English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Fransızca → Türkçe / Cape

Cape Çeviri Türkçe

1,655 parallel translation
- C'est une cape assez jolie.
- Çok hoş bir pelerin. - Teşekkür ederim.
Battant un record l'aviatrice Amy Johnson... a finallement touché le sol britannique cette semaine... après son vol triomphal depuis Le Cap, en Afrique du Sud.
Rekortmen pilot Amy Johnson Cape Town, Güney Afrika'dan başlayan başarıIı uçuşundan sonra sonunda İngiltere topraklarına ayak basabildi.
Soon a gown of shimmering tulle And cape of silk we will unspool!
Sonra, renkli tül elbise ve üzerine ipek pelerini giyeceksin!
Nous quittons McMurdo pour la colonie de pingouins du cap Royds.
Cape Royds'daki penguen kolonisi için McMurdo'dan ayrıldık.
Nous nous trouvons au cap Royds, en 2006, c'est-a-dire le 100e anniversaire de la premiere recherche sur les pingouins, qui a été menée ici meme au cap Royds par un membre de l'expédition de Shackleton.
İşte Cape Royds'dayız. Yıl 2006, Cape Royds'da Shackleton keşif ekibinden birinin ilk penguen çalışmasını yapmaya başlamasının 100. yıl dönümü.
J'ai parlé à mon père pour la maison de Cape May.
Babamla Cape May'deki evi konuştum.
Je sais que tu détestes la maison familiale de Cape May, et je sais que mon père...
Bizimkilerin Cape May'deki evine gitmeyi hiç sevmiyorsun, biliyorum. Biliyorum, babam...
Cape May ira très bien.
Bence Cape May gayet iyi.
Tu as abîmé ta cape!
Aslında pelerinine bile sığamıyorsun!
- Je crois qu'on a une cape rose à l'arrière. On peut peut-être la teindre.
Sanırım arkada pembe bir pelerin vardı.
T'as perdu la cape.
Pelerinin gitti.
Vous avez perdu votre cape, Superboy.
Pelerinini düşürdün, Superboy.
Ça dépend de ce que vous pensez en faire. et il marcherait derrière moi pour porter ma cape.
- Bu, onlarla ilgili niyetize bağlı. Ona mor ipekten kıyafetler giydirir ve pelerinimi taşıması için peşimden yürütürdüm.
Non, je ne crois pas, même s'il m'arrive de porter un collant et une cape chez moi.
Hayır, hiç sanmıyorum. Gerçi evde o kapüşonlu naylon kostümlerle dolaşıyorum, o ayrı bir konu.
Vous allez à Cape Town?
Haftasonu Cape Town'a mı gidiyorsunuz?
Le ferry n'a pas encore quitté Cape Town.
Feribot, henüz Cape Town'dan ayrılmamış bile!
- Elle a pris la voiture, elle a un entretien dans un nouveau salon.
- Arabayı alıp Cape Town'a gitti.
- Il a terminé ses examens. Il doit être sur la route du retour.
Şu anda yolda, Cape Town'dan geliyor.
Conduisait-il une Ford sur la route de Cape Town?
Oğlunuz, bu akşam Cape Town'dan Ford marka bir araba ile mi geliyordu?
Il ne cesse de dire que vous devriez parler à l'homme à la cape rouge avant de vous décider.
Kırmızı pelerinli adamla konuşup ondan sonra karar vermen gerektiğini söyleyip duruyor.
Qui est cet homme à la cape rouge?
Kırmızı pelerinli adam da kim?
J'ai essayé de vous avertir avec de Roy, l'homme à la cape rouge.
Roy aracılığıyla seni uyarmaya çalıştım : "Kırmızı Pelerinli Adam."
Il met une cape, enlève ses lunettes, et il devient un super héros.
Bir pelerin takıp gözlüklerini çıkartıyor ve süper kahraman oluyor.
Quelqu'un marche sur ma cape.
- Pelerinime kim basıyor? - Kestik!
- Vous vouliez une cape de Superman.
- Benden süpermen pelerini istemiştin.
Alors vous m'avez demandé une cape de Superman.
Benden birşey istedin. Süpermen pelerini.
- C'est nous tous ensemble sur La Jetée.
- Bu ise hepimiz Cape'te iken.
qui nous sauvera la mise à Cape Town : M.Peter Boland.
Tanrı'nın da yardımıyla Cape Town'da belimizi dik tutmamızı sağlayacak kişi Bay Peter Boland.
Cape Town est une fournaise l'été.
Cape Town yazın cehennem gibi olur, bilmiyor musun?
- Avec une cape et un masque?
- Pelerin ve maskeyle mi?
Comment se servir de la cape d'invisibilité.
Mesela görünmez yapan pelerini.
Désolé, c'était pas la bonne cape.
Yanlış pelerin.
C'est la faute de la cape.
Pelerin yüzünden olmadı.
T'es où? - " Toujours à Cape Town.
- Hayır, nerdesin?
" Je suis en route pour l'aéroport.
- Hâlâ Cape Town'dayım. Havaalanına doğru yola çıktım.
- Que faisiez-vous à Cape Town?
Cape Town'da ne yapıyordun?
- Qu'êtes-vous allé faire à Cape Town?
Cape Town'da ne yapıyordun?
- Si à Cape Town, on dit qu'il s'est embarqué et qu'à Washington, on dit le contraire, un des deux fait erreur.
Eğer Cape Town bindiğini, Washington'sa inmediğini söylüyorsa biri yanılıyor demektir. ama bir ülkede uçağa binip diğerinde inmemezlik edemezsiniz. Üzgünüm efendim ;
Tu as oublié ta cape, Superman?
Pelerinini unuttun mu Süpermen?
Ou un fantôme? L'Homme à la cape noire?
Yoksa hayalet miydi, öcü gibi bir şey miydi?
Oh, j'étais à Cape Town il y a deux ans.
İki yaz önce Cape Town'daydım.
Combien il y a de kilomètres entre Cape Town et le Sénégal?
Senegal, Cape Town'a ne kadar uzak?
Il porte une sorte de cape noire. Cool.
Siyah bir cüppe ya da ona benzer bir şey giymiş.
On aurait dit qu'il portait une cape.
Bir cüppe giyiyor gibiydi.
Il a dit que c'était un mec avec une cape noire.
Dediğine göre siyah cüppe giymiş biri vardı.
- Et sa cape aussi
- Pelerini de öyle!
Si la cape te va.
Eğer pelerin sana uyarsa.
On croit qu'il a récemment rejoint La Grenouille, un vendeur d'armes international, il a des sociétés écrans à Paris,
Yakın zamanda uluslararası silah kaçakçısı olan La Grenouille'e katıldığına inanılıyor. Paris, Nairobi, Cape Town'da paravan şirketleri var.
- Il porte son porte-bonheur au combat comme Superman porte sa cape ou Rocky Balboa sa ceinture.
İğrenç. Savaşta, o gülünç iyi şans muskasını takıyor. Süpermen'in pelerini gibi ya da Rocky Balboa'nın kemeri gibi.
Tu veux dire que ce matin quand elle crachait le feu, que les postillons volaient, quand sa cape volait au vent, ça t'a pas un peu excité?
Bana bugün bağırarak geldiğinde köpürdüğünde, baskı kurduğunda, birazcık bile heyecanlanmadığını mı söylüyorsun?
Il n'a pas de cape.
Bat mobili bile yoktur.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]