteur de Zack, M. Bray, mais c'est du très bon travail.
Boksör çatlağında, çok iyi iş çıkardın.
M. Bray, avez-vous déjà eu une relation sexuelle avec une femme de plus de 20 ans de plus que vous?
Bana ne getirdin, Hodgins? Bunu çözmeyi dene.
- Bringham. Alors, ça va?
- Bray, ne var ne yok?
"Gars", comme dans l'expression courante non relative au sexe ou se référant au sexe normalement associé au pénis, M. Bray?
"Adam", cinsel olarak belirsiz şehirli konuşma dili mi yoksa normal, penisi olan cinsiyet için mi?
Le Dr Hodgins et M. Bray m'ont appelée sitôt les objets découverts.
Dr. Hodgins ve Bay Bray parçaları bulduğunda, hemen beni aradı.
Ergo, c'est un cadavre russe. - Bravo, M. Bray.
Bu yüzden de maktul bir Rus.
- Et je ne dis pas souvent ergo.
Çok iyi, Bay Bray. Evet, pek fazla "bu yüzden" demem gerekmez de.
Il semble que M. Bray ait perdu sa bourse.
Bay Bray, bursunu kaybetmiş gözüküyor.
C'est malheureux que M. Bray perde sa bourse.
Bay Bray'in bursunun kesiliyor olması talihsiz bir durum.
Excellent travail, M. Bray.
Harika iş çıkardınız Bay Bray.
Mais M. Bray a peut-être trouvé autre chose dans les restes.
Belki Bay Bray, ceset üzerinde bir şeyler bulmuştur.
On est reconnaissants pour votre travail exceptionnel, M. Bray.
Olağanüstü bir iş başardın. Sana müteşekkiriz, Bay Bray.
Il nous faut encore toutes preuves photographiées et cataloguées... avant de les envoyer au bureau du procureur, M. Bray.
Federal Savcının ofisine gönderilmeden önce tüm kanıtların fotoğraflanması ve listelenmesi gerekiyor Bay Bray.
Je vais rencontré l'ami et défenseur de Paul Hill, le révérend Michael Bray.
bunu itiraf etmiş, soğuk kanlı bir katili savunuyordu?
- M. Bray? - Oui, monsieur. - Bonjour.
- Bir doktoru öldürdüğü kanıtlanan arkadaşınız Paul Hill, adaleti kendi elleriyle sağlamaya çalıştı değil mi?
- Heureux de vous recontrer monsieur. Michael Bray.
Paul Hill, kendi ifadesine göre ;
Stephen Weinberg - prix Nobel - physicien théorique emmerite - Weinberg disait " La religion est une insulte à la dignité humaine.
Michael Bray gibi insanlar hristiyan ahlakı için büyük bir problem.
{ \ pos ( 194,215 ) } Torture?
Bay Bray, en parlak burslu öğrencim.
Je ne suis pas folle.
Kimsenin, Zack'in standartlarına erişmesini beklemiyorum, Bay Bray ama bu son derece iyi bir iş.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]