Translate.vc / Fransızca → Türkçe / Callen
Callen Çeviri Türkçe
782 parallel translation
Callen?
Callen?
Trouve Callen. D'accord.
- Callen'ı bul.
- Callen?
Callen?
Qui est Callen?
Callen kim?
Alors, comment vas-tu, Callen?
- Ee? Nasılsın Callen?
Callen, où es-tu?
Callen, ne cehennemdesin?
- Comment vas-tu, Callen?
- Nasılsın Callen?
Callen, Sam, allez à Venice Beach, l'appartement de Quaderi.
Callen, Sam, Venice Plajı'na Kaderi'nin evine gidin.
Callen est revenu dans la partie.
Callen oyuna tekrar girdi.
Eric, active le téléphone de Callen.
Eric, Callen'ın cep telefonunu çalıştır.
Il a des infos sur celui qui a tiré sur Callen?
Callen'ı vuran kişiyle ilgili bir şey söyledi mi?
Comment va Callen?
- Callen'ın durumu nasıl?
J'ai entendu, M. Callen. - Comment?
Sizi duydum Bay Callen.
C'est votre affaire, M. Callen.
Dava sizindir, Bay Callen.
Sans blague.
Callen ne yapıyor?
Il fait quoi Callen? Règle 101 du manuel : forger un lien avec Riley en créant un ennemi commun, Sam.
Psikolojinin temelini, Sam'i düşmanmış gibi gösterip, Riley ile arkadaş oluyor.
- Comment va M. Callen?
Peki Bay Callen nasıl? Operasyonda.
M. Callen pourrait être... tué... ou pire.
Bay Callen öldürülebilir. Bayan Lange?
Callen n'est pas Sullivan.
Hetty, Callen, Sullivan değil.
J'ai trouvé l'oreillette de Callen.
Callen'in kulaklığını buldum.
Callen va foutre le camp de là à la première occasion, non?
Geliyorlar. Callen ilk fırsatta buradan kaçacaktır değil mi?
- Oui, l'agent Callen.
Evet, Ajan Callen.
Ils ont Callen et Sam.
Callen ve Sam ellerinde.
Nate a eu un message de Kensi par Callen en Morse sur une chose appelée "Maskelyne". Maskelyne!
Kensi, Nate'e, Callen'in Mors alfabesi yardımıyla Maskelyne diye bir şey söylediğini söyledi.
- D'accord, agent Callen.
- Tamamdır Ajan Callen.
Continuez, M. Callen, continuez. Qui a l'autorité.
Devam edin Bay Callen, devam edin.
À vous de démêler ça. Cool, l'open space.
İkisini de araştıracaksınız Bay Callen.
Il n'y a pas de confusion, Callen.
Kafan karışmasın Callen.
Callen, Sam. Par ici.
Callen, Sam, buraya gelin.
- De rien, G. Callen.
Bir şey değil, G. Callen
- Callen.
Buraya mutlaka gelmelisiniz.
Ça se tient. Tout ce travail pour appâter Abby, et comme disait Callen, ça lui a demandé beaucoup plus de travail que d'habitude. Plus facile de le faire de chez lui.
Bu mantıklı Abby'yi ortaya çıkarmak için yaptıkları Callen'ın da dediği gibi daha önce yaptıklarından çok daha zor bir iş bildiği bir yerde yapması daha kolay.
Callen, il y a un entrepôt, au coin de la 6ème et Ardmore, appartenant à Smith, avec des travaux à côté.
Callen, 6. cadde ve Ardmore'un kesişiminde Smith'in sahip olduğu bir depo var
Agents Callen et Hanna.
Ajan Callen ve Hanna.
OK, appelle Callen.
Callen'ı ara.
- J'avais des dossiers à finir avant demain, M. Callen. Certains prennent ça au sérieux.
Yarından önce yetişmesi gereken belgeler vardı Bay Callen bazılarımız bu işleri ciddiye alıyor.
{ \ pos ( 192,230 ) } C'est vous qui le dites, M. Callen.
Bu göreceli bir kavram Bay Callen.
Bonjour, je suis Callen.
Merhaba. Adım Callen.
- Rembrandt, M. Callen?
Rembrandt mı Bay Callen?
Il vous faut un endroit où vivre.
Kalacak bir yere ihtiyacın var, Callen.
Vous êtes au courant que M. Callen vit chez M. Hanna.
Eminim ki farkındadırsın Callen Hanna'nın yanında kalıyor.
D'un point de vue professionnel et connaissant M. Callen, pensez-vous que ce soit bon pour lui?
Senin profesyonel fikrin ve Callen'ı tanıdığın kadarıyla onun bu anlaşmada herhangi bir kazancı var mı?
À long terme, cela n'aidera en rien Callen à résoudre ses problèmes d'abandon et d'isolement dont il souffre depuis l'enfance.
Ve uzun vadede, bunun Callen'ın küçüklükten beri acısını çektiği terkedilmişlik ve soyutlanma problemlerine de bir faydası yok.
Parlement de Canberra Le Premier ministre vous demande.
Bay Callen, Başbakan sizi görmek istiyor.
Riley mord à l'hameçon.
Callen iki saatte, bizim iki yılda yapabileceğimiz bir işi bitirdi.
Callen a fait en deux heures ce qui prend facilement deux ans, infiltrer un groupe extrémiste paranoïaque.
Çok tehlikeli bir grubun içine sızdı.
Comme Callen.
Callen gibi.
Vous seriez surpris.
Çok şaşıracaksınız Bay Callen.
D'après vous?
Bay Callen, böyle mi düşünüyorsunuz?
- Eric.
Hey Callen.
Merci, G. Callen.
Teşekkürler, G. Callen