English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Fransızca → Türkçe / Caine

Caine Çeviri Türkçe

860 parallel translation
- Le Caine est une vraie beauté.
- Caine gerçekten güzel gemi.
- Le Caine est de l'autre côté.
- Caine bir arkadaki gemi.
Le Caine n'est pas habitué à ça.
Bu gemi Caine'dir.
J'espère seulement que vous serez à la hauteur du Caine.
Umarım Caine'de çalışacak yeteneklere sahipsindir.
- Le Caine est une baignoire trouée.
- Caine, bir küvetten farksızdır.
Le USS Caine est un dragueur de mines.
Caine, bir mayın tarama gemisidir.
Maintenant que vous avez visité le Caine, vous l'appréciez un peu plus?
Caine'i yakından incelediğine göre artık sevmeye başladın mı?
On n'échappe pas au Caine.
Caine'den kurtuluş yoktur.
"Comprends bien sûr que les besoins du USS Caine ont la priorité."
"Caine'deki ihtiyaç açığı da en kısa sürede kapatılacaktır."
Vous préférez les services de l'amiral ou l'enfer du Caine?
Amiral gemisi mi, yoksa Caine cehennemi mi?
Le pont du Caine ressemble à un bazar de Singapour.
Caine berbat bir gemi. Güverteler Singapur çöplüğünü andırıyor.
En accord avec le Bureau du Personnel Naval, ordre 016021 de novembre 1943, je vous donne l'ordre de relever le commandant du USS Caine.
Donanma Personel Komutanlığının Kasım 1943 tarih ve 01602 1 sayılı, emri uyarınca Donanmaya ait - - Caine gemisinin komutanlığını, bu emri getiren subaya bırakacaksınız.
Je laisse une demi-heure de retard pour me rappeler l'équipage chaotique du Caine.
Caine'in miskin mürettebatını hatırlamam için bu yeterli olacaktır.
Le Caine va être le meilleur remorqueur de cible de la marine.
Caine, bu Donanmanın en hızlı hedef keşfi yapan gemisi olacak.
Plus personne n'écrira des romans sur le Caine.
Caine'de artık roman yazmayacaksınız.
"Dès arrivée, le commandant du USS Caine doit se rendre chez le commandant de la Frontière Maritime Ouest."
- Bu yüzden mi geri dönüyoruz? "Sefer sonunda Caine gemisi komutanının derhal - - Batı Denizleri Komutanlığı'na rapor vermesi gerekmektedir."
Il doute que le Caine puisse repartir au combat.
Komutanlık, geminin savaşa dönecek durumda olmadığını düşünüyordu.
Je lui ai dit que je ne pouvais retaper le Caine en une nuit.
Gemiyi bir gecede şekle sokmamı beklememelerini söyledim.
MESSAGE POUR LE CAINE. FORCE D'INVASION ZONE JACOB.
DMS CAINE'E. JACOB BÖLGESİNDE ÇIKARTMA BİRLİKLERİNE KATILIN.
Ce navire porte le nom d'Arthur wingate Caine, US Navy, mort de ses blessures au champ de bataille.
Bu gemi, adını Donanma Subayı Arthur Wingate Caine'den almıştır. Caine, göğüs göğüse savaşırken şehit düşmüştür.
Sur le Caine, il est bon de lire ça.
Caine'de bunu herkes bilmeli.
- Tu fuis le Caine?
- Yoksa Caine'den kaçıyor musun?
- Le Caine est une erreur flottante.
- Caine yüzen bir hata.
J'étais officier de communication à bord du Caine.
Ben de Caine'de görevliydim, muhabere subayı olarak.
Spécification : Steven Maryk, Lt. de réserve, servant à bord du USS Caine a, le 31 juillet 1944, relevé le capitaine Queeg de plein gré et sans autorisation.
Steven Maryk, Yüzbaşı, Birleşik Devletler Donanmasına ait Caine gemisinde görev yaparken, 31 Temmuz 1944, tarihinde Binbaşı Queeg'i bilerek ve isteyerek görevinden almıştır.
Etiez-vous officier de quart sur le DMS Caine, le 31 juillet?
31 Temmuz günü Caine gemisinin nöbetçi subayı siz miydiniz?
- Car il voulait retaper le Caine?
- Caine'i temizlediği için mi?
Quand le capitaine Queeg commandait le Caine, avez-vous remarqué chez lui des signes de folie?
Gemi Kaptan Queeg'in komutasındayken, onda herhangi bir delilik belirtisi gözlediniz mi?
A un moment, quand le Caine remorquait des cibles, êtes-vous passé sur votre propre câble?
Caine'in mayın tarama tatbikatları sırasında kendi mayın hattına girdiği doğru mu?
Le matin où le Caine a escorté les bateaux vers la plage, aviez-vous aussi pour ordre de larguer un colorant?
Caine'in çıkartma botlarına öncülük ettiği sabah, emirleriniz arasında denize bir ikaz işareti atmak da var mıydı?
Juste des officiers du Caine.
Sadece Caine'in subayları var.
Les officiers du Caine au beau milieu d'une joyeuse fête.
Caine'in subayları kutlama yapıyorlar demek.
A celui qui a vraiment écrit "Ouragan sur le Caine".
Tabii eğer varsa. "Denizde İsyan" ın gerçek yazarına içelim.
A cause de Caine?
- Kaçıyorlar mı?
Qu'est-ce qui s'est passé avec Caine?
Hey Wes, Baksana, Cain'le aranızda ne geçmişti sizin?
Même à Michael Caine, je dirais non.
Michael Caine bile olsan sana yardım edemezdim.
Kwai Chang Caine.
Adın ne? Kwai Chang Caine.
Caine?
Caine?
Je m'appelle Caine.
Caine.
Mais j'ai choisi Caine.
Ama Caine'i kullanıyorum.
- Voici Caine, un ami.
- Bu Caine. Bir arkadaşım.
- Oui, élève Caine.
- Evet, Öğrenci Caine.
Caine.
Caine.
Caine!
Caine!
Je veux te parler, Caine, face à face.
Konuşmak istiyorum Caine. Yüz yüze!
Caine, si tu hésites, je préfère te le dire... ils ont coincé un de tes amis.
Kuşkun varsa hemen söyleyeyim çocuklar bir dostunu rehin aldı.
Tu es Caine.
Sen Caine'sin.
Mon vrai nom, c'est Kwai Chang Caine.
Benim gerçek adım Kwai Chang Caine.
- M. Tutt, je vous présente M. Caine.
- Bay Tutt, bu, Bay Caine.
- M. Caine.
- Bay Caine.
J'ai été trop longtemps sur le Caine.
Caine'de çok fazla kaldım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]