Translate.vc / Fransızca → Türkçe / Carmel
Carmel Çeviri Türkçe
186 parallel translation
Je suis à Carmel.
- Carmel mi? - Evet, uçuştayım.
Le modèle s'appelait Carmel.
Model'in ismi Carmel'miş.
Qu'est devenue Carmel?
- Carmel şimdi nerede?
En nous disant comment étaient réellement Mary et Carmel.
Belki, Mary ile Carmel'in gerçekte nasıl kişiler olduklarını anlatabileceğinizi düşündük.
Et Carmel?
Ya Carmel?
Ils ont emmené Carmel à Paris, lui ont trouvé un emploi, laissé de l'argent...
O ve Bay Meredith kızı Paris'e götürdü. Ona bir iş bulup para sıkıntısı çekmemesini sağladılar.
Carmel est revenue.
- Carmel geri döndü.
Le soir où Carmel a vu qu'elle devait quitter Windward, elle aurait tué Mary et son époux, si elle avait pu.
O gece Carmel'e, Windward'tan ayrılması gerektiği söylenmişti. Hem Mary'i hem kocasını öldürebilseydi bunu yapacaktı.
Carmel a atteint la falaise près de l'arbre mort.
Carmel ölü ağcın yanında uçurumun kenarına ulaştı.
Carmel a levé le bras, a frappé, et Mary a chuté.
Sonra, Carmel kolunu kaldırıp Mary'ye vurdu ve yere serdi.
J'ai lutté pour lui sauver la vie jour et nuit, en la haïssant!
Ondan hep nefret ederek, gece-gündüz demeden Carmel'in yaşaması için çabaladım!
Cette nuit-là, qui a dit à Carmel de partir?
O son gece, Carmel'e gitmesi gerektiğini kim söyledi?
Que Mary avait chassé Carmel?
Carmel'in gitmesini isteyenin Mary olduğunu kabul ederek.
- Elle dit que Carmel a tué Mary.
Carmel'in, Mary Meredith'i öldürdüğünü söylüyor.
- Et qu'elle a soigné Carmel.
Evet, oradaymış. Carmel'in tedavisiyle uğraşmış.
" Le modèle. Carmel Quesada.
... Meredith'in modeli, Carmel Quesada.
Mlle Holloway a tué Carmel?
- Bayan Holloway Carmel'i öldürmüş.
- Ce devait être Carmel.
- Carmel olmalı.
Carmel a eu un bébé, aussi?
O halde, Carmel'in de bir bebeği oldu!
Carmel y était. Ils sont revenus avec le bébé.
Bebekleriyle geri dönmeden önce Carmel'i götürdükleri yer.
Mary a adopté son bébé, lui a donné un foyer, un nom, mais Carmel était bannie!
Bence Mary, Carmel'in çocuğunu evlatlık edindi ve asla buraya dönmemesi şartıyla Carmel'e bir ev verdi.
- Je suis la fille de Carmel!
Ben Carmel'in çocuğuyum!
Vous avez pris le bébé.
Carmel'e bebeğini bırakıp ortadan kaybolmasını söyledin.
Sensationnel. On a un ranch à Carmel.
Bu yetersiz bile kalabilir.
Je suis tombée sur Ward Hendricks à Carmel le lendemain.
Ertesi gün Carmel'de Ward Hendricks'le karşılaştım.
Ward Hendricks t'a dit... Oh, il est déjà de retour à Carmel?
Ward Hendricks... şimdiden Carmel'e dönmüş mü?
Qui chauffe et qui carbure sur KRML, dans la petite cité de Carmel-les-Flots.
Tuhaf, küçük Carmel kentinde, KRML istasyonu ortamı kızıştırıyor.
Il y a un nouveau restau mexicain extra à Carmel, le Susinos.
Carmel'de, Susinos adında yeni açılmış müthiş bir Meksika lokantası var.
Je vais à Carmel essayer de trouver du détachant.
Ben Carmel'e gidip deterjan alacağım.
Dans un instant, encore de la musique douce, mais d'abord, à moins dix, nous émettons de KRML, au centre commercial de Rancho Carmel, chez le boucanier, la boutique de l'homme.
Bir dakika sonra başka güzel parçalar dinleyeceğiz... ama öncelikle, saat başına on dakika kala, KRML'deki yayınımız... Carmel Çiftlik Alışveriş Merkezi'nin... maceracıların, gerçek erkeklerin mağazasının reklamıyla sürecek.
On a invité Ed et Carmel.
Ed ve Carmen'le buluşacağız.
Je bossais sur un affaire à 25 $ la journée à la recherche d'une fugueuse de 15 ans de Carmel une étudiante consciencieuse, diplômée en hommes
Günlüğü 25 $'a çocuk oyuncağı işlerde çalışıyordum. 15 yaşında, Camel'den kaçmış birini arıyordum. Onur belgeli bir öğrenci, erkeklerle anadal yapıyordu.
Tu te rends compte qu'on a loupé un dîner pour venir te chercher de Carmel?
Carmel'den buraya gelip seni almak için harika bir yemek partisini kaçırdığımızı biliyor musun?
Elle est serveuse au motel Lit d'eau à Carmel.
Carmel'deki Su Yatagï Moteli'nde garsondur.
Lorsque nous sommes arrivés à Carmel, il voulait m'épouser.
Carmel'a geldiğimizde benimle evlenmek istedi.
C'est l'anniversaire de Judith. Je reste avec elle à Carmel après la fête.
Judith'nin doğum günü var Partiden sonra onunla kalacağım.
- Des patients à l'lnstitut Carmel?
- Carmel Enstitüsü'nde hasta var mı?
L'église du Mont-Carmel.
Bu Carmel dağı kilisesi.
Je vais voir sur Carmel.
Carmel yarışlarına ben bakarım.
Route côtière par Carmel.
Highway ile Carmel'in köşesi.
Une autre fille, Carmel, découverte avec un sac sur la 10e.
Carmel adındaki bir sokak fahişesi, 10. Caddede, kafasında bir torbayla bulundu.
Vous avez entendu parler d'une Carmel aux Mœurs?
Son zamanlarda bir Carmel'e rastladın mı?
Une Carmel?
Carmel de ne?
Carmel, la 1re prostituée tuée.
Carmel, ilk ölen fahişe.
Carmel a eu un traumatisme à la tête. Asphyxiée avec un sac poubelle et abandonnée dans une position sexuelle.
Carmel başından sert bir darbe almış çöp torbasıyla boğulmuş ve bir seks pozisyonunda bırakılmıştı.
Carmel était noire.
Carmel zenciydi.
- Contamination du lieu du crime.
Carmel davasında, suç mahallindeki kanıtlar bozulmuş.
"Carmel"!
R, M... "Carmel."
Et Carmel?
- Ya Carmel?
- Bonjour.
Bizim Carmel bölgesindeki bir çiftliğimiz var.
Carmel a été tuée à six rues d'ici.
Carmel buradan altı sokak ileride öldürülmüştü.