Translate.vc / Fransızca → Türkçe / Cherokee
Cherokee Çeviri Türkçe
235 parallel translation
Je suis moi-même venu de Cherokee il y a deux ans.
Ben iki sene önce Cherokee İlçe'sinden geldim.
Du comté de Cherokee!
Cherokee İlçesi. Vay.
- Les parents de Connie sont de là-bas. - Pas possible!
- Connie'nin ailesi Cherokee İlçesinden.
On se retrouve à l'angle des rues Cherokee et 16e dans 15 minutes, d'accord?
15 dakika sonra 16. Cadde ile Cherokee Caddesinin birleştiği köşede buluşalım.
Ce cherokee parlant un dollar d'argent contre la moitié de mes dents... et lui avec un dentier capable de mastiquer une corne de bœuf.
Kafasız Cherokee, dişlerimin yarı hakkı için bir gümüş dolar bahis oynuyor. Oysa bir öküzün damgasını söküp atacak kadar güçlü dişleri var. Bekle Kwo.
Ça, c'est "Cherokee".
Bu "Cherokee".
Tu le dis toi-même qu'il n'y a pas plus jolie fille qu'une Cherokee.
Çerokili kızıl derili bir hatundan daha güzel bir şey olmadığını sen söyledin.
Tu travaillerais pour la Campbell-Cherokee.
Seni Campbell Cherokee Makinaları işine vereceğiz.
Un médecin Cherokee me l'a donné en disant que tant que je le porterai, on me posera pas de questions stupides.
Cherokee yerlisi bir şaman vermişti bunu, bunu takarsam insanların aptalca sorular sormayacağını söylemişti.
Une Indienne cherokee.
Yarı Çeroki'ydi.
allant par monts et par vaux, troquant des peaux, jusqu'à ce qu'il arrive dans une tribu Cherokee.
Cherokee bölgesine gidene kadar, deri ticareti yapıp, oradan oraya gezdi durdu.
Méchants, mauvais Indiens là-bas. Shoshone, Blackfoot, Cherokee.
Yani... kötü Kızılderililer orada, Shoshone, Blackfoot, Cherokee.
Un Cherokee pur sang.
Safkan bir Cherokee.
- Je suis moitié cherokee.
- Yarı Çerokiyim de.
Cherokee?
Cherokee, ha?
Elle croit que je suis un chef cherokee.
Benim bir çesit Seroke Sefi oldugumu saniyor.
- Pour le Cherokee Strip.
- sonra Cherokee Kuşağı Koşusu'na girdim.
Quand ils ont ouvert le Cherokee Strip aux colons.
Cherokee Kuşağını beyazların yerleşimine açmışlardı.
Le Cherokee Strip.
Cherokee Kuşağıydı.
Après, un peu plus tard... le pianiste et moi, on s'est mis au travail... sur Cherokee.
Daha sonra, kısa süre sonra ben ve bir piyanist birlikte Cherokee üstünde çalışmaya başladık.
Le bridge de Cherokee.
Cherokee köprüsü.
Dans la conversation... on en est venus à parler de ma mère qui était indienne... une Cherokee 100 %, Mme le juge...
Laf lafı açıyordu ve bir anda konu tam kan çeroke olan annemin Amerikan yerlisi olmasına geldi, sayın yargıç.
Ils ont simplement beaucoup crié et... ma mère a pleuré, et mon père m'a interdit de conduire la Cherokee.
İkisi de avaz avaz bağırdı ve... annem ağladı... ve babam cipi kullanamayacağımı söyledi.
Je l'ai déjà vu se battre!
Bu Cherokee. Dövüşürken gördüm.
Cherokee, Explorer... - Montero, Trooper ou Pathfinder.
Cherokee, Explorer, Montero Trooper veya Pathfinder.
Je voulais dire Cherokee.
- Çeroki demek istedim.
Un avion a percuté une voiture.
Cherokee sapağı kaçırmış, arabaya toslamış.
Vous le voyez au 1 er coup d'œil.
- Tek arabamız var. Mavi Cherokee.
Ceci est son dossier scolaire du lycée Lafayette de Cherokee Plaines, en Louisiane.
Guney Lafayette Lisesinden alinan diploma notlarin...
Le problème, c'est qu'il n'y a pas de lycée Lafayette à Cherokee Plaines, en Louisiane.
Problem burada basliyor... Bu okulu cok aradik ama bulamak. Hatta boyle bir okul yok.
On va pas avoir de sorcier cherokee qui hurle en remuant de la queue?
Buraya bir Kızılderili büyücüsü gelmeyecek herhalde. Aletini sallayarak dolaşan biri.
Mon arrière grand-père était un cherokee côté à l'argus.
Kudretli dedemin ismi Jeep Grand Cherokee'dir.
C'était un grand chef cherokee.
Yani, Şef Grand Cherokee.
Un phénomène atmosphérique vieux de 700 ans, auquel des milliers de personnes ont assisté à ce jour.
700 yıldır, Cherokee yerlilerinin zamanından beri binlerce kişinin tanık olduğu doğa olayı.
Et je peux demander à mes ancêtres d'apporter de l'eau à cette terre assoiffée.
Cherokee olarak atalarımı bu susamış toprağa su getirmeleri için çağırabilirim.
Ma tante irlandaise est plus Cherokee que Daryl Mootz.
Benim İrlandalı Olive Teyzem bile, Daryl Mootz'dan daha çok Cherokee'ydi.
Le soldat trouvé par les éclaireurs cherokee est là.
Cherokee gözcülerinin getirdiği er burada.
Il avait un tomahawk cherokee.
Cherokee baltası varmış.
Les Francais et les Cherokee avaient attaqué les Montagnes Bleues.
Fransızlar ve Cherokee'ler Blue Ridge'e saldırmıştı.
Les yeux, les langues, les doigts... placés dans des paniers... ont descendu la rivière, jusqu`au territoire cherokee.
Gözleri, dilleri, parmakları sepetlere koyduk. Asheulot'taki Cherokee'lere yolladık.
Ensuite, les Cherokee ont rompu leur alliance avec les Francais.
Çok geçmeden, Cherokee'ler Fransızlarla antlaşmalarını bozdu.
Je t'ai dit qu'un Cherokee paie toujours ses dettes.
Dedim ya, bir Cherokee borcunu mutlaka öder.
- Et un huitième Cherokee.
- Evet, sekizde bir de Cherokee.
Un Cherokee, de 89 ou 90. 3 peintures, toutes d'usine.
Cheroke, 89 ya da 90 model. Üç boya da fabrikada yapılmış.
Jeep Cherokee, la plaque commence par G74?
Ama pislik durmadı. - Arabayı nereden bulmuş?
- Ca pourrait être G79?
Jeep Grand Cherokee.
Jeep Cherokee garée au coin, immatriculée G79-6L5.
- G79 olabilir mi? - Onu yakaladınız mı? - Piedmont, 823'te ateş edilmiş.
- Femme blessée à l'intérieur.
Köşede park edilmiş bir Jeep Grand Cherokee varmış.
Une Cherokee... modèle 94... métallisée.
Cherokee. 9 model Cherokee.
Devant, il y a une Cherokee noire.
Dışarıda Siyah bir Şaroke var.
Et j'ai 1 / 64ème de sang cherokee.
Ve ben bir 64.