Translate.vc / Fransızca → Türkçe / Chargés
Chargés Çeviri Türkçe
3,199 parallel translation
Si nous versons l'argent, et que nous donnons l'ordre maintenant, pour l'expédition sur les terres chrétiennes, Arrivé le mois de ramadan, nos bateaux chargés d'huile pourraient accoster en Céphalonie pour le mois saint, le long de l'entière flotte turque.
Eğer şimdi paramızı harcayıp Hristiyan topraklarına sevkiyat için sipariş verirsek Ramazan ayının gelmesiyle tüm Türk donanması toplanacağı için yağ yüklü gemilerimiz sorunsuzca Kefalonia'ya demir atabilir.
Les navires chargés de pétrole sont à quai à Céphalonie.
- Yağla dolu gemiler Kefalonya'ya demir attı.
Assure-toi qu'ils soient chargés et livrés à l'usine de ciment.
Jimmy, bunların çimento fabrikasına ulaştığından emin ol.
Jusqu'à vingt flingues chargés.
Yaklaşık 20 kişilik silahlı muhafızı var.
On prendra le ferry, on ira juste en France, chargés de baguettes, et juste conduire, les gars, vous voyez ce que je veux dire?
Fransa'ya gider baget ekmek alırız ölümüne süreriz işte oğlum ya.
Capitaine, les canons sont presque tous chargés.
Ben işaret verene kadar bekleyin! Emredersiniz.
L'exploration, mais aussi l'installation de bases en vue d'une expansion, les bataillons d'exploration, chargés de ces missions, sont le fruit de la sagesse humaine.
Surların ardında bir araştırma ve de bir ileri karakol kurulması için insanlığın en yetenekli askerlerinden oluşan Keşif Birliği görevlendirilmişti.
Essayez de penser à des mots chargés de positif!
Olumlu kelimeler kullanmayı deneyin! Kevin?
Il est venu, pour entendre les charges qui pèsent contre lui.
İyi niyetinle kendine yöneltilen suçlamaları duymaya geldi.
En interne, Tara va pas agir sur les charges.
İç tarafta, Tara şikâyetçi olmayacak.
Ils vont approuver les charges.
Ceza suçlamalarını kabul edecekler.
J'ai signé un accord de non-divulgation, et elle a abandonné les charges.
Suçlamalarından vazgeçsin diye, gizlilik anlaşması imzaladım.
- Fojas tu t'en charges? - Oui
- Fojas, aldın mı?
Alors ils ont abandonné les charges?
Şikayet geri mi alındı?
On a juste besoin de 3 ou 4 charges d'explosifs bien placées.
Tek gereken üç veya dört tane doğru yerleştirilmiş RDX patlayıcı.
Quatre charges RDX sont placées sur les poutres à la base de ce bâtiment.
Tesisin ana kolonlarına dört tane RDX patlayıcı yerleştirildi.
Dernière arrestation, il y a 7 semaines, les charges ont été abandonnées.
En son yedi hafta önce tutuklanmış ve beraat etmiş.
Et si vous ne voulez pas de vos témoins devant le juge, toutes les autres charges pour vol qui pourraient apparaître sont incluses dans ces quatre.
Ayrıca tanıklarının mahkemeye gelmesini istemiyorsan başka soygun suçlamalarını da bu dördüne dahil edebilirsin.
Pour les charges retenues contre vous, M. Barbara... que plaidez-vous?
Size yöneltilen suçları duydunuz Bay Barbara. Savunmanız nedir?
Pour les charges retenues contre vous, que plaidez-vous?
Size yöneltilen suçlara karşı savunmanız nedir?
Je te dis des choses gênantes à mon propos, comme le fait que je ne portais pas de sous-vêtements lors de ma comparution pour agression en espérant que le juge abandonnerait les charges.
Ayrıca kendimle ilgili utandırıcı şeyleri bile anlattım hakimin suçlamaları düşürmesi umuduyla saldırı duruşmamda iç çamaşırı giymediğim gibi.
Quelles étaient les charges?
Suçlamalar neydi?
Je me sens tellement plus confortable en bas! Tellement moins de charges.
Giderimiz çok daha az olur.
Les charges ont été abandonnées.
Suçlamalar düşmüş.
