English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Fransızca → Türkçe / Cal

Cal Çeviri Türkçe

368,123 parallel translation
Il émet à basse fréquence et utilise les tours d'une radio locale comme répéteurs.
Bu çok düşük bir frekansta çalışıyor ve verici olarak da yerel radyo istasyonlarının vericilerini kullanıyor.
Je suppose que cela a un rapport avec mon adolescence privilégiée.
Bu ayrıcalıklı çocukluğumla ilgili bir açıklama olduğunu varsayıyorum.
Pour l'enregistrement, M. Dodd n'est pas employé par la Sécurité Intérieure.
Dikkat edilsin, Bay Dodd İç Güvenlik çalışanı değildir.
Continue à travailler dessus.
Üzerinde çalışmana ihtiyacım var.
J'allais m'y connecter quand vous êtes arrivés.
Ve sen buraya geldiğinde bağlanmaya çalışıyordum.
- Et il a essayé de tous nous tuer.
- Dolandırıldı. - Ve hepimizi öldürmeye çalıştı.
Il va devenir fou.
hayır, ne kadar çalıştığını biliyor.
Il essaie d'arrêter Shepherd, tout comme nous.
Shepherd'ı durdurmaya çalışıyor. Bizim gibi.
L'entremetteur travaille dans une boutique à East Rutherford.
Taşıyıcı Doğu Rutherford'da bir fotokopi dükkanında çalışıyor.
Tu travailles toujours avec Shepherd?
Hala Shepherd ile çalışıyorsun, değil mi? Neler oluyor?
Il a travaillé pendant 32 ans.
Otuz iki yıl çalıştı.
Weller dit qu'on doit travailler avec toi.
Weller beraber çalışacağımızı söyledi.
Ils pourraient nous tuer si on essaie de s'échapper.
Kaçmaya çalışırsak bizi öldürebilirler.
" Mon Père, Magnus Steele, a pris 200 million de dollars aux innocents travailleurs américains.
"Babam Magnus Steele, 200 milyon avro aldı " Masum, çalışkan Amerikalılardan.
Mais tous les ans à Noël, je laisse un message sur son ancien numéro de travail, le suppliant de revenir et de se rendre.
Ama Christmastime'da her yıl, ben... Eski çalışma numarasına bir sesli mesaj bırakın, Ona geri dönmesini istemek ve kendisini açmak için yalvarmak.
J'ai appris à ma fille à être forte et à travailler dur, et c'est ce qu'elle a fait.
Kızımıza güçlü olmayı ve sıkı çalışmayı öğrettim, Ve yaptı.
Elle a dû licencier ses 52 employés.
52 çalışanının hepsini kovmalıydı.
" à d'innocents et bosseurs Américains.
" Masum, çalışkan Amerikalılardan.
"à des innocents et des bosseurs Américains..."
"Masum, çalışkan Amerikalılardan..."
Il y a 13 ans, un célèbre banquier de New York s'est fait prendre pour avoir utilisé le système de Ponzi sur ses clients.
13 yıl önce ünlü bir New York bankacı Müşterileri üzerinde bir Ponzi şeması çalıştırmak yakalandı.
Et maintenant les kidnappeurs les font s'affronter, pour essayer de récupérer les 200 millions $.
Ve şimdi kaçıranlar birbirlerine karşı oynuyorlar, 200 milyon doları almaya çalışıyordum.
Et je vais travailler sur le décryptage des vidéos YouTube.
Ve YouTube videolarının şifresini çözmeye çalışacağım.
Toute l'équipe travaille dessus, et on va la retrouver.
Bütün ekip üzerinde çalışıyor, Tamam, ve onu bulacağız.
Tu as besoin que j'essaie de me souvenir de quelque chose?
Bir şey hatırlamaya çalışmamı ister misin?
Tu essaies de t'échapper...
Kaçmaya çalışıyorsun...
On essayait pas de s'échapper.
Kaçmaya çalışmıyorduk.
Le signal du téléphone est fortement camouflé, on essaye toujours de travailler dessus.
Telefonun sinyali büyük oranda gizlenmiş, Bu yüzden üzerinde hala çalışmaya çalışıyoruz.
