Translate.vc / Fransızca → Türkçe / Charger
Charger Çeviri Türkçe
3,040 parallel translation
Je vais m'en charger.
Kendim hallederim.
Et, euh, désolé pour la voiture.
Ayrıca Charger'a olanlardan ötürü de üzgünüm.
Ça serait beaucoup plus facile si vous me laissiez me charger de lui en personne.
Onunla şahsen görüşmeme izin versen daha iyi olurdu.
Les armes sont dans le chargeur.
Silahlar Charger'ın içinde.
Quand on veut vraiment la mort de quelqu'un, il vaut toujours mieux s'en charger soi-même.
Birinin ölmesi gerekiyorsa bunu kendin yapmalısın.
Je laisserai le Seigneur et le bourreau se charger de lui.
Tanrı'ya ve cellatına ruhunu orada almaları için ortam hazırladım.
Tu crois que le mec aux chiens pourrait se charger d'un cercle de jeu?
Sence senin köpekçi bir kart oyunun üstesinden gelebilir mi?
Pourquoi tu peux pas t'en charger?
Neden sen halledemiyorsun?
Vous l'avez vu charger en tête devant les deux autres quand on a percé?
Diğer ikisinin arasından fırtına gibi çıkışını gördün mü?
Tu devras t'en charger.
Bunu kabullenmesini sağlayacaksın.
Inutile de se charger. Depuis quand tu décides tout seul?
Hee oldu, Sen nezaman basladin, Hakkimizda karar almaya?
Je me demandais, pendant que nous parleront business, pourriez vous charger une de vos beauté d'ébene de faire visiter à Django votre magnifique propriété.
Biz iş konuşurken sevimli siyahilerinizden biri... Django'ya bu güzel çiftliği gezdirebilir belki?
Lara Lee, pourez vous avec Cora vous charger rendre
Lara Lee, Cora'yı da alıp...
Mais je veux m'en charger. Je ne veux pas intimider le gars.
Adama kalabalık olmayalım.
Je fais le tour des magasins et j'aides les clients à charger leur courses en toute sécurité.
Dükkan etraflarında devriye gezerim ve müşterilerin aldıklarını eksiksiz götürmelerine yardım ederim.
- C'est à Israël d'en charger Mike si ça a pris
- Haber vereceğim. - Eğer hazırsa Mike'a uğramak Israel'in görevi.
On peut s'en charger.
Bunu halledebiliriz.
Laissons-les s'en charger.
- Bunu onlara bırak.
La police de Chicago devrait s'en charger.
Chicago Polisi ilgileniyor olmalıydı.
Il y a quelques dégâts là, échangeons juste les papiers et on laissera les compagnies d'assurance s'en charger.
Bak biraz hasar oluşmuş birbirimize bilgilerimizi verelim ve bunu sigorta şirketleri halletsin.
J'essaie de charger des photos, mais le signal est faible.
Resimleri yüklemeye çalışıyorum ama sinyal kesilip duruyor.
Fais-le taire ou je trouverai quelqu'un pour s'en charger.
Hallet ya da ben halledecek başka birini bulurum.
J'ai toujours voulu charger un van de restauration.
Her zaman yemek arabası yüklemek istemişimdir.
mais si je vais charger dan comme une bombe J'ai besoin que tout le monde soit là quand il explosera.
Fakat eğer Dan'i kıllı bir el bombası haline getireceksem patladığında herkesin orada bulunduğundan emin olmalıyım.
Je peux m'en charger.
Kayıtları ben düzenleyebilirim.
Ou bien quelqu'un d'autre va s'en charger à votre place.
Ya da kendine çalışacak başka bir yer bul.
Tu dois pas le charger d'abord?
Önce o silahı kurman gerekir, değil mi?
Je connais quelqu'un d'assez fou pour s'en charger.
Ben de bir deneyecek kadar çılgın birisini tanıyorum.
T'es sûre de vouloir charger là dedans, machettes à la main?
Öylece içeriye dalmak istediğine emin misin?
Je vais charger ma bite dans ton cul!
Yükle yavrum! Yükle yavrum! Çüküme bin!
Laissez les pros s'en charger.
Bırakın profesyoneller halletsin.
Hé, donne moi l'argent. Je peux m'en charger.
Parayı bana ver, ben halledebilirim.
Mais il n'y a pas de grue, donc on ne peut ni charger ni décharger.
Ama orada vinç yok. Yani yükleme yapamazsınız.
Je ne comprends pas pourquoi Mlle Olson ne peut pas s'en charger.
Bayan Olson'un neden halledemediğini anlamıyorum.
Laissez moi m'en charger. Quelle est la pire chose qu'ils puissent dire?
Söyleyebilecekleri en kötü şey ne?
Je les ai vu le charger dans le camion.
Oradaydım, araca kendim koydum.
Tu dois bien viser ta cible avant de... charger ta flèche.
Hedefine odaklanıyorsun ve oku bırakıyorsun.
Et quand je trouvais du travail pour charger les bateaux, je mangeais.
Gemilere yükleme yapılacağı zamanlar iş bulabilirsem yemek yerdim.
Je puis, à une heure indue de la nuit, la charger de se montrer au balcon de l'appartement de sa maîtresse.
Benim için gecenin uygunsuz bir saatinde hanımının yatak odası camından dışarı bakabilir.
Doc, on va se charger de ça en interne.
hacı, bunu gizli tutuyoruz.
Notre technicien en chef, Syd March, va charger le tout dernier virus dans la capsule.
Şef teknisyenimiz Syd March en son virüsü sisteme yüklemek üzere.
Toutefois, Je ne vais pas me charger de votre affaire
Lakin davanizi ben almayacagim.
Vous, vous ne ferez rien. c'est à Mlle Swan de s'en charger.
Sen hiçbir şey yapmayacaksın. Bayan Swan yapacak.
Alors le Seigneur devra s'en charger.
O zaman Yüce Tanrı'nın inayetine kaldık.
Il faut appeler Beckman, la CIA et les Japonais pour se charger de Quinn.
Beckman, CIA ve Japon istihbaratı Quinn'i almak için bizi bekliyor olacaklar.
On peut charger les souvenirs de Sarah dans la Clé.
Aman Tanrım, haklısın. Sarah'ın hafızasını Anahtar'a yükleyebiliriz.
Ah, je vois, tu penses que je ne pourrais pas me charger de ta copine au blazer pleine de pouvoir.
Ah, anlıyorum, yani sen süper güçlü cekete sahip hanım arkadaşının üstesinden gelemeyeceğimi mi düşünüyorsun?
Pas vraiment, j'ai tourné le dos pour charger des bagages.
Tam olarak değil. Çantaları yüklemek için arkamı döndüm.
Pindy peut s'en charger.
Pindy, bununla başedebilir.
J'ai dû charger seul.
Bunu kendim yüklemem gerekti.
Les relations avec la presse doivent s'en charger.
- Medya ilişkileri halletsin.