Selon la loi, il a un jour après que les charges d'accusation aient été déposées pour mettre en ordre ses pensées.
Kanun, ona suçlamalar dosyalandıktan sonra savunmasını oluşturmak için bir gün verir.
Tu t'en charges.
Sen sorgula.
Tu t'en charges.
Tamam.
Hessington Oil plaide "non contestation" On paie une amende de 50 millions de dollars, et toutes les charges criminelles retenues contre Ava sont abandonnées.
Hessington Petrol yanildigini kanitlamaya çalismayacak 50 milyon $ ceza ödeyecek, karsiliginda da Ava'ya yapilan bütün suçlamalar düsecek.
Avec ta main gauche, tu charges le revolver.
Sol elinle emniyeti kapatırsın.
Met les charges pour faire péter cette usine.
Tesisi yok etmek için patlayıcıları yerleştirin.
Ils ont abandonné les charges.
Şey, suçlamaları düşürdüler.
Tu viens de dire que les charges ont été abandonnées.
Daha az önce suçlamalar düşürüldü dedin.
Il ne retient pas les charges.
Adam şikâyetçi olmayacak işte.
Vous voulez que je laisse tomber les charges parce qu'elle a une MSD?
Zührevi hastalığı var diye suçlamaları düşürmemi mi istiyorsun?
Ecoutez, si vous étiez venus me dire qu'elle s'était fait tirer à la tête par des Talibans, alors peut-être que j'aurais pu enlever les charges, mais...
Eğer bana gelip Taliban tarafından vuruldu deseydin, belki suçlamaları düşürmeye çalışabilirdim, ama..
Ecoutez, je peux parler au procureur, voir ce qu'il peut faire pour abandonner les charges pour la possession, mais d'abord vous devez me dire ce dont Larry et vous parliez.
Savcıyla konuşabilirim, suçlamaları düşürmek için bir şeyler yapabilir, ama önce... Larry ile ne konuştuğunu bize söylemelisin.
on a laisser tomber les charges contre Kendra. Que veux-tu de plus?
Kendra'nın suçlamalarını düşürdük., Başka ne istiyorsun?
Charges en qu'une en haut, Frankie.
Bir üstteki, Frankie.
Les charges contre elle sont bidons.
Suçlamalar geçersiz.
Écoute, Thatcher prendra soin de toutes les charges funérales et tout ce que tu a besoin.
Bak, Thatcher tüm cenaze masraflarıyla ve ihtiyacın olan şeylerle ilgilenecek.
Tous les canons semblent être chargés. Nous pouvons tirer.
Dünyada herkesten daha çok güvendiğim iki insan bana hayatlarını emanet etmek istiyor.
J'essaie de voir s'il n'a pas de charges contre lui.
Suçlama altında kalmaması için uğraşıyorum.
Ils ont abandonné les charges?
Suçlamalar düştü mü?
Vous savez, il réalise un prototype de système de protoxyde d'azote pour déterminer où les charges étaient placées.
Saldırının nereye yerleştirildiğini belirlemek için Nitro Oksit Sistemi'nin prototipini hazırlıyor.
Même si les charges ne sont pas retenues, votre carrière politique est finie.
Bu suçlamalardan kurtulsanız bile politik kariyeriniz sona erdi.
Je peux soulever des grandes charges, appuyer sur des boutons,...
Ağır şeyler kaldırabilirim, düğmelere basabilirim, kolları çekebilirim...
Pas de charges contre toi.
- Sana karşı bir suçlama yok.
Dawson veut que tu t'en charges, alors que c'est mon affaire.
Damon içeri tıkıldı. Ben sorgulasam da Dawson'ı da sen aldın.
S'il témoignait contre mon client, toutes les charges contre lui seraient réduites. Abandonnées même.
Müvekkilime karşı ifade vermesi durumunda tüm muhtemel suçlamalarda azalma olacaktı.Hatta düşürülecekti.
- Quoi? - Quelles charges?
- Hangi suçlamayla?
Je travaille à ce que les charges contre Ava soit retirées, et Mike travaille à la faire sortir sous caution.
Ben Ava'yı suçlamalardan kurtarmaya çalışıyorum Mike ise onu kefaletle çıkarmaya çalışıyor.