Si tu essaie d'être un héro,
Eğer bir kahraman olmaya çalışırsan,
Ou peut-être qu'il essayait juste de nettoyer
Veya belki de sadece temizlemeye çalışıyordu.
Cet effort mérite une récompense.
Sanırım bu türde bir çalışma ödülü hak ediyor.
Travailler avec moi est un honneur?
Benimle çalışmak büyük bir onur ha?
Nous les Waynes n'en sommes pas arrivés là en ayant peur du travail.
Biliyor musun, biz Wayne'ler bulunduğumuz yere sıkı çalışmaktan korkarak gelmedik.
Je travaillais chaque été pour mon père.
Biliyor musun, babam için her yaz çalışırdım.
J'ai appris à bosser dur là-bas.
Orası sıkı çalışmayı öğrendiğim yer.
J'espérais travailler pour quelqu'un comme mon père... quelqu'un d'inspirant, un mentor... mais j'ai fini avec vous.
Ve umarım çalışmayı babam gibi birinin yanında sonlandırırım. İlham veren biri, akıl hocası... Yine de senin yanındayım.
Wayne Industries lance un concours avec un prix de 100 000 $ pour l'employé dont l'invention
Wayne Endüstri, buluş yapan bir çalışana verilecek yüz bin dolar ödüllü yarışma düzenliyor.
Ils pensent qu'ils sont si cool car ils travaillent dans une division d'élite qui fait de la technologie de pointe qui façonne notre avenir.
Çok havalı olduğunu sanıyorlar. Sırf geleceğe şekil verecek modern teknolojiler yapan süper seçkin bir bölümde çalışıyorlar diye.
Tu n'es personne, tu travailles avec des moins-que-rien, et ton meilleur espoir est d'épouser l'un de nous.
Bir hiçsiniz. Önemsiz kişilerle çalışıyorsun. Ve en iyisi bizden birisiyle evlenmeyi istemen.
Tu veux juste un rapport avec ma mère.
Sadece annemle sevişmeye çalışıyorsun.
Hé, merci pour avoir bien bosser.
Hey, sıkı çalıştığın için çok teşekkürler.
Les servants qui m'ont élevés à la place de mon père absent.
Beni yetiştiren onlardı. Babam sürekli çalışırdı.
Ça va vraiment être du gâteau de bosser avec maintenant.
Artık onunla çalışmak çok kolay olacak.
J'essaie de me faire un peu d'argent sur le côté, ok?
Ek iş yaparak ekstra para kazanmaya çalışıyorum, tamam mı?
J'ai pensé qu'on pourrait tous l'aider à s'en sortir.
Ona yardım için beraber çalışabiliriz diye düşündüm.
Non, eh bien, voyons combien de temps cela va durer Une fois que j'aurai déménagé vos espaces de travail... En salle de conférence...
Bakalım çalışma yerinizi Konferans Odası B'ye alınca bu ne kadar sürecek.
Nous travaillons ensemble, c'est tout.
Birlikte çalışıyoruz. O kadar.
Je parie que tu es celui qui a utilisé les toilettes de Van Et qui essaies d'éloigner les gens de l'odeur En me blâmant.
Bahse girerim Van'in tuvaletini kullanan sendin ve beni suçlayarak insanları başından atmaya çalışıyorsun.
Si c'est pour les abdos, je travaille les miens.
Sorun kas olayıysa üzerinde çalışıyorum.
Green Fury va travailler pour nous, Teddy donc n'agis pas bizarrement.
Green Fury bizimle çalışacak, Teddy. Yani garip davranmaman gerekiyor.
Je suis maintenant un féministe rude mais sensible, qui a été élevé par un parent célibataire après que sa mère soit morte en essayant de sauver Noël.
Katı değil ama hassas feminizm destekçisi annesi noeli kurtarmaya çalışırken öldürüldükten sonra tek ebeveyn tarafından yetiştirilmiş birisiyim.
Non, attendez, j'essaie d'expliquer le féminisme!
Hayır bekle, feminizmi açıklamaya çalışıyorum!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]